Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Müfettiş Raporu İçerisinde Yer Alan Teklife Karşı İptal Davası Açılabilir Mi?

Hasan DURSUN

Müfettişler denetim sonucunda düzenledikleri raporlarda idari cezalara dair tekliflerde bulunurlar, işte bu tekliflere karşı iptal davası açılıp açılamayacağı uygulamaya dönük olarak incelenmektedir.

Müfettiş Raporu, Danıştay, İptal Davası, İcrai İşlem, İdari İşlem.

Danıştayın Onikinci Dairesi bu soruyu olumlu olarak yanıtlamaktadır. Bir başka deyişle, söz konusu daire, müfettiş raporunun sonuç kısmında yer alan teklife karşı iptal davası açılmasının olanaklı olduğu görüşünü savunmaktadır. Danıştayın Onikinci Dairesinin bu görüşe ulaşmasına yol açan olay şu şekilde gelişmiştir: Sağlık Bakanlığında çalışan olayın ilgilisi; Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Atama İşleri Daire Başkanı olarak görev yapmakta iken şikâyet üzerine hakkında soruşturma açılmış; bu soruşturma sonucu hazırlanan müfettiş raporunun “netice, kanaat” kısmında ilgili hakkında “kınama cezası ile tecziyesinin yanı sıra bir daha yöneticilik görevi verilmemek üzere görevden alma” şeklinde bir teklif yer almış; bu teklif dikkate alınarak idari işlemlerle ilgiliye kınama cezası verilmiş ve ilgili önce Daire Başkanlığı görevinden alınarak APK Uzmanlığına, daha sonra da APK Uzmanlığı görevinden alınarak Eğitim Uzmanlığı görevine atanmıştır. İlgili, yapılan bu idari işlemlere karşı ne idari itiraz ne de yargı yoluna başvurmuştur. İlgili, sadece müfettiş raporunun sonuç kısmında yer alan söz konusu teklifin kaldırılması istemiyle önce 9.10.2003 tarihinde Sağlık Bakanlığına başvurmuş; Sağlık Bakanlığı tarafından istem, 7.4.2004 tarihli ve 1935 sayılı yazıyla reddedilmiş; istemin reddedilmesi üzerine ilgili, Ankara 8. İdare Mahkemesine dava açmış; Ankara 8. İdare Mahkemesi ise 23.7.2004 tarihli ve E. 2004/1687, K. 2004/1205 sayılı Kararıyla, davacı hakkındaki soruşturma sonucunda hazırlanan rapordaki teklifin müfettişlerin kanaatını içerdiği, davacının mevcut hukuki durumunda bir değişiklik meydana getirmemesi nedeniyle idari davaya konu olabilecek kesin bir işlem olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun (İYUK) 14/3-d ve 15/1-b maddeleri uyarınca davanın reddine karar vermiştir. Bunun üzerine, ilgili, Ankara 8. İdare Mahkemesinin söz konusu kararını temyiz etmiş; temyiz üzerine Danıştay Onikinci Dairesi 13.4.2005 tarihli ve E. 2004/4077, K. 2005/1353 sayılı kararıyla, Ankara 8. İdare Mahkemesinin söz konusu kararını oybirliğiyle bozarak dava konusu işlemin hukuki sonuçları göz önüne alındığında, müfettiş raporunda yer alan teklifin kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu ve dolayısıyla iptal davasına konu edilebileceğini; idare mahkemesince davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet olmadığı görüşünü savunmuştur1.

I- Öğretide İleri Sürülen Görüşler

Müfettiş raporlarının kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu, dolayısıyla iptal davasına konu yapılabileceği şeklindeki Danıştay’ın bu görüşü öğretide oy birliğiyle reddedilmektedir. Aşağıda, yazarların konu hakkındaki görüşlerine yer verilmektedir.

Müfettiş raporlarının2 iptal davası na konu yapılamayacağı Gözübüyük ve Tan tarafından açık bir şekilde dile getirilmektedir. Gözübüyük ve Tan, “icrai karar” kavramı yerine “etkili karar” kavramını kullanarak3 iptal davalarının ancak etkili karara karşı açılabileceği; müfettiş raporunun ise “etkisiz işlem”4 niteliğinde olduğu dolayısıyla iptal davasına konu yapılamayacağı görüşünü savunmaktadırlar. Yazarlara göre, idari kararlar iki aşamada alınırlar. Bunlardan ilki, soruşturma ve hazırlık aşaması, diğeri ise karar aşamasıdır. İdarenin işlemlerinden ikinci aşamaya gelmiş olup kişiler üzerinde etki yapanlar ancak iptal davasına konu olurlar. Hazırlık aşamasında olanlara karşı, dava açılamaz; çünkü hazırlık aşamasında bir çok işlem danışma işlemi niteliğindedir. Yazarlar, bu çerçevede, Danıştay içtihatlarına göre de “istişari kararlar”, “idari mütalaalar”, “müfettiş raporları ” ve “teftiş heyeti raporları” gibi hususların tek başlarına iptal davasına konu olamayacakları esasının benimsendiğini ifade etmektedirler. Yazarlar, ancak hazırlık çalışmalarına dayanılarak alınan idari kararlara karşı, dava açılabileceğini; bu davanın içerisine, hazırlık aşamasında yapılan sakatlıkların da sokulabileceğini ifade etmektedirler. Yazarlar, buna karşın, kimi Fransız yazarlardan etkilenerek, hazırlayıcı bir işlemin yapılmasının idarece reddinin idari bir işlemin yapılmasını engellemesi halinde, hazırlık işleminin yapılmasının reddine ilişkin kararın iptal davasına konu olabileceklerini ifade etmektedirler5.