Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

AB Hukukunun Uluslararası Hukukla İlişkisinin Temelleri ve Sınırları

The Relationship Between EU Law and International Law: Principles and Limits

A. Füsun ARSAVA

AB’nin ve üye devletlerin ekonomik ve parasal Birlik ve ortak mülteci politikası gibi aktüel krizlerin üstesinden gelmek için sıklıkla Uluslararası Hukuk enstrümanlarına başvurduğu görülmektedir. Bu gelişme AB Hukuku ve Uluslararası Hukuk ilişkisinin yeniden ele alınmasına neden olmaktadır. AB primer hukukunun tereddütsüz Uluslararası Hukuk yaklaşımı ile formüle edilmiş olmasına karşılık, bu yaklaşımın AB Adalet Divanı tarafından paylaşılmadığı görülmektedir. Makale AB Hukukunun muhtariyetinin, AB Hukukunun Uluslararası Hukuk dayanağı temelinde ele alınması gerekliliğine eğilmektedir.

AB Hukukunun Muhtariyeti, AİHK’ya Katılma, Uluslararası Hukuk Yanlısı Olma Prensibi, AB’nin Dayandığı Değerler.

EU and its member states often resort to International Law instruments to overcome current crises such as Economic and Monetary Union and common migration policy. This leads to a reconsideration of the relationship between EU Law and International Law. EU primary law has been certainly formulated in the light of International Law, but it is seen that this approach is not shared by the European Court of Justice. The article focuses on the necessity of addressing the autonomy of EU Law through considering the formulation of EU law is based on International Law.

The Autonomy of EU Law, Participation in ECHR, Proponents of International Law, EU Values.

I. Giriş: Birlik Hukukunun Muhtariyeti ve Uluslararası Hukuk

AB için Birlik Hukuku ve Uluslararası Hukuk ilişkisi sorunu kendi anayasa hukuku bakımından teknik bir detaydan öteye AB’nin kimliğine ilişkin bir anlam taşımaktadır. Uluslararası Hukuk bakımından da konu uluslararası örgüt hukukunun temel sorunlarından birine ilişkindir. Uluslararası Hukuk anlaşmalarına istinat eden AB Hukuk düzeni gerek üye devletlerin ulusal hukukundan, gerekse Uluslararası Hukuktan bağımsızlığını iddia etmektedir. AB primer hukuku ilk bakışta Uluslararası Hukuk yanlısı izlenim oluşturmaktadır. AB Adalet Divanı içtihatları ise buna karşılık farklı sonuçlar çıkarmaya olanak vermektedir.1 Örneğin bu çerçevede Birliğin taraf olduğu Uluslararası Hukuk anlaşmalarının Birlik Hukukunun entegre parçası olması ve bu anlaşmaların zorunlu olarak Birlik Hukuku çerçevesinde doğrudan uygulanması AB Adalet Divanı’nın tanıdığı çok sınırlı istisnalar dışında Birliğin uluslararası uyuşmazlıkların bağlayıcı çözüm mekanizmalarına tabi olması sonucunu doğurmamaktadır.

Birlik Hukuku her ne kadar Birlik anayasa hukukunun temel prensipleriyle çatışma durumu istisna edilse de açık bir şekilde Uluslararası Hukuka ve BM Şartı’nın prensiplerine saygıyı benimsemiştir. Bu duruma uygun olarak literatürde de Birlik Hukukunun Uluslararası Hukukla ilişkisi ve bu çerçevedeki AB Adalet Divanı içtihadı farklı yorumlara konu olmaktadır. AB Hukuku ve Uluslararası Hukuk ilişkisi bazen düalizmden, bazen neomonizimden ve plüralizmden hareket edilerek açıklanmaktadır.2

AB’nin ve AB’ne esas olan Avrupa entegrasyonu fikrinin bugün için bir kriz içinde olduğunu söylemek mübalağalı bir tespit teşkil etmemektedir. Avrupa halklarının daha sıkı birliği düşüncesinin Brexit bağlamında söz konusu olduğu gibi sıkça tartışıldığı görülmektedir. 2008’den itibaren devam eden ekonomik ve parasal birlik krizi AB’ne hukuk topluluğu olarak güveni sarsmıştır. Benzer bir durum güncel mülteci sorunu bağlamında söz konusudur.3 Her iki durumda da AB üyesi devletlerin AB yöntemlerinin açık şekilde sınırlarına ulaşıldığında Uluslararası Hukuk araçlarına başvuru tercihi yaptıkları görülmüştür. Ekonomik ve parasal birlik krizinde ESM’yi (European Stability Mechanism [Avrupa İstikrar Mekanizması]) tesis eden Uluslararası Hukuk anlaşması ve o günkü 27 üyeli AB’nin 25 üyesinin yaptıkları mali anlaşma ile kriz aşılmaya çalışılmıştır.4 Aktüel mülteci sorunu için Birlik Türkiye ile bir mutabakat oluşturmuştur.5 Bu mutabakatın hukuki karakteri tartışmalıdır. Mutabakat metninin bütününe bakıldığında ilk bakışta hukuken bağlayıcı bir Uluslararası Hukuk anlaşmasının hedeflenmediği görülmektedir. Mutabakat metninin tarafların yükümlülüklerine atıf yapan dili ortak Avrupa mülteci sisteminin üçüncü bir devletle yapılan mutabakat anlaşması ile güçlendirilme iradesini yansıtmaktadır.6 Bu gelişmeler AB hukukunun üye devletlerin ulusal hukukları ve uluslararası hukuk karşısındaki muhtariyet tezinin ikna edici gücünün kaybolmasına yol açmaktadır. Birlik hukukunun muhtar karakteri gerekçeler itibariyle önemli farklılıklar gösterse de gerek AB Adalet Divanı, gerekse üye devletlerin anayasa mahkemeleri tarafından kabul görmektedir.