Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hürriyeti Bağlayıcı Cezalarda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3’üncü Maddesi ile İlgili İhlal Kararları Üzerine Değerlendirmeler

Considerations on the ECTHR Decisions Relating to the Violation of the Article 3 of the Convention Within the Scope of Sentences of Imprisonment

Derya ALTINOK VİLLEMİN

Özet: Hürriyeti bağlayıcı nitelikteki cezaların (hapis cezaları) hangi koşullarda ‘işkence, insanlık dışı ve küçük düşürücü muamele ve ceza yasağı’ kapsamında değerlendirileceği hususu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatları ışığında ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: İşkence ve Kötü Muamele, AİHS m.3, Ölüm Koridoru, İdam Cezası, Hücrede İnfaz, Hapishane Koşulları, Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası, Koşullu Salıverme, Özgürlük Umudu.

Abstract: The aim of this study is to determine under which circumstances the sentences of imprisonment may be considered as a violation of Article 3 of the Convention, which prohibits torture and other forms of ill-treatment.

Keywords: Torture, Bad Treatment, ECHR Article 3, Death Corridor, Death Penalty, Execution Chamber, Prison Conditions, Aggravated Life Imprisonment, Conditional Release, Hope for Freedom.

I. İşkence, İnsanlık Dışı ve Küçük Düşürücü Muamele

Öncelikle ulusal ve uluslararası kanun ve sözleşmelerde işkence kavramının nasıl açıklandığı ve yasaklamanın ne şekilde ifade edildiği üzerinde kısaca duracağız. Ardından, insanlık dışı ceza ve muamele ile onur kırıcı (küçük düşürücü) muameleyi işkence kavramı kapsamında ve AİHS ışığında ele alacağız.

İşkence, Farsça “şkenc” “işkenc” kelimelerinden türetilmiştir.1 İşkence; fiziksel veya ruhsal bir korkutma, vazgeçirme, intikam alma, cezalandırma veya bilgi toplama aracı olarak, bilinçli bir şekilde ağır acı çektirmektir.

Doktrinde işkence, acımasız, insani olmayan, onur kırıcı davranışların en şiddetlisi olarak tanımlanmıştır. İşkence uzun vadeli ve tekrarlanmak suretiyle sistematik biçimde uygulanan fiziksel ve/veya ruhsal acı veren davranışlardır.

Hukuki açıdan işkence ulusal ve uluslararası birçok belgeye konu olmuştur. Anayasamızın 17.maddesi işkenceyi şöyle yasaklar; “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”

Türkiye, işkencenin yasaklandığı birçok Milletlerarası Sözleşmeye taraftır ve bu sayede her koşulda işkence yasağını kabul etmiştir. Ve bu sözleşmelerle işkencenin önlenmesi ile ilgili tedbirleri alma konusunda da taahhüt altına girmiştir.2

İHEB’in3 5. maddesine göre; “Hiç kimse işkenceye, zalimane, insanlık dışı, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tâbi tutulamaz.”

AİHS’nin4 3. maddesine göre de, “Hiç kimse işkence veya insanlık dışı veya küçük düşürücü muameleye veya cezaya maruz bırakılamaz."

İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi5 , işkenceyi şöyle tanımlamıştır; (m.1/1) “İşkence terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayırım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez.”6

Sözleşmenin 2. maddesi, hiçbir durumda ve şartta işkencenin meşru ve mazur gösterilemeyeceğine hükmetmiştir. (m.2/2) “Hiç bir istisnai durum, ne harp hali ne de bir harp tehdidi, dahili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hal, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.” (m.2/3) “Bir üst görevlinin veya bir kamu merciinin emri, işkencenin haklılığına gerekçe kabul edilemez.”

Sözleşmenin 4. maddesi, taraf devletlere işkence fiillerinin suç olarak tanımlanması yönünde de bir yükümlülük getirmiştir: “Her taraf devlet, tüm işkence eylemlerinin kendi ceza kanununa göre suç olmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde, işkence yapmaya teşebbüs ve işkenceye iştirak veya suç ortaklığı yapan şahsın fiili de suç sayılacaktır.”

Sözleşmenin 16. maddesinde sözleşmeye taraf olan devletleri, “işkence derecesine varmayan diğer zalimane, gayriinsani veya küçültücü muamele veya ceza gibi fiiller” açısından da yükümlülük altına alır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında,7 işkence, zalimane muamele, insani olmayan muamele ve haysiyet kırıcı hareketleri açıklığa kavuşturmak için şu açıklamaya yer vermiştir. “Maddede bahsolunan ve suçun maddi unsurunu teşkil eden işkence ve sair kötü muamelelerden ne anlaşılması icap ettiği hususunda, kanuni bir tarife rastlanmamakla birlikte doktrin ve mahkeme içtihatlarında:

- İşkence: bir kimseye, maddi ve manevi mahiyette eza verici hareketleri,

- Zalimane muamelelerden maksat, mağdura yapılan maddi ve manevi ızdırap verici her türlü muameleleri,

- İnsani olmayan muameleleri: insanlık kişiliğini ve duygusunu, önemli derecede incitici fiilleri,

- Haysiyet kırıcı hareketlerin ise bir kimsenin namus, şöhret veya haysiyetine saldırı niteliğindeki fiilleri ifade ettiği, bu kötü muamelelerin neler olduğunu kanunun tek tek saymayıp hakimin takdirine bıraktığı belirtilmektedir.”