Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Rızanın Niteliği

The Nature of Consent in the Crimes Against Sexual Immunity

Berrin AKBULUT

Kanun koyucu cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda, rızaya suçların oluşması açısından değer tanımıştır. Ancak söz konusu suçlarda rızanın niteliği farklılık göstermektedir. Cinsel saldırı suçunun düzenlendiği 102. maddenin metninde (temel şeklinde) rızaya ilişkin bir belirleme yoksa da hükmün tamamından suçun rıza dışı gerçekleştirilmesinin arandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla cinsel saldırı suçu açısından rızanın bulunmaması tipikliğe ilişkin bir unsur olduğu ortaya çıkmaktadır. Çocukların cinsel istismarına ilişkin 103. maddede ise 15 yaşından küçüklerin rızasına değer tanınmamış, 15 yaşından büyüklerin cinsel davranışlara gösterdiği rızanın ise davranışın cinsel ilişki olmaması şartıyla suçun oluşmasını engelleyeceği kabul edilmiştir. Dolayısıyla buradaki rıza da hukuka uygunluk nedeni olmayıp, tipikliğe ilişkin rıza niteliğini taşımaktadır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda ise rıza suçun oluşmasını engellememekte, bilakis suçun oluşmasını sağlamaktadır. Bu fiil açısından da rıza tipikliğe ilişkin unsur niteliği taşımaktadır. Cinsel tacize ilişkin 105. maddede ise rızanın tipikliğe ilişkin olmasına yönelik belirlemeye rastlamadığımızdan nitelik olarak hukuka uygunluk nedeni rıza bulunduğunu görülmektedir. Bu çalışmada yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde her suç açısından konu açıklanmaya çalışılacaktır. Ayrıca yargı kararlarında durumun nasıl değerlendirildiği de ortaya konulacaktır.

Rıza, Tipikliğe İlişkin Rıza, Hukuka Uygunluk Nedeni Rıza, Cinsel Saldırı, Cinsel İstismar, Cinsel Taciz.

The legislator gave special importance to the consent in the crimes against sexual immunity. However, the nature of the consent varies among these crimes. Although there is no determination about consent in the text of the Article 102 (in the form of a basic act) which the sexual assault crime is regulated, it is understood from the whole that the crime should be carried out without consent. Therefore, the absence of consent in terms of crime of sexual assault appears to be an element of typicalness. In article 103 which regulated sexual abuse of children, it has not given importance to the consent of those under 15 years old and if the behaviour was not sexual intercourse it was accepted that the consent of the people older than 15 years old for sexual behavior would prevent the occurrence of the crime. Therefore, the consent here is not a reason for compliance with law, it is related to the typicalness. On the crime of sexual intercourse with a minor, consent does not prevent the occurrence of the crime, on the contrary, provides the crime. The consent is characteristic of the typicalness, also in terms of this act. In Article 105 which regulated the sexual harassment, because it was not found any determination that consent is about typicalness, it was determined that in this article the consent is a reason for compliance with the law. In this study, it will be tried to explain the subject of each crime in the framework of the principles mentioned above. Also it be will stated that how these subjects are handled in judicial decisions.

Consent, Consent With Regard to Typicalness, Consent With Regard to Reasons for Compliance of Law, Sexual Assault, Sexual Abuse, Sexual Harassement.

Giriş

Kanun koyucu Türk Ceza Kanununun (TCK’nın) Özel Hükümler ismini taşıyan İkinci Kitabının Kişilere Karşı Suçlar başlığını taşıyan İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde Cinsel Dokunulmazlığa Karşı İşlenen Suçları düzenlemiştir. Altıncı bölüm kapsamına giren fiiller 765 sayılı Kanun döneminde Genel Adap ve Aile Düzenine Karşı Suçlar başlığı altında hükme bağlanmıştı. Cinselliğin bir genel ahlak sorunu olmayıp özgürlük sorunu olduğu anlayışının ortaya çıkması cinsel suçlara bakışı değiştirmiş ve Türk kanun koyucusu da bu anlayışın sonucu olarak cinsel nitelikteki fiilleri cinsel dokunulmazlığa yönelik suçlar olarak düzenlemiştir.1 Bu suçlar dört maddede hükme bağlanmıştır. 102. maddede cinsel saldırı suçuna, 103. maddede çocukların cinsel istismarı suçuna, 104. maddede reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna (15 yaşını bitirmiş çocukla rızasıyla cinsel ilişki suçuna), 105. maddede de cinsel taciz suçuna yer verilmiştir.

