Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Sermaye Piyasası Hukukunda
 Bilgiye Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Suçu

The Offense of Knowledge-Based Market Fraud in Turkish Capital
 Market Law

Buminhan DUMAN

Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu, 6362 sayılı SPK’nın 107’nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Suçun konusu, sermaye piyasası araçları ve yatırımcıların kararlarıdır. Korunan hukuki değer, piyasanın etkin işleyişi ve milli ekonomidir. Bu suç Kanunda, seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu, 2015 yılında yapılan değişikliğe kadar soyut tehlike suçu iken belirtilen tarihte menfaat elde etme şartının Kanuna eklenmesi suretiyle neticeli bir suç haline gelmiştir.

Sermaye Piyasası, Piyasa Dolandırıcılığı, Manipülasyon, Bilgiye Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı.

The offense of knowledge- based market fraud is regulated in article 107 and paragraph 2 of 6362 numbered Capital Market Code. The subjects of this offense are capital market instruments and decisions of traders. The legal values intended to be protect by this offense are effective mechanism of market and national economy. This offense is regulated in the Code as an offense with alternative movements. This offense was regulated as an offense with intangible threat until the change in 2015. After that it become an offense with result by adding of the term of gaining benefits to the Code.

Capital Market, Market Fraud, Manipulation, The Knowledge-Based Market Fraud.

Tasarruf sahipleri, tek başlarına ülke ekonomisi için anlamlı bir katkısı olmayan tasarruflarını, tüzel kişiler tarafından ihraç edilen sermaye piyasası araçlarına yatırarak, hem kendileri kazanç sağlayabilmekte hem fon ihtiyacı olanlara fon sağlamış olmaktadır. Böylece ihtiyaç duyduğu fona kavuşan büyük şirketler ve devlet, bu fonları ülke ekonomisine katkısı olabilecek istihdam sağlayıcı yatırımlara dönüştürebilmektedir. Bu nedenle, sermaye piyasası sisteminin iyi işlemesi ve yatırımcılara güven vermesi, ülke ekonomisi için çok önemlidir. Sermaye piyasasının iyi işlemesi için sermaye piyasası araçlarının değerlerinin, yanıltıcı dış müdahaleler olmadan piyasanın kendi serbest arz ve talep koşullarında oluşması elzemdir.

Eski adıyla manipülasyon, yeni adıyla piyasa dolandırıcılığı; sermaye piyasalarında fiyatın serbest şekilde, piyasanın kendi arz-talep kurallarına göre oluşmasına müdahale ederek piyasanın işleyişini bozar. Sermaye piyasası araçlarının serbest piyasa koşullarında oluşmadığını gören yatırımcıların güveni sarsılır ve yatırımcılar gittikçe piyasadan uzaklaşmaya başlarlar. Bu tür olumsuz sonuçların önlenmesi, ülke ekonomisinin ve yatırımcıların korunması amaçlarıyla piyasa dolandırıcılığı oluşturan hareketlerin suç olarak düzenlenip yaptırıma bağlanması gerekmiştir.

I. Bilgiye Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Suçu

Tarafların birbirini tanıdığı, doğrudan temas imkânına sahip olduğu ve bu nedenle pazarlık yapabildiği piyasalarda, neticede oluşan fiyat her zaman malın birebir değerini göstermez. Tarafların birbirini tanımadığı ve bu nedenle birbiriyle doğrudan temas etmediği sermaye piyasasında1 ise fiyat, malın (sermaye piyasası aracının) değeri konusunda gösterge niteliği taşır. Bu nedenle, sermaye piyasasında menkul kıymetin fiyatı, yatırımcılar açısından belirleyicidir2 . Yatırımcılar için belirleyici olan fiyat- değer ilişkisine gelebilecek en önemli müdahalelerden biri, mülga SPK döneminde “manipülasyon”; yürürlükteki SPK’da ise “piyasa dolandırıcılığı” adı verilen müdahalelerdir. Zira sermaye piyasası araçlarının fiyatı, arza ve talebe göre; arz ve talep de özellikle bilgiye göre oluşur. Bu nedenle, sermaye piyasası araçlarının fiyatını belirleyen bilginin, gerçeğe aykırı olarak manipülasyon amacıyla kullanılmasının piyasaya zarar vereceği açıktır3 .

