Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uluslararası İlke ve Standartlar Bağlamında Engelli Hakları

Disability Rights in the Context of International Principles and Standards

Nuray KARACA

Dünya nüfusunun görülmemiş hızla yaşlanması ve kronik hastalıklardaki artış engelli sayısını gün geçtikçe artırmaktadır. Bu nedenle günümüzde engellilerin toplumsal yaşama katılımının önündeki engellerin kaldırılması ve sahip oldukları potansiyelin ortaya çıkarılması toplumsal uyumları açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle engelliler geçmişte hiç olmadığı kadar yaşadıkları ekonomik, sosyal ve sağlık sorunlarının giderilmesi bağlamında sosyal politikaların odağı haline gelmiş ve sahip oldukları haklar hem uluslararası hem ulusal düzenlemelerle güvence altına alınmaya başlanmıştır. Bu çerçevede, hiç kuşkusuz Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) ve Dünya Tabipler Birliği çok sayıda uluslararası kuruluş tarafından engellilere yönelik sosyal yaşam, sağlık, sosyal güvenlik, eğitim, istihdam, erişebilirlik, bakım ve rehabilitasyon ve mali kolaylıklar konularında hükümler ihtiva eden düzenlemeler yapılmıştır. Uluslararası ilke ve standartlar çerçevesinde oluşan engelli hak, yetki ve korumalarının engellilere yönelik Türk mevzuatı incelendiğinde büyük oranda tanındığı görülmektedir. Bunumla birlikte hem uluslararası hem de ulusal düzeyde yapılan engelli haklarını güvence altına alan düzenlemeler dağınık halde bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, engellilere yönelik dağınık halde bulunan mevzuatın bir araya getirilerek konular açısından bir arada ve topluca değerlendirilmesi, engelli haklarının korunması için gerekli yükümlülüklerin daha belirgin hale getirilerek kamusal farkındalık ve bilinç oluşturulmasıdır. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmada, uluslararası ilke ve standartlar bağlamında engellilerin sahip oldukları haklar ile bu haklara dayalı uygulamalar ulusal yasal dayanakları ve uygulamaları bağlamında ayrıntılı inceleme konusu yapılmıştır.

Engelli, Engelli Mevzuatı, Engelli Hakları.

The unprecedented rapid aging of the world’s population and the increase in chronic diseases increase the number of people with disabilities day by day. For this reason, the removal of the barriers to the participation of disabled people in social life and revealing their potential is important for their social integration. For this reason, disabled people have become the focus of social policies in terms of eliminating the economic, social and health problems they have experienced as never before in the past and their rights are tried to be secured by both international and national regulations. Within this framework, undoubtedly, international organizations such as the United Nations (UN), the Council of Europe, the European Union (EU), the International Labor Organization (ILO) and the World Medical Association have made regulations on social life, health, social security, education, employment, accessibility, care and rehabilitation and financial facilities for the disabled. It is seen that the rights, powers and protections of disabled people, which are formed within the framework of international principles and standards, are widely recognized when the Turkish legislation for disabled people is examined. However, both international and national regulations on the rights of persons with disabilities are scattered. The aim of this study is to bring together the scattered legislation for the disabled and to evaluate them collectively in terms of issues, to create public awareness and consciousness by making the necessary obligations for the protection of the rights of persons with disabilities more apparent. In this study, rights of persons with disabilities with rights and practices based on these rights have been examined in detail in the context of national legal basis and practices.

Disability, Disability Legislation, Disability Rights.

