Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Trafik Suçlarında Şüpheliden Kan Örneği Alınmasına İlişkin Alman Ceza Muhakemesi Hukukundaki Önemli Kararlar ve Türk Hukukuna İlişkin Bazı Değerlendirmeler

Important Decisions in the German Criminal Procedure Law Concerning Taking Blood Samples From the Suspect in Traffic Offenses and Some Assessments Related to the Turkish Law

Reşit KARAASLAN

Alman Ceza Usul Kanununun 81a maddesi şüphelinin beden muayenesini ve vücudundan kan örneği alınmasını düzenlemektedir. Şüphelinin vücudundan örnek alınması işlemi, kişilerin vücut bütünlüğüne bir müdahale oluşturduğundan, bu müdahaleye karar vermeye kural olarak hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcılık ve polis yetkilidir. Ancak trafik suçları söz konusu olduğu zaman, bu düzenlemenin yerinde olup olmadığı tartışmalıdır. Zira şüphelinin alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanıp kullanmadığının belirlenmesi ve böylece ceza kanununda yer alan bazı suç tiplerinin uygulama alanı bulup bulmayacağının tespiti, şüpheliden kan örneğinin derhal alınmasına bağlıdır. Bu nedenle uygulamada savcılık ve polis, trafik suçu söz olduğunda, gecikmesinde sakınca bulunan hal kavramını çok geniş yorumlamış; şüpheliden kan örneği alınmasına dair karar kural olarak polis, bazen savcı tarafından alınmış; ancak hiçbir zaman hâkim tarafından alınmamıştır. 2007 yılında Alman Federal Anayasa Mahkemesi bu uygulamanın hatalı olduğunu belirtmiş, kan örneği alınmasının hâkim kararına bağlı olduğunu, çok istisnai hallerde gecikmesinde sakınca bulunan halin varlığının kabul edilebileceğini belirtmiştir. Ne var ki bu karar gerçeklerle bağdaşmadığı gerekçesiyle öğreti tarafından eleştirilmiş; trafik suçlarına bakan mahkemeler tarafından da hiçbir zaman tam anlamıyla kabul edilmemiştir. Alman Federal Meclisi de uygulama ile yüksek yargı kararları arasındaki bu uyumsuzluğu ortadan kaldırmak için 2017 yılında Alman Ceza Usul Kanununun 81a maddesinin 2. fıkrasında değişiklikler yapmış; bu fıkraya yeni bir cümle eklemiştir. Bu değişiklik ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve trafikte sarhoş vaziyette araba kullanma hallerinde şüpheliden kan örneği alınmasında hâkim kararı bulunması zorunluluğu ortadan kaldırılmış; kan örneği alınmasına dair karar vermeye savcı ve polis yetkili kılınmıştır. Bu çalışmada, yapılan bu değişikliğin nedenleri üzerinde durulacak, mevcut hukuki durumu değerlendiren görüşler açıklanacak ve konunun Türk Hukukunda nasıl düzenlendiği ve nasıl düzenlenmesi gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulunulacaktır.

Trafik Suçları, Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma, Trafikte Sarhoş Vaziyette Araba Kullanma, Kan Örneği Alma, Gecikmesinde Sakınca Bulunan Hal.

Paragraph 81a of the German Code of Criminal Procedure regulates bodily examination of the suspect and taking of blood samples from his body. Since taking blood sample from the body of the suspect is an intervention to the physical integrity of the person in question, as a rule, the judge is authorized to decide about this intervention, and for non-delayable cases, public prosecutor and police are authorized. However, this regulation is disputable as far as traffic offenses are concerned. It is because blood sample must be immediately taken from the suspect on site in order to determine whether he was driving the vehicle under the influence of alcohol or drug and consequently to determine whether some types of offenses defined by the criminal law is applicable in the relevant case. For that reason, in practice, public prosecution office and the police interpreted the concept of “non-delayable case” in a very broad sense with respect to traffic offenses and the decision for taking blood sample from the suspect was given, as a rule, by the police and sometimes the public persecutor; but never by the judge. In 2007, German Federal Constitutional Court stated that this practice was wrong and that the decision for taking of blood samples must be given by the judge and that the existence of a non-delayable case may only be accepted in very exceptional cases. However, this decision was criticized by the legal doctrine arguing that it is not compatible with the facts, and was also never accepted fully by the courts dealing with traffic offenses. Furthermore, the German Federal Parliament made amendments on the subparagraph 2 of the paragraph 81a of the German Code of Criminal Procedure in 2017 in order to remove this inconsistency between the practice and the Supreme Court decisions and added a new sentence to that subparagraph. With this amendment, the necessity to obtain the judge’s approval for taking blood sample from the suspect was cancelled regarding the cases of jeopardizing traffic security and drink-driving, and public prosecutor and police were authorized to decide to take blood samples. This study examines the reasons of introduction of this change, explains the views on assessment of the current legal situation how this issue is and must be regulated in the Turkish law.