Düzenlemelerde kanun koyucu, cinsel davranışlara maruz kalan mağdurun çocuk olup olmamasını, yaşını, algılama yeteneğine sahip olup olmadığını, 15 yaşını bitirmiş olmakla beraber reşit olup olmamasını, gerçekleştirilen cinsel davranışın niteliğini, vücut dokunulmazlığının ihlal edilip edilmediğini göz önüne alarak farklı maddelerde hükme bağlamış, farklı isimlerle kanunlaştırmıştır. Hükümlerde suçların temel şekillerinin dışında ayrıca nitelikli hallerine, netice sebebiyle ağırlaşmış şekillerine, içtimaya ilişkin hükümlere de yer verilmiştir. İnceleme konumuz rıza açısından hükümlere bakıldığında rızanın bazen madde metninde açıkça ifade edildiğini, bazen de madde içeriğinde herhangi bir tespitte bulunulmadığı görülmektedir. Bu çalışmada dört ayrı maddede düzenlenen suçlar göz önünde bulundurularak rızanın hükümlerdeki niteliği suç teorisi açısından değerlendirilecek, diğer konularla ilgili bir tespitte bulunulmayacaktır.

I. Cinsel Saldırı Suçunda Rızanın Niteliği

Cinsel saldırı suçunun düzenlendiği TCK’nın 102. maddesinde, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişinin mağdurun şikayeti üzerine cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde failin cezası daha az olmaktadır. 102. maddede düzenlenen suç, reşit olan ile on sekiz yaşını bitirmiş kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel davranışları hükme bağlamaktadır. Zira 103. madde çocukların cinsel istismarını, 104. madde ise reşit olmayanların rızasıyla cinsel ilişkilerini hükme bağlamaktadır. Dolayısıyla 102. madde bunların dışındaki kişilere karşı gerçekleştirilen fiilleri hükme bağlamaktadır. Mağdur reşit ise 18 yaşını doldurmamış olsa bile ona karşı rıza dışı gerçekleştirilen fiiller 102. maddenin kapsamı içinde nitelendirilmelidir.2 Her ne kadar TCK’nın 6. maddesi (f.1/b) 18 yaşını doldurmamış kişilerin çocuk olduğunu düzenliyorsa da maddelerin düzenleme şeklinden (103 ve 104. maddenin düzenleme şeklinden) bu sonuç ortaya çıkmaktadır. Ayrıca 102. maddenin uygulanacağı 18 yaşını doldurmuş kişiler açısından, bu yaşı doldurmuş olmaları yeterli olup fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamamaları önemli değildir. Zira 18 yaşını doldurmamış olan ve fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamayan çocuklara karşı gerçekleştirilen davranışlar 103. madde (f.1) kapsamına girmektedir. 102. madde açısından mağdurun fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması rıza ve nitelikli halin uygulanması yönünden değer taşımaktadır. Cinsel saldırı suçunun nitelikli halinin düzenlendiği TCK m.102/3-a’ya göre “beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı” işlenmesi cezanın yarı oranında artırılması sonucunu doğurmaktadır. Fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş kişiye karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar bu hüküm gereğince cezalandırılacaklardır. Yargıtay da meydana gelen bir olayda mağdurda herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığı bulunup bulunmadığının, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemediğinin, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığının, akıl hastalığı veya zayıflığı var ise bu durumun beden veya ruh bakımından kendisini savunmasına mani olacak mahiyet ve derecede bulunup bulunmadığının, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceğinin, akıl hastalığı veya zayıflığının hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağının araştırılmasını istemiştir.3 Kanaatimizce mağdurda var olan bir durum onun fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına engel teşkil ediyorsa ve bu durum da tespit edilmişse kanunumuz gereğince rızasının bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.4 Ayrıca söz konusu kişiler fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadıklarından ruh bakımından da kendini savunamayacak durumda oldukları ortaya çıkacaktır.5 Fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği bulunmayan kişinin rızasının geçerli olmadığı sonucunu daha sonra da belirteceğimiz TCK’nın 103. maddesi (f.1-a) düzenlemesinden de çıkarıyoruz. Zira bu düzenlemeye göre 15 yaşını bitirmiş olmakla beraber fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocukların rızasının herhangi bir geçerliliği bulunmamakta ve bunlara karşı gerçekleştirilen her tür davranış suç kapsamında nitelendirilmektedir.