Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İcra Müdürü Tarafından İhalenin Kaldırılmasına Karar Verilmesi ve İzlenecek Prosedür -İİK m.133-

Deciding Termination of the Auction by Bailiff thereby Procedures to be Applied -TEBC Art.133-

Orhan EROĞLU

Cebri icra hukuku, borçlunun iradesiyle ve zamanı geldiğinde borcunu ödememesi neticesinde, devletin cebri icra organlarından yararlanılarak alacaklının alacağına kavuşmasını sağlayan hukuk dalıdır. Alacaklının icra hukuku kuralları çerçevesinde başlattığı icra takibinin kesinleşmesi ile birlikte, borçlunun taşınmazlarını haczettirme ve bu taşınmazların satılarak paraya çevrilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır. Satışa (artırmaya) hazırlık işlemleri sırasında, ilan, artırma şartnamesi, kıymet takdiri, mükellefiyetler listesi gibi bir takım şekli işlemler icra memuru tarafından yerine getirilir. İhale gerçekleştikten sonra, alıcının ödeme süresi içerisinde satış bedelini ödememesi halinde İİK m.133’deki prosedürün uygulanması gerekir. Bu kapsamda icra müdürü ihale kararını kaldırır. Sonrasında İİK m.133’deki prosedürü uygular. Çalışmamızda; paraya çevirme usulü, artırmaya hazırlık işlemleri, artırmanın yapılması ve ihale bedelinin ödenmemesi sebebiyle ihale kararının kaldırılması ele alınmıştır. Doktrindeki görüşlere ve Yargıtay içtihatlarına da yer verilerek, uygulamada yaşanan olumlu ve olumsuz hususlara değinilmiştir.

İhale, İhalenin Feshi, Tamamlayıcı İhale, İhale Kararının Kaldırılması, Satış Bedelinin Ödenmemesi.

Compulsory law provides to obligee when the time comes, getting as mentioned debt using the government’s compulsory executive bodies by willing of debtor. There is right to demand of obligee, follow-up of executions initiated within the framework of compulsory laws that disposing of the immovables registered on the debt and to convert these immovables into money for sale. In the sale (auction), during the preparatory transaction, the bailiff (execution officer) arranges some formal elements such as declaration, conditions of auction, value appreciation (appraisal), and the list of obligations. Unless buyer of auction pays sale value, the Bailiff must execute procedure of in Turkish Execution and Bankruptcy Code, “TEBC” Art.133, executing rescission auction decision within this framework thereafter execute procedures of Art.133 of TEBC. Our study, method of encashment, preparations to increase, results of making an enhancement and executing rescission of auction thereby non-payment of sale value is examined, and these examines are supported by doctrines and the Court of Cassation case-law.

Auction, Termination of the Auction, Complementary Tender, Rescission of Auction Decision, Non-Payment of Sale Value.

Giriş

Cebri icra hukukunda esas olan alacaklının, cebri icraya konu alacağını borçlunun mallarının paraya çevrilmesi neticesinde para olarak almasıdır. Borçlunun haczedilen malları, alacağına karşılık olarak alacaklıya verilmemektedir. Cebri icra organları tarafından borçlunun mal varlığına borcu kadar el konulup, bu mallar satılarak alacaklı ya da alacaklılar tatmin edilmektedir. Borçlunun haczedilen malı bir taşınmaz ise, istisnai haller saklı kalmak üzere, haczedilen taşınmaz sadece açık artırma yolu ile satılabilmektedir. Satış görevi icra müdürüne aittir. İcra müdürünün açık artırmaya hazırlık aşamasında artırmayı ilan etmek, artırma şartnamesini düzenlemek ve mükellefiyetleri tespit etmek gibi görevlerinin yanında; ihalenin yapılması ve ihale bedelinin ödenmesi aşamalarında da önemli görevleri vardır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu1 (İİK) m.133’de ihalenin feshi ve farkının tahsili, İİK m.134’de ise ihalenin neticesi ve feshi düzenlenmiştir. Her iki maddenin başlığında yer alan ihalenin feshi kavramı aynı şeyi ifade ediyor gibi görünse de kanun koyucu mükerrer bir düzenleme yapmamıştır. İİK m.133’de düzenlenen ihalenin feshinden kasıt, alıcının ihale bedelini süresi içerisinde ödememesi sebebi ile icra müdürünün ihale kararını kaldırmasıdır. İhale alıcısının süresi içerisinde ihale bedelini ödemesi gerekir. Bu çalışmanın meydana getirilmesinin temel amacı da ihale bedelinin ödenmemesi halinde icra müdürünün izlemesi gereken yolu ortaya koymaktır.

