Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6100 Sayılı HMK’da Yemin ve Mahkeme Tarafından Yemin Teklif Etme Hakkının Hatırlatılması

Ali TOPALOĞLU

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda (HUMK) düzenlenen “Yemin Delili”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) da muhafaza edilmiştir. Ancak 6100 sayılı HMK’da mahkemece teklif olunan (tamamlayıcı) re’sen yemin kaldırılmış, yeminin şekli de yeniden düzenlenmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 119’uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, dava dilekçesinde iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin bulunması gerektiği kabul edilmiştir. Ayrıca HMK’nın 194’üncü maddesinde, somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi düzenlenmiş, bu madde uyarınca tarafların dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğinin zorunlu olduğu kabul edilmiştir. Bu düzenlemeler dikkate alındığında, Yargıtay’ın 1086 sayılı HUMK döneminde kabul ettiği, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin delilinin belirtilmesi veya “sair deliller” şeklinde delil gösterilmesi durumunda, mahkemenin yemin delilini hatırlatması gerektiği; aksi takdirde bozma sebebi yapılacağına ilişkin istikrarlı içtihadının yeni HMK açısından geçerli olup olmayacağı hususu tartışma konusu yapılmaktadır.

Medeni Muhakeme Hukuku, İspat ve Deliller, Kesin Delil, Yemin, Mahkemenin Yemin Delilini Hatırlatması.

“Evidence of Oath” which is arranged in Civil Procedure Code no.1086 is conserved in CPC no.6100. But, in CPC no.6100, ex officio oath proposed by the court (suppletory oath) is removed and format of the oath is reshaped.

In subclause (f) of the first clause of article 119 of CPC no.6100, it is stipulated that each fact alleged in the complaint should be mentioned with which evidences it would be proved. Morever, in the article 194 of CPC, concretization burden and cite evidences is arranged, according to this article it is stipulated that parties should mention clearly which evidences they are based on and which evidence is cited for which fact. When those arrangements are taken into consideration, if Supreme Court settled decisions taken in the period of old CPC no. 1086 that it should be indicated the oath evidence clearly in the plaintiff complaint or when it’s cited as “other evidences”, court has an obligation to remind the oath evidence, otherwise it would be a cassation reason, is valid in regard of new CPC is debated in this article.

Civil Procedure Law, Proof and Evidences, Conclusive Evidence, Oath, Reminding of Oath Evidence by the Court.

GİRİŞ

Hukuk, insanların birbirleriyle veya oluşturdukları topluluk veya kurumlar ile ilişkilerini düzenleyen veya yaptırımı olan kurallar bütünüdür1. Medeni muhakeme hukuku, bir hukuk düzeni içinde ihlal edilen hakkın tespiti ve sahibine teslimi için çalışan bir hukuk dalı olup, bilhassa sadece özel maddi hukukun gerçekleştirilmesini ve özel maddi hukuktan kaynaklanan ihtilafların hallini konu edinmektedir. Medeni yargılamanın amacı, maddi hukuktan kaynaklanan sübjektif hakların korunması ve bozulan hukuki düzenin yeniden tesis edilmesidir2. Sübjektif hakkın korunmasıyla hukuki barış da korunmakta; taraflar arasında uyuşmazlığın kesin bir şekilde çözülmesi de hukuki barışın teminini sağlamaktadır3.

Medeni yargılama, haklara kavuşmanın bir aracı olup bu yargılamada temel mesele olayın saptanmasıdır. Maddi hukuk kurallarının unsurlarını karşılayacak maddi vakıaları tespit etme ve sonuçta uygun olan normu olaya uygulama şeklindeki yargılama faaliyetine dayanan her usul sisteminde, olayı oluşturan maddi vakıaların gerçekten vuku bulup bulmadıklarının tespiti ve böylece doğru hüküm verilebilmesi amaçlanır4. Davada taraflarca ileri sürülen iddialar ve savunmalar birtakım vakıalara dayanacaktır. Eğer bu vakıalar, taraflar arasında tartışmalı ise vakıaların ispatı gerekmektedir. Bir davanın kazanılması veya kaybedilmesi kanunda kabul edilmiş koşul vakıalara uygun somut vakıaların ispatına bağlıdır. Taraf ancak dayandığı vakıaların doğru olduğunu veya karşı tarafın dayandığı vakıaların doğru olmadığını ispat5ederek, davayı kazanır veya davanın reddini sağlayabilir6. Kelime olarak “tespit etme, belirleme, sabitleme” anlamına gelen ispat, genel anlamda bir iddianın doğru ve gerçek olup olmadığı konusunda hâkimi inandırma faaliyetidir7.

6100 sayılı yeni HMK m. 187/1’de “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.” denilmekle, eski Kanunumuzda olmayan ispatın konusu açıkça düzenlenmektedir8.