Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesinin
 Adlî Sicil Kanunuyla İlgili
 İptal Kararı (arşiv Kaydının Silinmesi) ve 6290 Sayılı Kanunun Adlî Sicil
 Kanununda Yaptığı Değişiklikler

İbrahim ÇİÇEK

5237 sayılı TCK’nun kabulüyle 765 sayılı TCK’nun dan farklı bir yaptırım rejimi benimsenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda benimsenen bu yaptırım sistemine uyumunu sağlamaya yönelik olarak 31.05.2005 tarih ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu kabul edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 20.01.2011 tarih ve 2008/44 Esas, 2011/21 Sayılı Kararı Resmi Gazetenin 14 Nisan 2011 tarih ve 27905 sayılı nüshasında yayınlanmış olup, bu karar doğrultusunda TBMM tarafından 6290 sayılı ve 11.04.2012 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 12 ve Geçici 2. maddelerinde değişiklik yapılarak arşiv kayıtlarının silinme koşulları yeniden belirlenmiştir. Çalışmada bu konuya ilişkin düzenlemeler ele alınmaktadır.

Arşiv Kaydının Silinmesi, Ceza ve Güvenlik Tedbiri, Hapis ve Adli Para Cezası, Hak Yoksunlukları, Etkin Pişmanlık, Anayasa Mahkemesi

Türkiye’de adlî sicil ilk olarak 25 Nisan 1917 tarihli Sicil-i Adlî Nizamnamesi ile kurulmuş, daha sonra 6 Eylül 1944 tarihli ve 4664 sayılı Adlî Sicil Kanunu çıkarılmış, mevcut eksikliklerin giderilmesi amacıyla 29 Kasım 1990 tarihli ve 3682 sayılı Adlî Sicil Kanunu kabul edilmiştir.

5237 sayılı TCK’nın kabulüyle, 765 sayılı TCK’dan farklı bir yaptırım rejimi benimsenmiştir. Bu sistemde, ceza hukuku yaptırımı olarak ceza ve güvenlik tedbiri ayırımına yer verilmiş, cezalar, hapis ve ADLÎ para cezası olarak belirlenmiş, asli ceza ve fer'i ceza ayırımı kaldırılmış, bu nedenle, belli bir suçtan mahkûmiyete bağlı olarak kişiyi ömür boyu belli haklardan yoksun bırakacak yaptırım sistemi terk edilmiştir.

5237 sayılı TCK’nın 53’üncü maddesindeki düzenlemeye göre, tüm hak yoksunlukları cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanmasıyla ortadan kalktığından artık bunun adlî sicile kaydedilmesi gerekmediğinden sadece hak yoksunluğu doğuran kesinleşmiş; fakat infaz edilmemiş mahkûmiyet karar özetleri adlî sicile kaydedilmektedir.