Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

POS Tefeciliği Uygulamalarına 
(Fiktif İşlemlere) Özel Hukuk 
Perspektifinden Bir Bakış

An Overview of Fictitious Sales With POS From Private Law
 Perspective

Alper ÖZBOYACI

Bu çalışmada, ülkemizde oldukça yaygın görülen POS tefeciliği uygulamaları özel hukuk boyutuyla ele alınmıştır. POS tefeciliği, ceza hukuku anlamında suç teşkil etmenin yanı sıra, özel hukuk anlamında da birtakım yaptırımları beraberinde getirir. Bu açıdan, fiktif işleme aktif olarak katılan kart hamili ile üye işyerinin hukuki sorumluluğunun da ayrıca belirlenmesi gerekir.POS tefeciliğinde “tefeci üye işyeri”, kart hamili ile aslında bir ödünç sözleşmesi yapmak ister. Buna karşılık hukukumuzda nakit karşılığı ödünç verme yalnızca devlete tanınmış bir imtiyazdır. Devlet de bu imtiyazı başta bankalar olmak üzere belirli finans kuruluşlarıyla paylaşır. Bu nedenle, ödünç vermek isteyen üye işyeri, hamille arasında bir satım sözleşmesi varmış gibi gösterir. Burada satım sözleşmesini muvazaa nedeniyle, asıl işlem olan ödünç sözleşmesini ise kanuna ve ahlaka aykırılık nedeniyle geçersiz kabul etmek gerekir.Kart kuruluşu ile üye işyeri arasındaki ilişkide, kural olarak fiktif işlem rizikosunu, üye işyeri sözleşmesine aykırı hareket eden üye işyeri üstlenir. Üye işyerinin, daha sonra bu rizikoyu bedel ilişkisinde kart hamiline yansıtması mümkün değildir. Ancak kart kuruluşuna masraf tazminatını ödemekten kaçınan hamilin de bu tür işlemlerden menfaat elde etmesini önlemek gerekir. Bu açıdan en makul çözüm, hamilin üye işyerinden ödünç almış olduğu miktarı devlete mal etmek olur.

POS Tefeciliği, Kart Kuruluşu, Kart Hamili, Üye İşyeri, Muvazaa.

In this study, fictitious sales with POS, which are very common in our country, were considered in the scope of private law. In addition to constitute a crime in terms of criminal law, fictitious sales with POS bring some sanctions in terms of private law. In this context, the legal responsibility of the card holder and the merchant, who actively participate in the fictitious process, should be determined separately.In fictitious sales with POS, the merchant actually wants to make a loan contract with the cardholder. On the other hand, in our law, lending to cash is a privilege which is only granted to the state by law. The State also shares this privilege with certain financial institutions, particularly banks. For this reason, the merchant who wants to lend the loan simulates as if there is a sales contract with the card holder. In this case, because the sales contract and the original transaction are simulated, the lending contract should be considered invalid due to violation of law and morality.As a rule, in the relationship between the card company and the merchant, the merchant who acts against the merchant contract undertakes the risk of fictitious transactions. Later on it is not possible for the merchant to spread this risk to the card holder in the value relationship. Nevertheless, in the final analysis, it is necessary to prevent the holder from taking advantage of such transactions to avoid paying the expense compensation to the card establishment. The most appropriate solution in this respect is to pay the amount that the holder borrowed from the member establishment to the state.

Fictitious Sales With POS, Card Establishment, Card Holder, Merchant, Simulation.

Giriş

Üç köşeli ilişkiye dayanan kartlı ödeme sistemlerinde, esas itibarıyla kart kuruluşu, kart hamili ve üye işyeri olmak üzere üç temel süje bulunur1 . Kart kuruluşu ile hamil arasında iş görme sözleşmesini konu edinen “kart sözleşmesi” söz konusu olurken, kart kuruluşu ile üye işyeri arasında, yine iş görme sözleşmesine dayanan bir “üye işyeri sözleşmesi” bulunur.

Üye işyeri sözleşmesi kapsamında, işyerinin en temel ve asli yükümlülüğü, anlaşmalı olduğu kart kuruluşu tarafından çıkartılan kartları, ödeme aracı olarak kabul etmektir. Bunun dışında, ikinci planda kalmakla birlikte üye işyerinin bir diğer temel yükümlülüğü, mal veya hizmet karşılığında ve üye işyeri sözleşmesinde belirtmiş olduğu faaliyet kapsamında kartlı ödeme taleplerini kabul etmektir. Üye işyerlerinin buna aykırı olarak, bilhassa POS tefeciliğinde olduğu gibi nakit tedariki amacıyla hamillerle yapmış oldukları fiktif işlemleri, prensip olarak geçersiz addetmek gerekir.

Geçersiz olan bu işlemlerin, özel hukuk bağlamında doğurduğu hukuki sonuçların sistematik olarak irdelenmesi, fiktif işlem rizikosuna kimin katlanacağının belirlenmesi adına elzemdir. Bu bağlamda, çalışmamızda ilk etapta POS tefeciliği kavramı ve uygulaması açıklanmaya çalışılmış, ardından işleme konu olan sözleşmelerin geçersiz olduğu vurgulanarak bu geçersizliğin ortaya çıkarmış olduğu sonuçlar, ikili ilişkiler özelinde analiz edilmeye çalışılmıştır.