Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Temsilde Adalet İlkesi Açısından Genel Seçimlerde İttifak

Alliance in General Elections in Terms of the Principle of Justice in Representation

Furkan ÇİRKİN

Türkiye’de parlamento seçimlerinde 1961’den beri d’Hondt sistemi uygulanmaktadır. Ayrıca parlamento seçimlerinde ulusal düzeyde uygulanan yüzde onluk seçim barajı mevcuttur. Ülkemizde uygulanan barajlı d’Hondt sistemi, büyük partiler lehine sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Ulusal düzeyde uygulanan yüzde onluk seçim barajı da küçük partilerin parlamentoya girmesini engelleyerek büyük partilerin aşırı temsil elde etmesini sağlamaktadır. Bu nedenle ülkemizde genel seçim sonuçlarıyla parlamento aritmetiği arasında bir adaletsizlik ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde uzun yıllar boyunca temsilde adaletin sağlanamadığı bir parlamento yapısı ortaya çıkmıştır. Buna karşılık “İttifak Yasası” olarak bilinen yeni düzenlemeden sonraki ilk seçimler olan 24 Haziran 2018 seçimleri sonucunda parlamentoda temsilde adaletin neredeyse tam olarak sağlandığı görülmektedir. “İttifak Yasası” yüzde ondan daha az oya sahip küçük partilerin parlamentoya girmesinin önünü açmaktadır. Bu nedenle ittifak kurumu, ilk etapta temsilde adalet açısından olumlu bir düzenlemeymiş gibi görünmektedir. Buna karşılık ittifak kurumunun büyük ittifakların d’Hondt sisteminden faydalanarak daha fazla aşırı temsil elde etmesi ve ittifak içinde bulunmayan küçük partilerin adaletsizliğe uğrayabilmesi gibi olumsuz sonuçları da olabilecektir. Sonuç olarak bu makalede ittifak kurumunun temsilde adalet ilkesi açısından gerçekte nasıl bir anlam ifade ettiği inceleme altına alınmaktadır.

İttifak, Parlamento Seçimleri, Genel Seçimler, Temsilde Adalet İlkesi, D’hondt Sistemi.

In Turkey, the d’Hondt system is applied in the parliamentary elections since 1961. There is also ten percent national election threshold in parliamentary elections. In Turkey, the d’Hondt system generally benefits to large parties. In addition, ten percent national election threshold provides environment for overrepresentation of large parties by prevents small parties from entering parliament. For these reasons, an injustice occurs between the results of the general elections and the arithmetic of parliament. Justice in representation hasn’t provided for many years in Turkey. On the other hand, as a result of 24 June 2018 election which is the first elections following the new regulation known as the “Alliance Law’, justice in representation in parliament is almost fully achieved. The alliance paves the way to enter parliament for small parties which has got under ten percent of vote to. Therefore, at first view, the alliance seems to be a positive regulation in terms of justice of representation. On the other hands, the alliance causes large parties in large alliances gain more overrepresentation by using of advantages of the d’Hondt system. And in the new election system, small parties which isn’t in any alliance can’t enter the parliament, so the “Allience Law” causes to injustice between parties within an allience and not within an alliance. As a result, this article examines what the alliance actually means in terms of the principle of justice in representation.

Alliance, Parliamentary Elections, General Elections, Justice in Representation, D’hondt System.

“İttifak Yasası” olarak bilinden 7102 sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”1 ile artık siyasi partilerin parlamento seçimlerine ittifak yaparak girebilmeleri serbest kılınmıştır. Buna göre iki veya daha fazla siyasi parti aralarında ittifak yaparak seçime girebilecektir ve bu partilerin seçim çevrelerindeki oyları birlikte sayılacaktır. Toplam alınan oy miktarına göre ittifak, seçim çevrelerinden temsilcilik kazanacak ve bu toplam temsilcilikler daha sonra ittifak içindeki partilere d’Hondt sistemi ile dağıtılacaktır. Ayrıca ittifak içindeki partiler, tek başlarına ne kadar oy almış olurlarsa olsunlar ittifakın toplam oyu ulusal seçim barajını geçerse parlamentoya girmeye hak kazanacaktır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş sonrasında getirilen “İttifak Yasası”ndan önce ülkemizde siyasi partilerin seçim ittifakı yapmaları yasal değildi. Her ne kadar ülkemizde seçim sonrası koalisyon hükümetlerine oldukça aşina olsak da seçim ittifakları yasak olduğu için uygulamada pek fazla görülmemekteydi. Fakat yine de açık bir şekilde olmasa da farklı parti listelerinden aday olmak ve başka parti lehine seçime girmeme kararı almak gibi yöntemlerle uygulamada seçim ittifakları görülmekteydi. Dünya genelinde ise birçok ülkede seçim ittifakları görülmektedir. Şimdi “ittifak”ın kavramsal çerçevesi çizildikten ve seçim ittifaklarının dünya genelindeki ve Türkiye tarihindeki uygulamalarına değinildikten sonra bu makalenin asıl konusu olan “İttifak Yasası”nın temsilde adalete etkilerine geçilecektir.

Siyasi partilerin belirli bir amaç için birlikte hareket etmeleri en temelde seçim öncesi ittifaklar ve seçim sonrası koalisyonlar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Seçim öncesi ittifaklar, en az iki siyasi partinin seçimden alınabilecek oy miktarını ve faydayı en üst düzeye çıkarabilmek amacıyla seçim öncesinde bir araya gelmeleri şeklinde tanımlanabilir. Seçim sonrası koalisyonlar ise seçim sonuçlarına göre en az iki siyasi partinin parlamentoda veya hükümette birlikte çalışmaları konusunda anlaşmaları anlamına gelmektedir.2 Seçim ittifakları, genellikle seçim sistemine göre stratejik bir hamle olarak karşımıza çıkmaktadır ve siyasi partilerin seçimlerden en yüksek faydayı sağlamak amacıyla kaynaklarını birleştirmelerini tanımlamaktadır.3 Seçim sonrası koalisyonlar ise parlamentoda yer alan partilerin bir hükümet kurmaya yönelik siyasi işbirlikleridir.4 Genellikle bir siyasi partinin parlamentoda hükümet kurmak için yeterli çoğunluğa sahip olmadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.5 Bu makalenin konusuyla ilgili olan kısım seçim ittifaklarıdır. Literatürde nispi temsil sisteminin olmadığı seçim sistemlerinin partileri seçim ittifaklarına daha çok zorladığı kabul edilmektedir.6 Ayrıca yüksek seçim barajının uygulanması da küçük partileri seçim ittifaklarına zorlamaktadır.7 Dolayısıyla seçim ittifakları genellikle adaletsiz-orantısız seçim sistemlerinde görülmektedir. Parti sisteminin kutuplaşmış olması da seçim ittifaklarına ortam hazırlamaktadır. Bu atmosferler içinde karşımıza çıkan seçim ittifakları, genellikle ideolojik olarak uyum sağlayabilen partiler arasında görülmektedir.8