Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Göçmen Kaçakçılığı Suçu

The Crime of Migrant Smuggling

Asuman AYTEKİN İNCEOĞLU

Göçmen kaçakçılığı suçu, sınıraşan bir suçtur. Bu suçun işlenmesi ile birden fazla ülkenin kamusal ve ekonomik düzeni bozulmakta ve kamu güvenliği tehlikeye düşmektedir. Ayrıca göçmen kaçakçılığı fiilini suç olarak düzenlenmesi suretiyle, mağdurların yaşam, vücut bütünlüğü ve malvarlığı haklarının da korunması amaçlanmaktadır. Göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturan fiiller Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde sayılmıştır. Bu fillere teşebbüs hali de tamamlanmış suç gibi cezalandırılacaktır. Bu çalışmada göçmen kaçakçılığı suçunun unsurları, suça etki eden nedenler, teşebbüs, iştirak, içtima ve göçmen kaçakçılığı suçunda yer bakımından uygulama kuralları Yargıtay kararları çerçevesinde tartışılmıştır.

Göçmen, Göçmen Kaçakçılığı, Sınıraşan Suç, Ne Bis İn İdem, Uluslararası Suç.

The crime of migrant smuggling is a transnational crime. As a result of this crime, the public and economic order of countries are deteriorating and the public security is jeopardized. By regulating the smuggling of immigrants as a crime, it is also aimed to protect the rights of life, the integrity of the body and the rights to property, of the victims. The acts constituting the crime of migrant smuggling were stated in Article 79 of the Turkish Penal Code. Attempt to these acts will be punished as completed crime. In this study, the elements of the crime of migrant smuggling, the cases affecting the crime, the attempt, the participation, concurrence of crimes and territorial jurisdiction were discussed within the framework of the decisions of the Supreme Court.

Migrant, Migrant Smuggling, Transnational Crime, Ne Bis In Idem, International Crime.

I. Genel Olarak

Göçmen kaçakçılığı suçu, Türk Ceza Kanunu’nda ikinci kitapta, “uluslararası suçlar” başlıklı birinci kısmın ikinci bölümünde, 79. maddede düzenlenmiştir. Bu suç, Türkiye’nin de taraf olduğu “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” ve bu Sözleşmeye ek “Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol” hükümlerinin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla ilk olarak 2002 yılında suç olarak ihdas edilmiştir.1 Bu bağlamda öncelikle Türk Ceza Kanunu’nda uluslararası suç olarak değerlendirilen göçmen kaçakçılığı suçunun,2 uluslararası bir suç mu, yoksa sınıraşan bir suç mu olduğu hususu incelenmelidir.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’nde soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçu, yargı yetkisi kapsamına alınmış, çekirdek uluslararası suçlar oluşturulmuştur. Ancak uluslararası suçlar, bu suçlarla sınırlı değildir.3 Uluslararası suçun ne olduğunu tanımlayan ve kapsamını belirleyen bir uluslararası düzenleme bulunmamaktadır ve bu kavramın belirlenmesi, uluslararası ceza hukuku öğretisinin tanımlamasına bırakılmıştır.4 Bununla birlikte bir suçun uluslararası suç olarak kabul edilebilmesi için, eylemin uluslararası örf ve adet hukuku veya devlet uygulamaları sonucunda veya bir uluslararası sözleşmede suç olarak kabul edilmiş olması, temel adalet ilkelerini çiğnemesi ve uluslararası topluma büyük zararlar vermesi gerektiği ileri sürülmektedir.5

Sınıraşan suç ile uluslararası suç kavramları birbirlerine çok yakın kavramlar olarak değerlendirilebilir. Sınıraşan suç, Birleşmiş Milletler Suçu Önleme ve Ceza Adaleti Birimi (United Nations Crime Prevention and Criminal Justice Branch) tarafından ülke sınırlarını aşan, birden fazla ülkenin yasalarını ihlal eden veya başka ülkeler üzerinde de etki doğuran cezai fiiller olarak tanımlanmıştır. Sınıraşan suçlar, çoğunlukla organize suç olarak gerçekleşseler dahi, aslında tek bir kişinin de sınıraşan bir suçu işlemesi mümkündür.6 Ayrıca sınıraşan suçların çoğunlukla sözleşmelerle düzenlendiği de ifade edilmektedir.7