Çalışmamızın birinci bölümünde; kavram olarak ihalenin feshi, hukuki niteliği ve ihalede icra müdürünün görev ve yükümlülüklerine yer verilmiştir. Bu bölümde farklılığın ortaya konulması için İİK m.134’de düzenlenen ihalenin feshi açıklanmış, akabinde İİK m.133’de düzenlenen ihalenin feshi (kaldırılması) açıklanmış ve iki düzenleme birbiri ile karşılaştırılmıştır. Genel olarak ihale aşamalarında icra müdürünün görev ve yükümlülükleri ile kavram olarak ihale bedeli ve ihale bedelinin ödenmesine yer verilmiştir.

Çalışmamızın ikinci bölümünde ise ihale bedelinin ödenmemesi sebebi ile icra müdürünün ihalenin feshine (kaldırılmasına) karar vermesi ile ihale farkının tahsili açıklanmıştır. İhale bedelinin ödenmesi için icra müdürünün süre vermesi, verilen süre içerisinde ihale bedelinin ödenmemesi sebebi ile ihale kararının icra müdürü tarafından kaldırılması incelenmiştir. İcra müdürünün ihale kararını kaldırdıktan sonra izlemesi gereken prosedür İİK m.133’de açıklanmıştır. Çalışmamızın devamında ihalenin kaldırılması kararından sonra icra müdürünün yapması gereken işlemler ele alınmıştır. İhale bedelini ödememek sureti ile ihalenin kaldırılmasına sebebiyet veren tüm alıcılar ve kefilleri, teklif etmiş oldukları bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan, diğer zararlardan ve temerrüt faizinden müteselsil olarak sorumludur. Bu kapsamda icra müdürünün ihale farkını tahsil etmesi ve usulü açıklanmıştır.

I. Kavram Olarak İhalenin Feshi, Hukuki Niteliği ve İhalede İcra Müdürünün Görev ve Yükümlülükleri

Türk hukuk sisteminde esas olan; borçlunun borcunu muaccel olduğunda, kendi rızası ile alacaklıya ödemesidir. Borçlunun borcunu herhangi bir zorlama olmadan ödemesi gerektiğine ilişkin görüş, sözleşmelere uyulması ve kanunlara saygı gösterilmesi gerektiğine ilişkin genel kanının bir ürünüdür.2 Borçlu borcunu kendi rızası ile ödemezse, alacaklının alacağını kendi çabaları ile hukuk dışı yollardan tahsil etmesi başka bir ifade ile kendiliğinden hak alması (ihkak-ı hak) yasaktır.3 Her toplumda borcunu kendi rızası ile ödemeyen borçlulara karşı alacaklılara Devlet gücünden yardım isteme hakkı tanınmıştır ki bu yollardan biri de cebri icradır.4

Cebri icra hukukuna hâkim olan ilkelerden bir diğeri de borçlunun kendi rızası ile borcunu ödemediği durumlarda, alacaklının cebri icraya konu alacağını para olarak almasıdır.5 Borçlunun haczedilen mallarının, alacağına karşılık olarak alacaklıya verilmesi söz konusu değildir. Cebri icra organları tarafından borçlunun mal varlığına, alacağı karşılayacak ölçüde el konulmakta ve el konulan mallar satılmaktadır.

