Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İdarenin Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesinden Doğan Sorumluluğu

The Responsibility of the Administration for the Execution of Health Services

Murat KURU

Yaşam hakkı ile yakın temas halinde olan sağlık hakkının, eşit ve adil şekilde hayata geçirilmesi görevi, idareye doğrudan Anayasa’da tevdi edilmiştir. İdare bu görevini, bizzat veya özel hukuk kişilerini organize etmek suretiyle yürüteceği, sağlık hizmetleri ile ifa eder. Dolayısıyla kendi içerisinde parçalı bir görünüm arz eden ancak esasında bir bütün olan sağlık hizmetlerinin yürütülmesi, idarenin sorumluluğundadır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yaşanan aksaklıklardan dolayı meydana gelen zararları, idare tazmin ile yükümlüdür.

Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinden kaynaklı zararlardan, idare kural olarak hizmet kusuru nedeniyle sorumludur. Mezkur faaliyetler idari organizasyon niteliğinde olduğu için, tıbbi uygulama hatalarından farklı olarak, hizmet kusurunun meydana gelmesi için idarenin ağır kusurlu olması gerekmez. Ayrıca kamu personelinin kişisel kusuru, sağlık hizmetinin yürütülmesi faaliyetinin idari niteliğini tek başına ortadan kaldıramayacağı için, idari sorumluluğu sona erdiremez. Öte yandan sağlık hizmetlerinin yürütülmesi, bünyesinde tehlikeli faaliyetler barındırdığı için, idarenin tehlike ilkesi prensibince kusursuz sorumluluğuna da sebebiyet verebilir.

Sağlık, Sağlık Hizmeti, İdari Sorumluluk, Hizmet Kusuru, Kusursuz Sorumluluk.

The right to health is in close contact with the right to life. The duty of realizing the right to health in an equal and fair manner has been given to the administration by Constitution. The Administration shall carry out this duty by means of health services, which shall be carried out by organizing the personal or private legal persons. Therefore, it is the responsibility of the administration to carry out the health services that have a fragmented appearance but which are in fact a whole. For this reason, the damages caused by the problems during the execution of the health services are obliged to compensate the administration.

As a rule, the administration is responsible for the damages caused by the execution of health services due to service defect. Unlike medical malpractice, the administration does not have to be severely defective in order to create a service defect, since the said activities are administrative organization. Moreover, the personal defect of public personnel cannot terminate the administrative responsibility as it cannot eliminate the administrative nature of the health service execution alone. On the other hand, the execution of health services, dangerous activities within the structure, the administration of the principle of danger can lead to the strict liability.

Health, Health Service, Administrative Responsibility, Service Defect, Strict Liability.

GİRİŞ

Sağlık hizmeti kavramı, tıbbi uygulama ve hizmetin yürütülmesini ifade eden üst başlıktır. Bu çalışmanın konusunu oluşturan sağlık hizmetlerinin yürütülmesi; gerekli araç ve gereçlerin temini, personelin eğitimi, kurumların ülke sathında eşit ve adil dağıtımı gibi organizasyona ilişkin tüm konuları bünyesinde ihtiva eder. Sağlık hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin olarak idare tarafından bizzat ya da özel hukuk kişileri aracılığıyla yerine getirilen faaliyetler, bir bütün teşkil eder ve idare işlevine ilişkindir. Bu nedenle Anayasa’nın 125. maddesinde hüküm altına alınan ve tüm idari faaliyetler açısından geçerli olan idari sorumluluk, sağlık hizmetlerinin yürütülmesi bakımından da aynen geçerlidir.

İşbu çalışma kapsamında idari sorumluluk kavramını, sağlık hizmetlerinin yürütülmesi özelinde ele aldık. Dolayısıyla idarenin hatalı tıbbi uygulamalardan kaynaklanan sorumluluğunu kapsam dışında tuttuk. İki bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, sağlık hizmetini anayasal boyutlarına yer vermek suretiyle, kavramsal açıdan ele aldık. Çalışmanın ikinci bölümünde ise; idarenin sağlık hizmetlerinin yürütülmesinden doğan sorumluluğunu, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk yönleriyle ortaya koymaya çalıştık.

I. KAVRAMSAL OLARAK SAĞLIK HİZMETİ

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık; “sadece hastalık veya sakatlığın olmaması değil; ruhsal, bedensel ve sosyal açıdan tam iyi olma durumu1 şeklinde tanımlanmıştır. Söz konusu tanımlama Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesinde aynen tekrar edilerek, iç hukukumuzun bir parçası haline getirilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün mezkur tanımlaması, sağlık kavramının kapsamını genişleterek belirsizleştirdiği2 ve bu yönüyle sağlığı ulaşılamaz3 hale getirdiği için eleştirilmektedir. Bu sebeple sağlık hakkını, somut ve ulaşılabilir olması açısından4“insanların sağlıklarının korunması, hastalandıklarında iyileşmeleri, tıbbi bakım görebilmeleri ve tedavi edilebilmeleri için devletin sağladığı her türlü imkandan yararlanma hakkı”5 şeklinde tanımlamak daha uygun olacaktır.

Evrensel bir hak olan sağlık hakkı, birçok ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri ile koruma altına alınmıştır. Hukuk sistemimiz açısından bakıldığında; 1876, 1921 ve 1924 Anayasalarında düzenlenmeyen sağlık hakkının ilk olarak 1961 Anayasası’nda anayasal güvenceye kavuştuğu ve mevcut Anayasamızda da bu özelliğini koruduğu görülmektedir.6 Bu bağlamda sağlık hakkı Anayasanın 56. maddesinde doğrudan hüküm altına alınmıştır. Ayrıca Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan “Kişi dokunulmazlığı maddi ve manevi varlığı” sağlık hakkı ile yakından ilintilidir.7 Zira sağlık hakkı ancak yaşam hakkı ile anlam bulur. Nitekim yargı makamları sağlık hakkını, sağlıklı yaşam hakkı olarak algılamaktadır.8 Öte yandan Anayasa’nın 90. maddesi sağlık hakkı açısından çok büyük önemi haizdir. Zira mezkur hüküm sayesinde ülkemizin taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa Sosyal Şartı ile Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme gibi sağlık hakkına ilişkin uluslararası hükümler doğrudan iç hukukumuzda uygulama imkanı bulmaktadır.