Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi,
Uygulamaları ve Uluslararası Hukuka Katkılar

The International Tribunal for the Law of the Sea, its Practice and Contribution to International Law

Yusuf AKSAR

1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile kurulan Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi evrensel nitelikli bir yargı kuruluşu olup, diğer uluslararası yargı kuruluşlarından, özellikle de Birleşmiş Milletlerin temel yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı’ndan önemli farlılıklar arz etmektedir. Bu çalışmada, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’nin diğer yargı organlarından farklı yönleri, yapısı, yargı yetkisi, uygulamaları ve uluslararası hukuka katkıları ele alınmaktadır.

Davalara Bakma Yetkisi, Maddi Yargı Yetkisi, Danışma Görüşü, Gemilerin ve Mürettebatının Derhal Salıverilmesi, İhtiyati Tedbir Kararı.

The International Tribunal for the Law of the Sea, as a universal judicial institution, was established by the 1982 UN Convention on the Law of the Sea. It has different features from other international judicial bodies, particularly, from the International Court of Justice which is the basic judicial organ of the UN. The study firstly, explains the structure and jurisdiction of the International Tribunal for the Law of the Sea, then, discusses the practice and contribution of the Tribunal to international law.

Contentious Cases, Subject-Matter Jurisdiction, Advisory Opinion, Prompt Release of Vessels and Crews, Provisional Measures.

GİRİŞ

Uluslararası toplumun karşılaştığı sorunları çözmede önemli bir rol üstlenmiş olmasına rağmen, uluslararası hukuk sistemine yönelik eleştiriler varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Eleştirilerin odaklandığı noktalardan bir tanesi de uluslararası yargı kuruluşlarının zorunlu bir yargı yetkisine sahip olmamasıdır. Uluslararası hukuk alanında, iç hukuk uygulamalarından bilindiği şekliyle bir yargı kuruluşunun olmadığı bir gerçekliktir. Ancak unutulmaması gereken husus, uluslararası hukuk sisteminin kendine özgü hukuk kuralları oluşturma ve uygulama araçlarına sahip olduğudur. Uluslararası hukuk kişileri başta devletler olmak üzere karşılaşmış oldukları hukuki sorunları, barışçıl yollarla çözmek durumundadırlar. Hukuki uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümünde en etkin yargı yollarından bir tanesi, hiç şüphesiz uluslararası mahkemelerdir.

Uluslararası hukuk sisteminde yargı kuruluşları denildiğinde ilk akla gelenler arasında Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Fransa’nın Strasburg şehrinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Tanzanya’nın Arusha şehrinde Afrika İnsan ve Halkların Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği’nin yargı kuruluşu niteliğindeki Lüksemburg’da kurulan Avrupa Adalet Divanı bulunmaktadır.

Uluslararası hukuk sisteminde uygulama aracı olarak kurulan yargı kuruluşları genellikle bir andlaşma ile kurulmakta ve uluslararası hukuk kişilerinin rızaları doğrultusunda yargı yetkisini kullanabilmektedir. Diğer bir ifade ile zorunlu bir yargı yetkisinden söz edilememektedir. Ancak, bu noktada istisnai bir durum arz eden ve uluslararası toplumun 1990’lı yıllardan sonra karşılaştığı zorunlu yargı yetkisinin uygulandığı bazı uluslararası yargı kuruluşlarına da işaret etmek gerekir. İşbu durumun en güzel örnekleri arasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 1993 ve 1994 yıllarında Eski Yugoslavya ve Ruanda için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemeleri yer almaktadır. Bilindiği üzere, adı geçen mahkemeler, Birleşmiş Milletler Andlaşması VII. Bölüm çerçevesinde uluslararası barış ve güvenliğin temini amacıyla uluslararası suçlardan dolayı bireylerin uluslararası cezai sorumluluğunun tesisi için kurulmuştur ve yargı yetkilerinin kullanılması ulusal mahkemelere göre öncelikli ve zorunludur.