Borçlunun haczedilen malı para ise, paraya çevirme (satış) aşamasına gerek yoktur.6 Ancak, borçlunun haczedilen malı paradan başka bir şey ise, haczedilen malın paraya çevrilmesi gerekmektedir.7 Paraya çevirmede kural, açık artırma yolu ile satıştır. İstisnai hallerde, pazarlık yoluyla satış yapılması da mümkündür.8 Taşınır mallar kural olarak açık artırma yolu ile satılır (İİK m.114/1). İstisnai bazı hallerde taşınır mallar pazarlık yolu ile de satılabilir (İİK m.119). Buna karşın, taşınmazlar sadece9 açık artırma yolu ile satılabilir (İİK m.123). Taşınmazların pazarlık yolu ile satılması, kanunun açık hükmü karşısında mümkün değildir.10

İhale ile paraya çevirme, birbirinden farklı kavramlardır. Paraya çevirme, cebri icrada bir aşamadır ve çeşitli usullerde yapılabilmektedir.11 Buna karşın ihale kelime anlamı ile bir işi birinin üzerine bırakmak, artırmak yahut eksiltmek işinde istekliye bırakma anlamında kullanılmaktadır.12 İhale, kanunun öngördüğü şartlarda, en yüksek peyi süren alıcıya ihale konusu malın mülkiyetinin geçtiği anı ifade etmektedir.13

İhale niteliği itibariyle bir satım sözleşmesi değildir.14 Satım sözleşmesinde, alıcı ve satıcı arasında gerçekleşen bir akit söz konusuyken; ihalede, alıcı veya satıcı bulunmamaktadır. Satım sözleşmesi, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde serbestçe yapılabilirken; ihale, kanunun çizdiği sınırlar içerisinde, hazırlık işlemlerine uygun olarak yapılmaktadır.

İhalenin feshi ise İİK m.134’de “ihalenin neticesi ve feshi” başlığı ile düzenlenmiştir. İİK m.134’de ihalenin feshi sebepleri saymak sureti ile gösterilmemiş; bunun yerine 818 sayılı Borçlar Kanunu15 m.226’ya yollama yapılmıştır (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu16 m.281). EBK m.226’nın madde başlığı Müzayedenin Butlanıdır. Madde başlığında yer alan butlan ile ne butlan ne de fesih kastedilmektedir. Maddede eğer müzayedeye fesat karıştırıldı ise her ilgilinin on gün içerinde itiraz edebileceği düzenleme altına alınmış, satışın butlan sebebi ile iptalinin talep edilebileceği kastedilmiştir.17 Başka bir ifade ile ihalenin feshi yoluyla ihale ile ortaya çıkan hukuki sonuçların baştan itibaren ortadan kalkması sebebiyle EBK m.226’da butlan ile esas kastedilen fesih değil, iptaldir.18

Nitekim TBK m.281’in madde başlığı “Artırmanın iptali” şeklindedir. TBK m.281’in madde gerekçesinde de butlan ile kastedilenin iptal olduğu; “818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 226’ncı maddesinin kenar başlığında kullanılan ‘II. Müzayedenin butlanı’ şeklindeki ibare, Tasarının 280’inci maddesinde, ‘IV. Artırmanın iptali’ şeklinde değiştirilmiştir. Gerçekten, söz konusu maddede ihalenin iptaline karar verilmesi istemiyle, ilgililerin dava açabilecekleri düzenlendiğine göre, 818 sayılı Borçlar Kanununun 226’ncı maddesinin kenar başlığında kullanılan ibare hatalıdır. Çünkü, ihalenin iptali hâlinde fesihten söz edilemeyeceği için iptal, sonuçlarını geriye etkili olmak üzere doğurur” şeklinde ifade edilmiştir.19

TBK anlamında fesih; sözleşmenin taraflarına, tek taraflı ve yöneltilmesi gerekli bir irade beyanı ile sürekli borç ilişkisini ileriye etkili olarak sona erdirme imkânı sağlayan bozucu yenilik doğuran bir haktır.20 İİK m.134’de yer alan fesih ile TBK anlamında fesih kastedilmemiştir. İİK m.134’de, EBK’ya yapılan yollama ile şikâyet üzerine ihalenin hukuka aykırılığını inceleyen icra mahkemesinin, ihalenin geçerliliğini etkileyen bir sebebin mevcut olması halinde ihaleyi iptal etmesi kastedilmiştir.21

