Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Patent Box Rejimi ve Türkiye Uygulaması

Patent Box Regime and Practice of Turkey

Cenker GÖKER

Ülkelerin ekonomik gelişmişlikleri, teknoloji yatırımlarına verdikleri önemle birlikte ele alınmalıdır. Tarım sektörü gibi geleneksel alanlar ekonomilerde önemli paya sahip olsa da, teknoloji geliştiren ve bunu satabilen ülkelerin gelişme hızı oldukça yükselmektedir. Bu nedenle Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa Birliği, OECD gibi kuruluşlar teknolojik yeniliklerin ekonomiye dönüşümü için çeşitli teşvik programları ortaya koymaktadır. Bu bağlamda özellikle OECD ülkelerinde görülen “” rejimleri, teknoloji çağına uygun yeni bir ekonomik büyüme sağlayabilmek için çeşitli vergi avantajları sunmaktadır. Bu çalışmada, rejiminin ortaya çıkışı ve sonuçları ele alındıktan sonra Türkiye özelindeki uygulamalar değerlendirilmektedir.

Vergi Teşviki, Kurumlar Vergisi, Patent Box.

The economic development of countries should be considered together with the importance they attach to technology investments. Although traditional areas such as the agricultural sector have a significant share in economies, the speed of development of countries that develop and sell technology is quite high. Hence, institutions such as the World Trade Organization, the European Union and the OECD provide various incentive programs for the transformation of technological innovations into the economy. In this context, patent box regimes, especially in OECD countries, create various tax advantages in order to achieve a new economic growth compatible with the age of technology. In this study, the emergence of patent box regime and its results are discussed, then practice in Turkey is evaluated in particular.

Tax Incentives, Corporate Taxation, Patent Box.

I. GİRİŞ

Vergilendirme söz konusu olduğunda devletin ekonomik hayata ilişkin tercihleri ön plana çıkar. Kamu harcamalarını finanse etmek için toplanan vergiler, toplumsal ihtiyaçlar kadar devletlerin ekonomik tercihlerine göre de şekillenir. Bu noktada vergilendirme, ekonomik, sosyal, kültürel pek çok alanda bir araç olarak kullanılabilir. Vergilendirmenin mali amaçlar dışında kullanılması da söz konusu olabilir1. Özendirme ve caydırma yöntemleri, vergilendirme ile elde edilmek istenen amaçlara yönelik olarak kullanılır2. Örneğin, çevre koruma amaçlı bir vergilendirme rejiminde, doğaya zararlı ve karbon emisyonu yüksek motorlu araçlardan daha yüksek vergi alınmasına karşın elektrikli araçlara vergi istisnaları getirilmesi söz konusu olmaktadır. Bu durumda devletlerin vergi politikasının, günlük siyasi tartışmalardan bağımsız, geleceğe ilişkin bir vizyona göre hareket etmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Devletlerin bu kapsamda kullandıkları araçlardan en önemlisi, gelişmesi istenen belirli bir alana vergi avantajları getirilmesidir3. Vergi avantajları vergi muafiyeti veya istisnası şeklinde olabileceği gibi verginin tamamen konusu dışına çıkarma şeklinde de gerçekleşebilir. Bu tür vergi avantajlarından başka, vergi tatili ile geçici bir avantaj yaratılabileceği gibi indirimli vergi oranlarının uygulanması veya gelişmesi istenen alanda yapılacak tüm harcamaların vergi matrahından indirilebilmesinin mümkün kılınması da söz konusu olabilir. Vergilendirme yetkisine sahip olan yasama organları, vergiden elde edilmek istenen mali amacın dışındaki devletin geleceğe yönelik vizyonuna göre de sistemi şekillendirmektedir. İşte bu noktada özellikle günümüzdeki teknolojik gelişmelerin ülkelerin ekonomilerine olan etkisi nedeniyle teknoloji yatırımlarına çeşitli vergi avantajları sağlanmaktadır. Vergi politikalarında, ar-ge ve teknolojik yeniliklere yönelik avantajlar sağlamanın ekonomiye katkısı ön plana çıkmaktadır4. Öyle ki, patent, faydalı model ve yazılımların dünya pazarlarına satılması ve gelir elde edilmesi ülke ekonomilerine olumlu yansımakta ve bunların geliştirilmesine yönelik vergi teşviki politikaları önem kazanmaktadır.

