Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a Göre Mesafeli Sözleşmeler

Distance Contracts According to the Protection of Consumer Law No. 6502

Seda İrem ÇAKIRCA

Teknolojinin ve iletişim olanaklarının gelişmesi; boyut değiştirmesiyle birlikte, mesafeli sözleşmelerde tüketicinin korunması özel bir önem arz etmeye başlamıştır. Bu yadsınamaz gerçeklik karşısında Avrupa Birliği tüketicinin korunmasına ilişkin yönergelerini yenilerken, Türkiye de 6502 sayılı Kanun ile tüketicinin korunmasına ilişkin azami gayreti sergileme eğiliminde olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada amaçlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) mesafeli sözleşmelere ilişkin hükmünü, 27 Kasım 2014’de yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (MSY) ve 25 Ekim 2011 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüketici Hakları Yönergesi (Yönerge) de dikkate alarak değerlendirmektir.

Mesafeli Sözleşmeler, Tüketicinin Korunması, Tüketici Hukuku, Ön Bilgilendirme Yükümlülüğü, Cayma Hakkı.

Consumer protection in distance selling contracts gained special importance more than ever over the last few years with the changes and developments in technology and communication. In this respect, the EU directive on the protection of consumers has renewed and Turkey has shown that it tends to show maximum effort on the protection of consumers by enacting Law No. 6502. In this study, the provision regarding distance contracts in the Law on the Protection of Consumer Law No. 6502, will be evaluated by taking into consideration the Distance Contracts Directive, published in Official Gazette on 27 November 2014 and European Parliament and Council Directive No. 2011/83/EU on the Consumer Rights, dated 25 October 2011.

Distance Contracts, Consumer Protection, Consumer Law, Consumer Information Obligation, Right of Withdrawal.

GİRİŞ

07 Kasım 2013 tarihinde kabul edilen 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun1 28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe girmiş2 ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’u yürürlükten kaldırmıştır3 . Ancak 6502 sayılı Kanun’un geçici birinci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edecektir. 4077 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde kurulan tüketici işlemlerine ise kural olarak 4077 sayılı Kanun’un hükümleri uygulanacaktır. Öte yandan; 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan ve halen geçerli sözleşmelerin 6502 sayılı Kanun’a aykırı hükümleri 28 Mayıs 2014 tarihinden itibaren uygulanmayacaktır. 28 Mayıs 2014’ten önce işlemeye başlamış̧ hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri dolmamış ise 6502 sayılı Kanun ile öngörülen sürenin geçmesiyle hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş sayılacaktır4 .

6502 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde5 ; 4822 sayılı Kanun6 ile 2003 yılında büyük ölçüde değiştirilen 23 Şubat 1995 tarihli 4077 sayılı Kanun’un7 mevcut Avrupa Birliği mevzuatı, gelişen ve değişen teknoloji aracılığıyla yapılan satış yöntemlerinin değişmesi ve yeni satış türlerinin gelişmesi haliyle uyum sağlaması amacıyla yeni bir tüketici kanunu hazırlığına gidildiği ifade edilmiştir. Avrupa Birliği’nin son dönemde çıkardığı ve mevzuatımıza aktarılmamış olan, 2002/65/EC sayılı Haksız Ticari Uygulamalar8 , 2008/48/EC sayılı Tüketici Kredileri Sözleşmeleri9 , 2008/122/EC Devre Tatil, Uzun Süreli Tatil Ürünü, Yeniden Satım ve Değişim Sözleşmeleri10 , 2011/83/EU11 sayılı Tüketici Hakları Yönergesi’nin12 ulusal hukukun içerisine alınması amaçlanmıştır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olabilmek için yıllardır sürdürdüğü müzakereler de dikkate alındığında, söz konusu kanun değişiklik ile ulusal hukukumuzun Avrupa Birliği mevzuatına uyumlaştırılması amacının gerçekleştirilmeye çalışıldığı görülecektir.

Söz konusu Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yapılışı sırasında sadece Avrupa Birliği Yönergeleri değil, bu yönergeleri iç hukuklarına aktaran üye ülkelerin ve Avrupa Birliği üyesi olmayan ve fakat tüketici mevzuatında Avrupa Birliği yönergelerinden yararlanan bir ülke olan İsviçre’nin bu konudaki deneyimlerinden de faydalanıldığı, 6502 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde açıkça belirtilmiştir. Ayrıca 2011 yılında gerçekleştirilen Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu değişiklikleriyle tüketici mevzuatının yeknesak hale getirilmesi, 4077 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu zaman zarfında uygulamada karşılaşılan aksaklıkların giderilmesi, tüketicileri korumak için tüketici haklarını ihlal edilenlerin cezalandırılmasından çok ön bilgilendirme anlayışının gelişmesi de yeni bir tüketici kanununun çıkarılması için itici güç olarak kanun koyucunun karşısında çıkmıştır.