Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Şirketlerde Pay Sahiplerinin 
Bilgi Alma Hakkının İhlalinden Dolayı
 Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu

Responsibility of the Members of the Board of Directors for Violation of the Right of the Shareholders of Joint Stock Companies to Demand Information

Murat Can ATAKAN

Pay sahiplerinin şirkete karşı sahip olduğu önemli haklarından biri olan bilgi alma hakkı, Türk Hukuku’nda uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir. 6762 Sayılı Ticaret Kanunu döneminde “Malumat Alma Hakkı” olarak karşımıza çıkan ve sadece pasif bilgi alma hakkını kapsayan bu düzenlemeyle, pay sahipleri yalnızca geriye dönük bilgi alma hakkını kullanabilmekteydi. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, pay sahipleri için aktif bilgi alma hakkı imkanının da kapıları aralandı.

6762 Sayılı Ticaret Kanunu döneminde “malumat alma hakkı”nın hiçbir haklı sebep gösterilmeksizin reddedilmesi durumunda, pay sahibinin bu hakkını mahkeme aracılığıyla dahi kullanması mümkün değildi. Bu nedenle pay sahiplerinin kanuni haklarından biri olan bilgi alma hakkı, keyfi uygulamalarla kısıtlanabiliyor hatta tamamen ortadan kaldırılabiliyordu. Yeni düzenlemeyle birlikte, pay sahiplerinin bilgi alma hakkının, şirketin korunmaya değer ortaklık menfaatleri ile şirket sırları haricinde kısıtlanması olanağı ortadan kaldırıldı. Bilgi alma hakkının kısıtlanması, cevapsız bırakılması ya da yeterli cevabın verilmemesi durumunda, pay sahiplerinin bu haklarını mahkeme kanalıyla kullanmaları mümkün kılındı.

Yeni düzenlemeyle birlikte bilgi alma hakkının önemine varılıp, bu hakkın gerekli durumlarda mahkemeler aracılığıyla kullanılabilmesinin önünün açılması elbette önemli bir adımdır; ancak kanımızca problemin çözümü için tek başına yeterli değildir. Genel kurulda cevaplanmayan bir sorunun daha sonra mahkeme kararıyla cevaplandırılması, özelde pay sahibinin ihtiyacına cevap verse de genelde şirket menfaatlerine ve diğer paydaşların haklarına halel getirmektedir. Şöyle ki, özellikle geniş katılımlı genel kurullarda, pay sahiplerinden birinin soracağı tek bir soru ve bu soruya şirket tarafından verilecek cevap, diğer paydaşların ilgisini cezbedebilir ve belki de genel kurulda kullanacakları oyun rengini değiştirebilir. Dahası, şirkete yöneltilen soruya verilecek cevabın, paydaşların verecekleri oylardaki eğilimi değiştireceğini fark eden yöneticilerin, şirketin aleyhine dahi olsa sırf genel kurulda istedikleri yönde karar çıkmasını sağlamak amacıyla, yöneltilen soruları cevapsız bırakması da ihtimal dahilindedir. Bilgi alma hakkı kapsamında soruların yöneltildiği yöneticiler, bu hakkın hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi halinde, kanuna ve/veya şirketin esas sözleşmesine aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle sorumludurlar. Bahse konu sorumluluk, Türk Hukuku bakımından, yalnızca özel hukuk hükümleri çerçevesinde “tazminat sorumluluğu”nu kapsamaktadır. Alman Kanun Koyucu ise konuya farklı bir pencereden bakmış ve bilgi alma hakkının ihlali durumunda yöneticilerin tazminat sorumluluğunun yanı sıra cezai sorumluluklarını da hüküm altına almıştır.

Çalışmamız boyunca yöneticilerin pay sahibinin bilgi alma hakkının ihlalinden doğan sorumluluğu, Türk Ticaret Kanunu’nun başta 437 ve 553 vd maddeleri olmak üzere, sorumluluğa ilişkin diğer hükümleri ile Alman Anonim Şirketler Kanunu (ya da Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu - AktG)’nun 400 ve 131 vd hükümleriyle karşılaştırmalı olarak ele alınacak ve Türk ve Alman Yüksek Mahkemeleri’nin kararları ışığında incelenecektir.

Bilgi Alma Hakkı, Malumat Alma Hakkı, Bilgi Vermeme, Bilgi Alma Hakkının İhlali, Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu, ISION Kararı.

The right to demand information, which is one of the important rights of shareholders against the company, has been in Turkish law for many years. With this arrangement, which includes the right to demand information only passively, as the “right to demand information” in the period of the Commercial Code numbered 6762, shareholders were only able to use the right to obtain retrospective information. With the entry into force of the Turkish Commercial Code numbered 6102, the doors for the right to demand active information for shareholders were opened.

In the period of Commercial Code numbered 6762, if the right to demand information was rejected without any justifiable reason, it was not possible for the shareholder to use this right even through court. For this reason, the right to demand information, which is one of the legal rights of shareholders, could be restricted by arbitrary practices and even removed altogether. Along with the new arrangement, the right of shareholders to obtain information has been removed, with the exception of the company’s protected partnership interests and corporate secrets. In the event that the right to demand information is restricted, unanswered or inadequately answered, it is possible for shareholders to exercise these rights through the court.