II. PATENT BOX REJİMİ

1970’li yılların başından itibaren özellikle OECD ülkelerinde görülmeye başlanan patent box rejimi ilk defa İrlanda’da uygulanmıştır. İrlanda 1973 tarihinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nda değişiklik yaparak sınai mülkiyet haklarından elde edilen gelirlere vergi istisnası uygulamaya başlamıştır5. Genel bir tanımlama yapmak gerekirse, araştırma geliştirme (ar-ge) faaliyetlerinin desteklenerek yazılım, patent ve benzeri teknolojik buluşların üretim sürecine sokularak gelir elde edilmesi durumunda ödenmesi gereken vergiler bakımından bir indirim veya teşvik mekanizması oluşturulmasına patent box adı verilmektedir. Terimin Türkçe bir tercümesi veya kullanımı mevcut değildir, yazında İngilizce haliyle kullanılmaktadır. Kavram bugün yine yabancı kökenli “inovasyon box” olarak da adlandırılmaktadır. Çalışmanın amacı kavrama bir Türkçe karşılık bulmak olmasa da patent box için “sınai mülkiyet hakları teşvikleri” şeklinde bir kullanım tercih edilebilir.

İlk olarak İrlanda’da uygulanan bu yeni yapı OECD tarafından yapılan çalışmalarda ülkelerin tercih etmesi önerilen bir program olarak karşımıza çıkmaktadır6. Dünyada hızla yayılmakta olan bu yapı ile teknolojik gelişmeler ve ar-ge kaynaklarıyla oluşan sınai mülkiyet unsurlarının gelire dönüşmesine yönelik bir teşvik sistemi oluşturulmaktadır. Bir başka deyişle, sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazançların vergilendirilmesinde belirli avantajların söz konusu olmasına yönelik bir vergi teşviki sistemi oluşmuştur7. Buna karşın ülkelerin patent üretme potansiyeli yüksek uluslararası şirketleri yatırım yapmaları için çekebilmek adına patent box rejiminin bir vergi rekabeti aracı olarak kullanılması da eleştiri konusu yapılmaktadır. Bu noktada, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin kendi aralarında uyması gereken kurallara da uygunluğu noktasındaki eleştiriler nedeniyle örneğin İrlanda 1973 yılında getirdiği sistemi 2010 yılında değiştirmek durumunda kalmış ve sistemini daha çok ar-ge harcamalarının giderleştirilmesine ilişkin sisteme yoğunlaştırmıştır8. Patent box rejimi sınai mülkiyetin elde edilmesi öncesinde verilen teşvikler ile karıştırılmamalıdır. Bunlar birer vergi politikası aracı olarak elbette söz konusu olabilir. Ancak rejimin prensibi, ekonomik bir değer yaratacak bir sınai mülkiyet hakkının üretimine bir başka deyişle reel ekonomide sonuç doğuran bir üretime dönüştüğünde elde edilecek gelirlerden alınacak vergilere yönelik bir avantaj sunmasıdır. Örneğin, Hollanda da kurumlar vergisi oranı %25 iken, patent box rejimi içindeki oran %5’tir9. Bu tür bir farklılığın ar-ge yatırımlarını artıracağı ve müteşebbislerde bu alanda yatırımlar yapma noktasında oldukça önemli bir güdülenme yaratacağı açıktır. Vergi avantajlarının temel amacı ar-ge harcamalarının artmasına ilişkin bir yönlendirme gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Türkiye, patent box rejimini uygulamalarının yaygınlaşması sonrasında daha önce ar-ge yatırımları ve teknoloji geliştirme bölgeleri gibi kurumlara verdiği desteğin yanı sıra 2014 yılında Kurumlar Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapmıştır.