Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yeni TTK’nın ve Yeni TBK’nın Ticari İşletmenin ve Kiracılık Hakkının Devrine İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi

Metin TOPÇUOĞLU

Ticari işletmenin bir bütün olarak devri, hem yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) hem de yeni Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) düzenlenmiştir. Her iki düzenlemenin, ticari işletmenin devri sözleşmesinin şekli ve niteliği konusundaki yaklaşımları farklıdır. TTK m. 11/3 hükmü, ticari işletmenin devri sözleşmesini, yazılı şekil şartına tabi tutmuş ve tasarruf işlemi olarak kabul etmiştir. Buna karşılık ticari işletme dâhil malvarlığı ve bütün işletmelerin devrini düzenleyen TBK m. 202 hükmüne göre devir sözleşmesi, borçlandırıcı işlem niteliğindedir ve herhangi bir şekil şartına tabi tutulmamıştır.

Bundan başka her iki Ka nun’un, ticari işletmenin malvarlığı unsurları arasında yer alan kiracılık hakkının devralana geçmesine yönelik düzenlemeleri arasında da fark vardır. Ayrıca yakın zamanda yürürlüğe giren Ticaret Sicili Yönetmeliği ve 6353 sayılı Kanun, ticari işletmenin devri şartlarını ve kiracılık hakkının devralana geçişini etkileyecek hükümlere sahiptir. Bu çalışmanın amacı ticari işletmenin devri şartlarını incelemek değildir. Çalışmada sadece ticari işletmenin ve kiracılık hakkının devrine ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri tartışılacaktır.

Ticari İşletmenin Devri, Devir Sözleşmesinin Şekli, Tasarruf İşlemi, Borçlandırıcı İşlem, Ticaret Sicilinin Etkisi, Tapu Sicili, Kiracılık Hakkı, Devralanın Dava Hakkı.

Assignment of the business enterprise as a whole is regulated in both the new Turkish Commercial Code (TTK) and the new Turkish Code of Obligations (TBK). Their approach towards the form and nature of the business enterprise assignment agreement is different in the two regulations. TTK article 11/3 provision qualified the business enterprise assignment agreement to writing form condition and accepted it as a deal of disposal. On the other hand, according to TBK article 202 which regulates all assets and enterprises including business enterprise, assignment agreement has the quality of promissory transaction and is not put to any requirement as to form.

In addition, both laws differ on the provisions arranging the assignment of the right of tenancy which is among the elements of the assets of commercial enterprise to the assignee. Furthermore, the Regulation of the Commercial Register and the Law numbered 6353 which have come into force recently, contain provisions affecting the assignment of the business enterprise and the right of tenancy to the assignee. The purpose of this study is not to examine the terms of the assignment of commercial enterprise. In this study, only the problems and solution suggestions will be discussed regarding the assignment of the business enterprise and the right of tenancy.

Assignment of the Business Enterprise, The Form Requirement of Assignment Agreement, Deal of Disposal, Obligatory Agreement, Effects of the Commercial Register, Land Registry, The Right of Tenancy, Right of Action of the Assignee.

I. GİRİŞ

Türk Ticaret Kanunu (TTK) ticari işletmeyi, “esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme” olarak tanımlamıştır (m. 11/1). Bir işletmenin ticari işletme sayılabilmesi için “gelir sağlama amacı” (iktisadi faaliyet), “devamlılık”, “bağımsızlık” şartlarından başka, ayrıca “esnaf faaliyetleri” sınırlarını aşmış olması gerekir. Tacirin, malvarlığını arttırıcı faaliyetleri yanında, ekonomik değer taşıyan, malvarlığının eksilmemesini sağlayıcı nitelikteki faaliyetleri de gelir sağlama amacı kapsamında değerlendirilecektir1. Fiilen gelir sağlanıp sağlanamaması önemli değildir. İşletme zarar etmiş olsa bile gelir sağlama niyetinin varlığı yeterlidir. Esnafı tacirden ayıran çizgi, yürüttükleri faaliyetlerin çeşitleri değil, söz konusu faaliyetlerin (işin) niteliği ve hacmidir2. Esasen görülen işin hacmi dışında, “iktisadi faaliyet”, “devamlılık” ve “bağımsızlık”, ticari işletme dâhil bütün işletmelerin ortak özelliğidir3.

Hangi işletmelerin esnaf işletmesi sayılacağına ilişkin esaslar, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnameyle belirlenecektir. Yeni bir kararname yayınlanıncaya kadar, halen yürürlükteki Bakanlar Kurulu Kararnamesinde4 gösterilen esaslara göre hareket edilecektir.

Bir ticari işletmenin devrini gerektiren sebepler tek başlık altında toplanamaz. Devreden bakımından mali sıkıntılar, piyasa ve rekabet şartları gibi işletmenin faaliyetlerini güçleştiren sebepler ilk akla gelenlerdir. Devralan bakımından daha farklı gerekçelerin varlığı aşikârdır: Piyasa payını büyütmek, bu anlamda daha geniş coğrafi alanlara ve müşteri çevresine sahip olmak, yabancı ülke piyasalarına girmek, teşviklerden yararlanmak, rekabet gücü kazanmak gibi.