Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Taşınmaz Mülkiyetinin İnançlı İşlemle Devri ve Buna İlişkin Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi

Fiduciary Transfers of Immovable and Evaluation of Relevant Supreme Courts Desicions

Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU

Taşınmaz mülkiyetinin inançlı işlemle devrinde inanan ve inanılan olmak üzere iki taraf söz konusu olup inanan, taşınmaz mülkiyetini inanılana devreder ve bu yolla inanılan, taşınmaz mülkiyetini kazanır. Bu işlemle inanılan, tam olarak mülkiyet hakkına kavuşsa da belli şartların gerçekleşmesi sonrası taşınmazı iade etme borcu altında olan taraftır. Ülkemizde sıklıkla karşılaşılan bir hukukî işlem olsa da taşınmazın inançlı devri maddi hukukta kendine yer bulamamıştır. Tapu daireleri tarafından bu sözleşmeye resmîyet verilmemesi tarafları, işlemi tapuda satış sözleşmesi olarak yapmaya itmiştir. Yargıtay ise Eşya Hukuku ile örtüşmesi mümkün olmayan bir sonuçla; taşınmaza ilişkin inançlı işleme dair yazılı delil başlangıcının varlığı halinde tanık dâhil her türlü delille ispatının mümkün olduğu sonucuna varmıştır. Diğer yandan bu kurum birçok Yargıtay kararında benzer kurumlarla -muvazaa, kanuna karşı hile, dolaylı temsil gibi- aynı çatı altında ele alınmış ve hatalı nitelendirilegelmiştir. İşte bu çalışmanın yapılma amacı inançlı taşınmaz devrine ilişkin Yargıtay kararlarının değerlendirilmesi ve kurumun benzer kavramlardan ayırt edilmesinin sağlanmasıdır.

İnançlı İşlem, Taşınmaz Devri, Dolaylı Temsil, Kanuna Karşı Hile, Muvazaa.

In the transfer of immovable property by fiduciary transaction there are two parties that named as fiduciant and fiduciar. By this way fiduciant transfers his immovable property to fiduciar and fiduciar acquires the right of ownership. Although with this transaction fiduciar has the full right of ownership after the performance of certain conditions, he is the party that under the debt to return the ownership of immovable. Even if this transaction is a legal transaction that frequently encountered in our country, it has not found its place in the material law. The fact that the deed officers refused to do this contract in an official form, pushed the parties to make this transaction as a sale contract. The Supreme Court has reached a conclusion that is not compatible with the law of property. According to the court if there is a commencement of written proof it is possible to prove the fiduciary transaction with all kinds of evidence, including witnesses. On the other hand, this concept has been dealt with in many Supreme Court decisions under the same roof with similar concepts -such as with simulation, fraus legi facta, indirect representation- and has been incorrectly qualified. The aim of this study is to evaluate the decisions of the Supreme Court on fiduciary transfers of immovable and to separate the concept from similar concepts.

Fiduciary Transaction, Transfer of Immovable, Indirect Representation, Fraus Legi Facta, Simulation.

I. İNANÇLI İŞLEM KAVRAMI, İŞLEMİN TARAFLARI VE TÜRLERİ

İnançlı işlem1 , taraflar arasında karşılıklı güven esasına dayalı olarak yapılan ve öngörülen koşulların gelecekte gerçekleşmesi halinde bu anlaşmaya dayalı olarak taraflara bir takım borçlar yükleyen işlemdir2 .

Yargıtay bazı kararlarında inançlı işlemi şöyle tanımlamıştır3 : “İnananın, bir hakkın belirli bir süre veya belirli bir amaçla inanılana geçirmeyi, inanılanın da inananın emir ve talimatlarına göre kullanıp, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hakkı tekrar inanan devretmeyi yüklendiği sözleşmedir”.

TANDOĞAN’ın inançlı işlem tanımı şöyledir4 : “İnançlı işlemler, bir kimsenin menfaatinin başkası tarafından korunması veya teminat sağlamak amacıyla ona bazı haklarını ciddi biçimde devrettiği ancak hakları iktisap edenin bunlardan doğan bazı yetkileri hiç kullanmaması, bazılarını da önceden hak ve halen menfaat sahibi olanın gösterdiği biçimde kullanmak zorunda olması hususunda tarafların anlaştığı işlemlerdir”.