İnsan hakları, her insanın doğuştan kişiliğine bağlı vazgeçilmez ve devredilmez haklardır. Her insan, insan olma bakımından eşit değere sahiptir. Bu ilke gereği, insanca yaşama hakkına sahip olmak açısından insanlar arasında ayrım yapılamaz. Ancak yaşamlarını başkalarının desteği olmaksızın sürdürme konusunda zorlanan engellilerin yaşam kalitesi ve yaşamdan beklentilerinin sağlık bireylerden farklı olduğu dikkate alındığında, sosyal uyumları açısından durumlarına özgü bakım hakkı, rehabilitasyon hakkı, sosyal yardım ve hizmetlerden yararlanma hakkı gibi bazı özel haklara sahip olmaları gerektiği gerçeği göz ardı edilmemelidir.1 Bu bağlamda, engelli bireylerin yaşamın her alanına eşit katılımlarının sağlanması, bağımlı olmadan yaşama olanaklarına kavuşturulması konusunda yapılan uluslararası düzenlemeler çerçevesinde hemen hemen tüm çağdaş ülkelerin önemli yükümlülükler üstlendiği ve bu ülkelerde engelli bireylerin haklarının yasal düzenlemelerle güvence altına alındığı görülmektedir. Çağdaş ülkelere benzer şekilde ülkemizde de doğrudan ve dolaylı bir şekilde engelli bireylerin haklarını güvence altına alan düzenlemeler mevcuttur. Ancak uluslararası düzeyde olduğu gibi ulusal düzeyde yapılan engelli haklarını güvence altına alan bu düzenlemelerde bir dağınıklık söz konusudur. Bu çalışmanın amacı, engellilere yönelik dağınık halde bulunan mevzuatın bir araya getirilerek konular açısından bir arada ve topluca değerlendirilmesi, engelli haklarının korunması için gerekli yükümlülüklerin daha belirgin hale getirilerek kamusal farkındalık ve bilinç oluşturulmasıdır. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmada, öncelikle literatürde sıklıkla başka kavramlarla da ifade edilebilen engelli kavramı ve engellilik türleri ile engelli nüfusun önemine vurgu yapmak adına Dünya’da ve Türkiye’de engelli nüfus hakkında bilgi verilecek, ardından engellilerin korunmasının hukuki dayanakları uluslararası ve ulusal düzenlemeler çerçevesinde sistematik bir yaklaşımla inceleme konusu yapılacaktır.

Engel, bireyin yetersizliği nedeniyle toplumun beklentilerine yanıt verememesi sonucunda fiziksel ve sosyal çevresiyle etkileşimde sınırlılık ya da sorun yaşaması durumudur. Yetersizliği olan bireye gerekli bilgi ve beceriler kazandırıldığında, sosyal ve gerektiğinde fiziksel çevrede bazı değişikliklere gidildiğinde, yetersizliğin engel durumuna dönüşmesi önlenebilir. Örneğin bir kolunu kaybeden bir çocuk protez kullanmayı öğrendiğinde, sorun yaşamadan işlevlerini yerine getirdiğinde, en azından etkileşimde bulunduğu fiziksel çevre açısından engelli değildir.2 Engellilik; bedensel, akli ve ruhsal yapıdaki bozulmalar sonucu doğal yaşama yetilerinin kısıtlanması ya da bu yetilerden tamamen yoksun kalınması durumudur. Engelli ise engellilik durumuna maruz kalan kişidir.

Engellilere yönelik literatür ve mevzuat incelendiğinde, engelli kavramı yerine yaygın olarak özel gereksinimli birey ve özürlü kavramlarının kullanıldığı görülmektedir. Bu kavramlardan özel gereksinimli birey, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 4. maddesinde tanımlanmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre özel gereksinimli birey, “çeşitli nedenlerle bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey”dir. Bu tanıma göre özel gereksinimli birey, öğrenme ve/veya davranış sorunları gösteren bireyleri, bedensel ya da duygusal yetersizliği olan bireyleri olduğu kadar zihinsel olarak üstün ya da özel yetenekli bireyleri de kapsamaktadır. Özel yetenekli birey ise, “yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen, yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede önde olan, özel akademik yeteneğe sahip, soyut fikirleri anlayabilen, ilgi alanlarında bağımsız hareket etmeyi seven ve yüksek düzeyde performans gösteren birey” olarak tanımlanmıştır (mad. 4/u). Yapılan açıklamalardan da anlaşılabileceği üzere, özel gereksinimli birey kavramı engelli birey kavramı yerine tercih edilmektedir. Sıklıkla da özel gereksinimli birey kavramı özel eğitim gereksinimine vurgu yapma amaçlı kullanılmaktadır.3