Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Birliği Hukukunda Tescilli Tasarımın Korunması Açısından Teknik İşlevsellik Sınırlaması

Technical Functionality Restriction With Respect to Protection of Registered Design in EU Law

Özgür Sami MEMİŞOĞLU

Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü

Gerek Türk gerekse AB tasarım hukukunda seçenek serbestisinin bulunmadığı iki özel tasarım kategorisinin koruma dışında bırakıldığı görülmektedir. Bu kategorilerden ilkini sadece teknik işlev tarafından dikte edilen tasarımlar (ürünün teknik fonksiyonunun mecbur tuttuğu görünüm özellikleri) oluşturmaktadır. İkinci kategoride ise ara bağlantı tasarımları (ürünleri birbirine monte etmek için belirli bir biçim veya boyutlarda üretilmesi zorunlu olan görünüm unsurları) yer almaktadır. Her iki halde de korumadan mahrumiyet, sadece sınırlamaya tabi olan unsurlar için söz konusu olur. Bu sebeple bir tasarımda koruma kapsamında yer alan (tasarımcının seçenek serbestisinin bulunduğu) unsurların yanında, korumadan yararlanamayan (sadece teknik işlev veya montaj zorunluluğunun bir neticesi olan) unsurlara da rastlamak mümkündür. Çalışmamızın konusunu ilk kategoride yer alan ve teknik işlevsellik sınırlamasına tabi tutulan tasarımlar oluşturmaktadır. Bu bağlamda söz konusu sınırlamanın uygulanmasına ilişkin AB hukukundaki farklı yaklaşımlar irdelenmeye çalışılmıştır.

Sınai Mülkiyet, Fikri Mülkiyet, Tasarım Koruması, Teknik İşlevsellik, İşlevin Zorunlu Kıldığı Görünüş Özellikleri, Hükümsüzlük.

Protection is excluded for two closely related categories of design which do not offer any creative freedom to designers: those where the form of a product is dictated by its technical function, and those where the form of a product is dictated by the need to interfit with others (interconnections). In both cases, the restriction excludes protection only for the particular features concerned. Consequently, a design may contain unprotected features (dictated by function) and protectable ones. The subject of our study is the first category of designs which fall within the scope of technical functionality restriction. The main aim of this paper is to analyze different approaches regarding the application of functionality restriction in EU Design Law.

Industrial Property, Intellectual Property, Design Protection, Technical Functionality, Features of Appearance Dictated by the Function, Invalidity.

Türk ve AB hukuku düzenlemelerinde tasarımın, ürünün “tümünün veya belirli bir parçasının” çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü olduğu vurgulanmaktadır. Bu tanım hem estetik hem de teknik işlev gören tasarımları (ürün görünümlerini) kapsar. Ürün görünüş unsurlarının tasarım korumasından faydalanması için yeniliğin ve ayırt ediciliğin yanı sıra, üçüncü ve olumsuz nitelikte bir şart daha aranmaktadır. Bu şart doktrinde, teknik işlevsellik başlığı altında incelenmektedir. Şarta göre görsel unsurun tasarım korumasından yararlanabilmesi için salt ürünün teknik işlevinin getirdiği bir zorunluluktan ibaret olmaması gereklidir.

SMK m.58/f.4/(b) bendinin yanı sıra, tasarımlara ilişkin 12 Aralık 2001 tarihli, 6/2002 sayılı Konsey Tüzüğü m.8/f.1’de de bu şarta yer verilmiştir. Şöyle ki ürünün teknik işlevinin zorunlu kıldığı görünüm özellikleri, tasarımın sağladığı koruma kapsamının dışındadır. O halde tasarım “salt teknik işlevinin zorunlu kıldığı” görünüm özelliklerinin bir bileşimi olarak kalmamalıdır. Aksi takdirde tasarım korumadan faydalanamayacak, bu şarta aykırılığa rağmen yapılan tesciller ise hükümsüzlük yaptırımına tabi olacaktır. Bu bağlamda söz konusu koruma şartı aynı zamanda bir tescil yasağıdır. Teknik işlevsellik sınırlamasına aykırılık, SMK m.67/f.2’de tescile itiraz sebebi; SMK m.77/f.1/(a) bendinde ise hükümsüz sebebi olarak düzenlenmiştir. AB hukukunda da Tüzük m.25/f.1/(b) gereği, teknik işlevsellik bir hükümsüzlük sebebi teşkil etmektedir. Sınırlamanın nasıl uygulanacağına yönelik AB hukukunda sınırlamanın nasıl uygulanacağına yönelik farklı görüşlere ve içtihat çeşitliliğine rastlanmaktadır. Bu tartışmaların ve yargı kararlarının irdelenmesinin, yasağın Türk hukukundaki (SMK m.58/f.4/(b) bendi) uygulaması açısından yol gösterici olacağı düşünülmektedir.