Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tapu Sicilinin Tutulmasından Devletin Sorumluluğu

State Liability to Keep Land Registry

Banu Fatma GÜNARSLAN

Tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumluluğu, Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm uyarınca, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Devlet, tapu sicilinin hukuka aykırı olarak tutulmasından, görevlinin kusuru aranmaksızın sorumlu tutulmaktadır. Sorumluluğun özü itibarı ile kamu hukuku niteliği bulunmakla birlikte, devletin buradaki sorumluluğu özel hukuk kurallarına tabi olup, haksız fiil sorumluluğudur. Çalışmamızda, birinci bölümde sorumluluğun düzenleniş biçimi, amacı ve hukuki niteliği; ikinci bölümde sorumluluğun şartları; üçüncü bölümde ise sorumluluğun hukuki sonuçları alt başlıklar halinde, ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu kapsamda, tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumluluğu, Yargıtay kararlarına, öğretide tartışmalı hususlara ve görüş farklılıklarına yer verilmek suretiyle değerlendirilmiştir.

Devletin Sorumluluğu, Tapu Sicili, Kusursuz Sorumluluk, Hukuka Aykırılık, Zarar, Tapu Sicilinin Tutulmasından Devletin Sorumluluğu.

State liability to keep land registry is ensured by the Article 1007 in Turkish Civil Code. In accordance with this provision, state is in charge of all the damages caused by keeping land registry. The state recourses to the officials who are responsible from damages. The cases related to the state liability are heard in the court where the land registry is. State is in charge of the land registry kept unlawfully, without searching for a fault of an official. Liability of the state here is subject to private law rules and it is a tortious liability as well as the liability has a public law nature inherently. In our study: in the first part, pattern of regulating the liability, its purpose and legal nature; in the second part, conditions of liability; in the third part, legal consequences of the liability are examined in detail. Within this scope, the state’s liability to keep land registry is examined including Supreme Court decisions, controversial points and diverse opinions in the discipline.

The State Liability, Land Registry, Strict Liability, Unlawfulness, Damage, The State Liability to Keep Land Registry.

Birinci Bölüm
 Sorumluluğun Düzenleniş Biçimi, Amacı ve Hukuki Niteliği

I. Sorumluluğun Düzenleniş Biçimi

Tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumluluğu, eski Medenî Kanunda “Memurlar. 1. Mes’uliyet” yan başlığı altında 917’nci maddede düzenlenmişti. eMK m.917/1 hükmüne göre; “Hazine, tapu sicillerinin tutulmasından mütevellit bütün zararlardan mesuldür.” eMK m.917/2 hükmüne göre; “Hazine, bu zararlar kendi kusurundan mütevellit memurlara aledderacat rücu etmek hakkını haizdir”. Tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumluluğu, Türk Medenî Kanununda ise, “III. Tapu İdaresi 2. Sorumluluk” kenar başlığı altında 1007’nci maddede hükme bağlanmıştır. TMK m.1007/1 hükmüne göre; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”. TMK m.1007/2’de “Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü düzenlenmiştir. Eski ve yeni yasa düzenlemeleri karşılaştırıldığında, eMK’da “memurlar” ifadesine, TMK’da ise daha geniş kapsamlı olan “görevliler” ifadesine yer verildiği görülmektedir. Bu suretle, TMK uyarınca, devletin memur statüsünde olmayan görevlilere de rücu davası açabilmesi mümkün hale gelmiştir. eMK’da düzenlenmeyip, TMK m.1007/3’te düzenlenen hükme göre; “Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür”. Eklenen bu maddeyle, devlete karşı açılacak davalarda tapu sicilinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinin görevli olması amaçlanmış, bu suretle yargı yolu tartışmalarının önüne geçilmek istenmiştir.1 TMK m.1007 (eMK m.917)’yi İsviçre Medeni Kanununda karşılayan hüküm İMK m.955’tir. İMK m.955/3 hükmünde, devletin memurlarından teminat isteyebileceği düzenlenmiş olup, bu hükme, eMK’da ve TMK’da yer verilmemiştir.2

II. Sorumluluğun Amacı

Taşınmazlar üzerindeki ayni hakların herkese karşı ileri sürülebilmesi, kişilerin taşınmazların hukuki durumu hakkında bilgi sahibi olmalarını gerektirir. Taşınmazların, özellikle ayni haklar bakımından hukuki durumlarının dışa yansıtılmasında tapu sicili önemli bir rol oynamaktadır. Tapu sicili kayıtlarının gerçek hukuki duruma uygun olarak tutulması gerekir. Ancak bu sayede, hukuki güvenliğin ve ekonomik istikrarın sağlanması mümkün olabilecektir. Tapu sicilindeki kayıtların güvenilirliğini sağlamak amacıyla, tapu sicili, devletin gözetimi ve denetimi altında tutulmaktadır.3 Devletin gözetimi altında tutulan tapu sicili resmi sicil niteliğindedir. TMK m.7 uyarınca, resmi siciller ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna delil oluşturur. Ancak, tapu sicilinde eksik ya da yanlış bilgilere yer verilerek, sicilin yolsuz hale geldiği de görülmektedir. Taşınmazlar üzerindeki ayni hak sahipleri, haklarının devlet eliyle tutulan bir sicille açıklık kazandığına, bu suretle korunduğuna güvenir. Aynı şekilde, taşınmazlar üzerindeki ayni haklara ilişkin işlem yapan kişiler de sicildeki kayıtların doğruluğuna güvenir. Sicilin yolsuz tutulmasından doğan zararı, hak sahiplerinin veya sicile güvenerek işlem yapan ilgililerin üzerinde bırakmak, yalnızca ilgili kişilerin değil; tüm toplumun güveninin zedelenmesine neden olacaktır. Bu durum, sicilin yolsuz tutulmasından kaynaklanan zararların karşılanacağı teminatını gerektirir. Hak ve işlem güvenliği, ancak devletin teminatı ile mümkündür. Bu anlamda, sicilin yolsuz tutulmasından doğan zararlardan devlet yükümlü tutularak, tapu siciline duyulan güvenin sağlanması amaçlanmıştır.4

III. Sorumluluğun Hukuki Niteliği

Tapu sicilinin tutulması, devletin, idari nitelikte bir kamu hizmeti ve kamu gücünü kullanarak yerine getirdiği, kamu hukuku faaliyetidir. Devlet, görevlinin eyleminden değil, devletin hâkimiyet tasarrufunun hukuka aykırılığından, görevlinin kusuru aranmaksızın sorumlu tutulmaktadır. O halde, devletin sorumluluğu, görevlinin sorumluluğunun uzantısı değildir. Tapu sicilinin tutulmasının kamusal niteliğinden dolayı, devletin sorumluluğunun da kamu hukuku niteliğinde olduğu öne sürülmektedir.5 Devletin kamu hukuku faaliyeti olarak değerlendirilen tapu sicilinin tutulmasından sorumluluğu ise, özel hukuk kurallarına tabidir. Sonuç olarak devletin buradaki sorumluluğu, özel hukuk hükümleri ile düzenlenmiştir. Tapu sicilinin tutulmasının, etkisini özel hukuk alanında göstermesi, tapu sicil görevlilerinin özel hukuk hükümlerini uygulamaları, devletin sorumluluğu ile tapu sicili arasındaki sıkı ilişki gibi özellikler, devletin sorumluluğun Medenî Kanunda düzenlenmesinin gerekçeleri olarak gösterilmektedir.6 Devletin sorumluluğunun Medenî Kanunda yer alması, sorumluluğun özü itibarıyla kamu hukuku niteliğini değiştirmemektedir.7