It is of course an important step to make it clear that the right to demand information with the new regulation is important and that this right can be used through courts when necessary; but it alone is not enough to solve the problem. Responding to an unanswered question later on in the general meeting, in particular, responds to the shareholder’s needs, but generally prejudices the interests of the company and other stakeholders. That is, a single question to be asked by one of the shareholders and a response given by the company to this question, especially in the broader general meetings, may attract other stakeholders’ interests and perhaps change the votes decision to be used in the general meeting. Moreover, it is also possible that managers who realize that the answer to the question directed at the company will change the tendency of the stakeholders will be left unanswered, with the aim of ensuring that the decisions taken against the company, even if only in the general meeting. Administrators to whom inquiries are directed within the scope of the right to demand information shall be liable on the grounds that they act contrary to the law and / or the company’s original contract, if this right is not fulfilled at all. The responsibility of the subject matter covers “liability for compensation” in the context of Turkish law, only in the context of private law provisions. The German Legislator has taken a different view of the subject matter liability and has been subject to criminal liability as well as the managers’ liability for breach of the right to demand information.

The responsibility arising out of violations of the shareholders’ right to demand information during the course of our work will be handled in comparison with the other provisions of the Turkish Commercial Code 437 and 553 and other liability provisions as well as the articles 400 and 131 of the German Joint Stock Company Law (AktG), will be examined in light of the decisions of the High Courts.

Right to Demand Information, Right to Information, Hold Out On, Violation of Right to Information, Responsibility of Board Members, ISION Decision.

I. Bilgi Alma Hakkı

Bilgi alma hakkı, pay sahiplerinin bireysel1, bağımsız2 , müktesap3 , vazgeçilmez4 ve devredilemez5 haklarındandır. 6762 Sayılı Ticaret Kanunu döneminde “Malumat Alma Hakkı” olarak karşımıza çıkan ve sadece pasif bilgi alma hakkını ihtiva eden bu düzenlemeyle, pay sahipleri yalnızca geriye dönük bilgi alma hakkını kullanabilmekteydi.6 “Bilanço” başlığını taşıyan 362. maddeye7 göre; olağan genel kurulun toplanmasından 15 gün önce kar-zarar hesabı, bilanço ile karın nasıl dağıtılacağına ilişkin teklifler, yönetim kurulu ve denetçi raporları pay sahiplerinin emrine ve incelemesine hazır bulundurulur (TK 362/I) ve toplantı sonrasında da 1 yıl süreyle onların emrine amade tutulurdu (TK 362/II). “Ticari defterler ve sır saklama mükellefiyeti ve ceza” başlığını taşıyan 363. maddeye8 göreyse, ortakların şirketin ticari defterlerini ve yazışmalarını inceleyebilmesi için ya genel kurulun açıkça izni ya da yönetim kurulunun kararı gerekmekteydi. “Malumat alma hakkı” üst başlığını taşıyan bahse konu maddeler, bu kavramın en önemli unsurlarından olan soru sorma yoluyla aktif bilgi alma hakkını son derece kısıtlı bir şekilde düzenlemiş, bu hakkı kullanmak isteyen pay sahibinin talebinin reddedilmesi ve/veya cevabın yetersiz olması halinde hakkın mahkeme aracılığıyla kullanılması imkanına ise hiç değinmemişti.9 Bu nedenlerle madde metninden, bilgi alma hakkının kime karşı, ne zaman ve nasıl kullanılacağı ile bu hakkın kapsamının ne olduğunu bilebilmek mümkün değildi. Bu husus çözüm bulunmak üzere doktrin ve Yargıtay içtihatlarına sevk edilmişti.10

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, pay sahipleri için aktif bilgi alma hakkı imkanının da kapıları aralandı. Bilgi alma hakkına sahip pay sahipleri, şirketin finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporları hakkında bilgi sahibi olma imkanına eriştiler. Bu sayede şirketin mevcut durumunun tespiti ile müstakbel durumunun tahmini de mümkün kılındı.

Pay sahibinin, pay sahipliğinden doğan haklarını layıkla kullanabilmesi için şirketin işleyişi hususunda da doğru bilgilere ihtiyacı vardır. Pay sahibi bu bilgileri şirketten talep edecek ve elde ettiği bilgiler ışığında haklarını kullanacaktır. Bu bağlamda pay sahibinin bilgiye erişimi, bir başka deyişle bilgi alma hakkını kullanımı, mehaz İsvBK’nın 696 ve 697. maddelerine uygun olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 437. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 2. fıkra hükmü, bilgi alma hakkının kime yöneltileceği ve bu hakkın kapsamı konusunda açıklamalar getirmiştir. Buna göre “Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir.” Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, pay sahibinin bilgi alma hakkını genel kurulda kullanması ve sorularını kural olarak yönetim kuruluna yöneltmesi gerekmektedir.11 Şartların varlığı halinde soruların denetçilere veya tasfiye memurlarına yöneltilmesi de mümkündür.12