İİK m.133’de düzenlenen ihalenin feshi ise, İİK m.134’de yer alan ihalenin feshi ile aynı şeyi ifade etmemektedir. İİK m.134’de ihalenin usulsüz olması sebebi ile ihale icra mahkemesi tarafından iptal edilmektedir. İİK m.133’de ise usulsüz bir ihale söz konusu değildir. İİK m.133’de ihalenin yapılışında bir usulsüzlük yoktur; ancak alıcı satış bedelini ödemediği için icra müdürü ihaleyi kaldırmaktadır.22 İİK m.133’ün madde başlığında ve içeriğinde ihalenin feshi denilmekte ise de burada İİK m.134 anlamında bir fesih (iptal) söz konusu değildir. İİK m.133’de icra müdürünün ihale kararını kaldırması söz konudur.23 Nitekim, İİK m.133/1’de de “ihale kararı icra memuru tarafından kaldırılarak” düzenlemesi mevcuttur. Öğretide baskın görüş de İİK m.133’de ihale kararının kaldırılmasının kastedildiği yönündedir.24 Yargı içtihatlarında da İİK m.133’de düzenlenen ihalenin feshi, ihale kararının kaldırılması şeklinde ifade edilmiştir.25

Cebri icra hukukunda yapılan ihale, nitelik olarak satış sözleşmesi olmadığı için ihalenin feshedilmesi de dava yolu ile değil, cebri icra hukuku kapsamında yapılır.26 İİK m.134’e göre usulsüz olan ihalenin feshi sadece şikâyet yolu ile icra mahkemesinden istenebilirken; İİK m.133’e göre ihale bedelinin ödenmemesi sebebi ile ihalenin feshi (ihalenin kaldırılması işlemi) icra müdürü tarafından kendiliğinden yapılmaktadır.27

İcra müdürünün ihalenin kaldırılması kararının hukuki niteliğini ortaya koyabilmek için; icra müdürünün işlemlerinin idari işlem mi adli işlem mi olduğunun incelenmesi gerekmektedir. Çünkü, ihalenin kaldırılması kararı da icra müdürünün işlemlerinden biridir. Öğretide yer alan bir görüşe göre, icra müdürünün borçluyu dinlemeden sadece alacaklının talebi ile işlem yapması ve kanunda belirli bir usule göre hareket etme mecburiyeti olmadan faaliyet göstermesi sebebiyle işlemleri idari işlemdir.28 Diğer bir görüşe göre, icra müdürünün işlemlerinin idari mi yoksa adli kuvvete mi tabi olduğunun tespit edilmesi zordur ve cebri icra kendine has özellikler içerdiği için icra müdürünün işlemlerinin belirli bir kuvvete dâhil edilmesi doğru değildir.29 Bir başka görüşe göre ise, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu30 m.35’e31 göre icra müdürünün işlemleri adli işlemdir.32

İcra müdürünün yapmış olduğu işlemin adli işlem veya idari işlem olarak nitelendirilmesinin hüküm ve sonuçları farklıdır. İhalenin kaldırılması kararı da icra müdürünün işlemi olduğu için, icra müdürünün işleminin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi gerekir. Kanımızca da icra müdürleri adli memur33 olup, yaptığı işlemler de adli işlemdir. Çünkü, icra müdürünün yapmış olduğu bazı işlemlerde (örneğin, genel haciz yolunda alacaklının takip talebinde bulunması halinde ödeme emrini düzenleyerek borçluya göndermesinde34 olduğu gibi) takdir yetkisi yoktur.35 İcra müdürünün bazı işlemlerde ise (örneğin, malın haczi kabil olup olmadığını değerlendirmesinde36 olduğu gibi) takdir yetkisi vardır.37 Bu nedenle, icra müdürünün işlemlerinin idari işlem olduğu yönündeki görüş isabetli değildir. İcra müdürünün işlemlerinin adli işlem olması sebebiyle, İİK m.133 uyarınca ihale kararını kaldırması da niteliği itibariyle adli bir işlemdir. Buna karşın İİK m.134’e istinaden ihalenin feshi talebi niteliği itibariyle bir şikâyettir.38