Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının
 Hükümsüzlüğü Davalarında Islah

The Problem of Correction in the Lawsuits of Invalidation of the 
Resolutions of the Shareholders’ Meeting of Joint-Stock Companies

Mustafa TOPALOĞLU

Anonim şirket genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü davalarında usul hukuku kavramı olan ıslah konusu ayrıntılı olarak incelenmeye çalışılmıştır. Basit usule tabi söz konusu hükümsüzlük davalarında HMK m.176 uyarınca ıslaha sıklıkla başvurulmaktadır. Uygulamada genellikle genel kurul kararlarının iptali davaları yokluk ve butlanın tespiti davalarına çevrildiği tam ıslah örneklerine rastlanılmaktadır. Bununla birlikte dava edilen genel kurul kararlarına yeni madde eklemek, yönetim kurulu kararlarını da dava konusuna eklemek yada tazminat talebinde de bulunarak davanı kapsamını genişletmek şeklimde kısmi ıslah yolunun kullanıldığı durumları da söz konusu olmaktadır. Islah talebiyle birlikte dava şartı arabuluculuk hususunun da dikkate alınması gerekir. Ayrıca genel kurul kararının önce yokluk veya butlanın tespitini istemek, mümkün olmaz ise iptaline karar vermek şeklinde terditli dava yolunun kullanılması da tercih edilebilir.

Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, Butlan Yokluğu, İptali, Islah, Terdit.

Correction which is a procedural law concept in invalidation lawsuits of general assembly resolutions of joint stock companies is examined in details. Correction is frequently applied in the invalidation lawsuits subject to simple procedure according to the Article 176 of Code of Civil Procedure. In practice, full correction examples are generally found in cancellation law suits of general assembly resolutions, which are amended into nullification or annulment cases. However, there are also cases where the partial correction is used in order to add new articles to the general assembly resolutions, to add the decisions of the Board of Directors to the matter in dispute or to extend the scope of the case by requesting compensation. It is also necessary to take into account the concept of mediation with the request for correction. Besides, it may be preferred to use the alternative pleading method in the form of requesting the nullification or annulment, or decide the cancellation of the general assembly resolution if not possible.

Invalidation, Nullification, Cancellation of General Assembly Resolutions of Joint Stock Companies, Correction, Alternative Pleading.

I. Medeni Usul Hukuku Kavramı Olarak Islah

Günlük hayatta bir şeyi iyileştirme düzeltme anlamında kullanılan ıslah kavramının medeni yargılama hukukunda daha teknik ve özel anlamı vardır1 . Medeni yargılama hukukunda ıslah, tarafların, davada iddianın ve savunmanın değiştirilmesi yasağı sebebiyle yapamadıkları işlemleri yaparak verdikleri dilekçeleri tamamen veya kısmen düzeltmelerini ifade eder2 . Tarafların iddialarının ve savunmalarının içeriğinin değiştirildiği ıslah, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m.183 ve m.184 hükümlerinde düzenlenen şekli yazım ve hesap hatalarının düzeltilmesi için öngörülen düzeltmeden ve tashihten farklıdır3 .

Ticaret hukukunda, batıl genel kurul kararlarının belirli bir süre geçmesinden sonra düzelmesi anlamında “ıslah” kurumundan söz edilmektedir. 6 Eylül 1965 tarihli Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu (AktG) §242’de butlanın ıslahı (Heilung der Nichtigkeit) kurumu düzenlenmiştir. AktG §242/1 hükmüne göre, usulüne uygun tutanağa bağlanmadığı halde ticaret siciline tescil edilmiş genel kurul kararlarının sonradan butlanı ileri sürülemez4 . Türk Ticaret Kanunu (TTK) m.353/1 ve m.456/4 hükümlerinde de anonim şirketlerin kuruluşu ve sermaye artırım kararlarının ticaret siciline tescilinden üç ay geçtikten sonra butlan davası açılamayacağı öngörülerek tescile ıslah edici etki tanınmıştır5 . Çalışmamızda, maddi hukuka ilişkin ıslah değil de genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü için açılan davalarda, HMK m.176 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir usul hukuku kavramı olan ıslahla ilgili sorunlar üzerinde durulacaktır.

HMK m.176/1, “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir” hükmünü içermektedir. Buna göre, ıslah öncelikle usul işlemlerini düzeltmek için başvurulan bir yoldur. Esasen ıslah, iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnası olarak görülmektedir. HMK m.141/2 hükmünde, “İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” denilerek bu istisnaya vurgu yapılmıştır. Zira yeni HMK sistemine göre, yazılı yargılama usulünde iddiayı ve savunmayı değiştirme yasağı, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin verilmesi ile başlar. Bundan sonra çok istisnai bir hal olan ve uygulamada gerçekleşme ihtimalini çok düşük bulduğumuz ön inceleme aşamasında karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunma değiştirilebilir. Ayrıca HMK m.141/1 hükmüne göre, taraflardan biri ön inceleme duruşmasına gelmezse duruşmaya gelen taraf karşı tarafın muvafakati aranmaksızın davadaki sıfatına göre iddiayı veya savunmayı değiştirme hakkına sahip olur6 .