Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Birliği ve Türk Rekabet Hukukunda Grup Davaları Sınıf Davaları

The Group Cases (Class Actions) in the European Union and Turkish Competition Law

Dilek CENGİZ

Çağımızda teknolojinin gelişmesine bağlı olarak finansal piyasaların küreselleşmesiyle, sosyal ve ekonomik ilişkiler değişerek karmaşık hale gelmiştir. Hukuk bilimi konusunun gereği, bu değişimlerden etkilenmiştir. Bu etkiyle hukuk düzeni tarafından sübjektif hakların yanısıra, kollektif menfaatlerin de korunması bir gereklilik halini almıştır. Bu bağlamda medeni yargılama hukuku alanında bireysel menfaatlerin olduğu kadar, bireyler üstü, sosyal içerikli menfaatlerin de korunması gerektiği anlayışı ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan kökleri çağımızın çok öncesine uzanan, artık klasikleşmiş mevcut hukuki ilkeler, karmaşıklaşmış ilişkiler çerçevesindeki hukuki uyuşmazlıkların çözümünde yetersiz hale gelmiştir. Bu nedenle yeni uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik yeni hukuki kavramların ve kurumların kabulü gerekliliği doğmuştur. Grup davaları, bu yeni hukuki kurumlardan birisidir. Grup davası genel olarak, çok sayıda davacının taleplerini toplu olarak ileri sürebilme imkanı sunarak kollektif korumanın sağlanmasına hizmet eden bir hukuki kurum olarak tanımlanmaktadır. Kollektif hukuki koruma ise haksız fiil niteliğinde bir eylemden doğan zararın geniş bir alana yayılarak çok sayıda kişiyi etkilemesi durumlarında, bu zararların ortak bir yargılamada toplu olarak tazmin edilmesi imkanı sunmaktadır. Bu imkan dolayısıyla grup davaları, caydırıcı etkileri bakımından ceza yaptırımlarını desteklemek veya tamamlamak suretiyle rekabet hukuku alanındaki en temel sorun olan rekabet kurallarının etkinliğinin sağlanması sorununun çözümüne yönelik güçlü bir araç oluşturmaktadır.

Avrupa Birliği Rekabet Hukuku, Türk Rekabet Hukuku, Grup Davası, Sınıf Davası, Tazminat Davası.

At our current era, the social and economic relationships have shown changes and become complicated upon globalization of financial markets subject to the development of technology. The juridical science have been affected by these changes as a requirement of its subject matter. Through this effect, the protection of collective interests by the juridical system has been necessary along with subjective rights. In this context, the understanding referring to the necessity to protect the interests beyond individuals and containing social contents as much as the individual interests in the field of the law of civil procedure have come forth. On the other hand, the available legal principles that refer to much beyond our current era and become classic there from turn out to be insufficient for the settlement our legal disputes within the framework of complicated relationships. Therefore, It has been necessary to accept new legal concepts and institutions for the settlement of new disputes. The group (class) actions are one of these new legal institution (100). The group case is generally defined as a legal institution serving the provision of a collective protection giving the opportunity to various numbers of plaintiffs to bring forth their claims in a collective manner. The collective legal protection, however, provides opportunity under the circumstances where any loss arising from an act in the nature of a tort spreads over a large field and affect many numbers of persons, for the indemnification of such losses in a collective manner at a common proceeding. As a consequence of this opportunity, the group cases constitute a strong means for the settlement of the provision of the effect of competition rules that may be the most fundamental problem in the field of competition law.

European Union Competition Law, Turkish Competition Law, Group Case, Class Case, Compensation Case.

Çağımızdaki teknolojik gelişmelere bağlı olarak, piyasaların küreselleşmesi olgusu, toplumsal yaşamda özellikle ticari ilişkilerde hızı ve karmaşıklığı arttırarak önemli gelişmeler ve değişiklikler ortaya çıkartmıştır. Kökleri bu değişikliklerin çok öncesine dayanan, artık klasikleşmiş olan mevcut hukuk kuralları bu değişikliklerin getirisi olan hızlı ve karmaşık ilişkiler kapsamında ortaya çıkan hukuki sorunların çözümlenmesinde yetersiz kalmıştır.

Bu yetersizlik, Anglosakson ve Kıta Avrupası hukuk sistemlerinde medeni usul hukukunun yeniden tartışmaya açılmasına ve değerlendirilmesine yol açmıştır.1 Bu çerçevede2 adalete ulaşma hareketi3 adı verilen yeni bir akım gelişmiştir. Adalete ulaşma hareketi medeni usul hukukundaki şekilci yaklaşımı reddetmiş, devletin bu alandaki müdahaleci ve emredici yaklaşımına karşılık bireysel hakların güçlendirilmesini savunmuştur.4

Bütün bu gelişmelere bağlı olarak grup davaları özellikle hak arama özgürlüğü ile doğrudan bağlantılı olan ‘adalete ulaşma hareketi’ kapsamında usul hukukuna yönelik şekli yaklaşımların neden olduğu toplu hak arama engellerinin kaldırılmasına ve toplu hak aranması ihtiyacının karşılanmasına yönelik eğilime bağlı olarak gelişen bir hukuki araç olarak ortaya çıkmıştır.5 Bu aşamada ortaya çıkan en önemli somut gelişme grup davası açma hakkı tanıyan hukuki düzenlemelerin sayısındaki artış olmuştur.6 Bu düzenlemeler çerçevesinde medeni usul hukukunun toplu hak arama engelleri koyan şekilci ilkelerine rağmen, bu engellerin kaldırılmasına, dolayısıyla toplu hak arama yollarını açan yeni hukuki ilkelere yer verilmiştir.