Traffic Offense, Jeopardizing Traffic Security, Driving Under Influence of Alcohol, Taking of Blood Samples, Non-Delayable Cases.

Giriş

Ceza muhakemesi hukuku, kişinin suçluluğunun henüz sabit olmadığı bir zaman aralığında delil elde etmek veya elde edilmiş delilleri muhafaza etmek amacıyla, kişinin temel hak ve özgürlüklerine müdahale edilmesine cevaz veren normlar içermektedir. Ancak kişilerin temel hak ve özgürlüklerini devletin müdahalesi olmadan kullanmasının esas, bu hak ve özgürlüklere hangi amaçla olursa olsun müdahalenin ise istisna olmasından dolayı, koruma tedbirlerine başvurulmasında kural olarak hâkim kararı aranmaktadır. Buna karşın “derhal işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin tespit edilememesi ihtimalinin ortaya çıkması ve gerektiğinde hâkimden karar almak için vakit bulunmaması halini1 “ ifade eden ve “gecikmesinde sakınca bulunan hal2 “ olarak adlandırılan istisnai durumlarda, koruma tedbirlerine savcının ve/veya kolluğun da karar vermesi mümkündür3 . Uygulama da ise istisnanın kural, kuralın ise istisna olduğu bilinmektedir. Özellikle müdahalenin önemsiz kabul edildiği ve bu nedenle koruma tedbirine karar vermenin rutin işlem olarak değerlendirildiği durumlarda, koruma tedbirine uygulamada kural olarak kolluk, bazen savcı; ancak çok istisnai hallerde hâkim karar vermektedir. Böylesi hallerde yüksek mahkemeler, bu uygulamanın hatalı olduğuna işaret ederek, hukuk devletinde müdahale ne kadar önemsiz olursa olsun gecikmesinde sakınca bulunan hal kavramının dar yorumlanması gerektiğini ve basit, sıradan, gündelik gerekçelerle gecikmesinde sakınca bulunan halin kabul edilemeyeceğini belirtmektedir. Yüksek mahkemelerin yol gösterici kabul edilen ve temel hak ve özgürlükleri koruyucu bu tür kararlarının her şeyden önce alt derece mahkemelerince özümsenmesi beklenirken bazen böylesi kararların tam da alt derece mahkemelerce “gerçeklerden uzak” gerekçesiyle kabul edilmediği süreçler yaşanmaktadır. Yüksek yargı kararlarında dile getirilen soyut ilkeler ile uygulamanın hukuki denetimini yapan alt derece mahkeme kararlarının orta yol bulamadığı zamanlarda da, kanun koyucu kanun değişikliği yaparak sorunu çözmeye çalışmaktadır.

Böylesi bir süreç yakın geçmişte, trafik suçlarında şüpheliden kan örneği alınması hususunda, Almanya’da yaşanmıştır. Trafik suçlarında şüpheliden kan örneği alınmasına dair karar, Alman Ceza Usul Kanununun hâkim kararını açıkça şart koşan 81a maddesine aykırı olarak, kural olarak polis, bazen savcı tarafından alınmış; ancak hiçbir zaman hâkim tarafından alınmamıştır. 2007 yılında ise Alman Federal Anayasa Mahkemesi bu uygulamanın hatalı olduğunu belirtmiş, kan örneği alınmasının hâkim kararına bağlı olduğunu, çok istisnai hallerde gecikmesinde sakınca bulunan halin varlığının kabul edilebileceğini belirtmiştir. Ne var ki bu karar trafik suçlarına bakan mahkemeler tarafından hiçbir zaman tam anlamıyla kabul edilmemiştir. Bunun üzerine de 2017 yılında Alman Federal Meclisi Alman Ceza Usul Kanununun 81a maddesinin 2. fıkrasında değişiklikler yapmış; bu fıkraya yeni bir “ikinci” cümle eklemiştir. Bu değişiklik ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve trafikte sarhoş vaziyette araba kullanma hallerinde şüpheliden kan örneği alınmasında hâkim kararı bulunması zorunluluğu ortadan kaldırılmış; kan örneği alınmasına dair karar vermeye sadece savcı ve/veya kolluk yetkili kılınmıştır4 .

Bu çalışmada ilk olarak, trafik suçları söz konusu olduğunda, şüpheliden kan örneği alınmasına kimin yetkili olduğuna ilişkin yakın tarihte Almanya’da yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verilecek; mevcut hukuki durumu değerlendiren görüşler açıklanacaktır. Çalışmanın bundan sonraki bölümünde ise konunun Türk Hukukunda nasıl düzenlendiği ve nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde durulacaktır.