6362 sayılı SPK’nın “piyasa dolandırıcılığı” ifadesini tercih etmesi, “manipülasyon” ifadesinin tamamen terk edildiği veya geçersiz kılındığı anlamına gelmemektedir. Nitekim SPK’nın gerekçesinde “piyasa dolandırıcılığı” ifadesinin yanında, parantez içerisinde “manipülasyon” ifadesinin de kullanıldığı görülmektedir4 . Ayrıca yine SPK’nın gerekçesinde de belirtildiği üzere5 , piyasa dolandırıcılığı suçuna ilişkin mevzuat düzenlemelerinde dikkate alınan güncel AB Direktiflerinde, İngilizce “manipulation” ifadesi kullanılmaktadır6 . Mevzuat düzenlemelerinin yanı sıra, 6362 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2012 yılından sonra da öğretide “manipülasyon” ifadesinin kullanılmasına devam edildiği gözlenmektedir7 .

Bir tanıma göre manipülasyon, sermaye piyasasında işlem gören özellikle hisse senetleri gibi piyasa araçlarına yönelik olarak, kazanç elde etmek amacıyla yatırımcıları yanlış yönlendirmek suretiyle fiyatları yapay olarak yükseltecek, fiyatların düşmesini sağlayacak veya belirli bir seviyede kalmasına neden olacak faaliyetleri içerir8 . Aynı yönde başka bir tanıma göre manipülasyon, piyasadaki serbest arz talep koşullarında oluşacak fiyatın altında veya üstünde bir fiyatı oluşturma ve piyasa aracını bu fiyattan işlem görmeye zorlamadır9 .

Sermaye piyasası suçlarının tamamı ile ilgili hükümler, mülga SPK’da10Cezai Sorumluluk” başlığı altında tek maddede (m.47) düzenlenmişti. Yürürlükteki SPK’da11 ise “Sermaye Piyasası Suçları” başlıklı ikinci bölümde, 106’ncı ilâ 116’ncı maddeler arasında ayrı ayrı düzenlenmiştir12 . Yürürlükteki SPK’da yapılan düzenlemenin, mülga SPK’nın karmaşık düzenlemesi karşısında daha ayrıntılı ve anlaşılır olduğu açıktır. Ayrıca mülga SPK’da suçların kendilerine özgü isimleri de yoktu, suçlar öğretide sınıflandırılmış ve isimlendirilmişti. Yürürlükteki SPK’da ise suçlar, madde başlıklarında ayrı ayrı isimlendirilmiş; ancak bu isimlendirmede öğretide kullanılan isimler yerine özgün isimler tercih edilmiştir. Örneğin, “içeriden öğrenenlerin ticareti” suçu yerine “bilgi suistimali” (m.106); “manipülasyon” suçu yerine “piyasa dolandırıcılığı” (m.107) isimleri tercih edilmiştir13 .

Piyasa dolandırıcılığı suçu, mülga SPK’da olduğu gibi yürürlükteki SPK’da da işleme dayalı ve bilgiye dayalı olmak üzere ikili bir ayrımla düzenlenmiştir. İşleme dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu, SPK’nın 107’nci maddesinin birinci fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir: “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz.” Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu ise aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir: “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.” Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise “etkin pişmanlık” düzenlemesi yer almaktadır. Etkin pişmanlık konusuna, çalışmamızın ilgili kısmında ayrıntılı bir şekilde değineceğiz.

Çalışma konumuzu oluşturan bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı ise kısaca, yanlış bilgi kullanılarak veya asılsız dedikodular çıkarılarak fiyatların istenen yöne çekilmesi olarak tanımlanabilir14 . Bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı hareketlerine; medya çalışanlarının yatırımcılarla birlikte hareket etmek suretiyle, manipüle edilen sermaye piyasası araçları ile ilgili asılsız haber yazması; isim belirtmeden yazılı basına yalan haber sızdırmak, internet forumlarına yanıltıcı mesajlar bırakmak ve yanıltıcı (spam) elektronik postalar göndermek örnek olarak gösterilebilir15 .

Kanunlarda düzenlenen her suç tipi, bir veya birden fazla hukuki değeri koruma amacını taşır ve her suç, aynı zamanda en az bir hukuki değerin ihlali anlamına gelir16 . Hukuki değerin, niteliği itibarıyla mutlaka bir “hak” olması gerekmez, menfaat de olabilir17 .

Bir görüşe göre, kanunkoyucunun amacının ortaya konulması, bu suçla korunması amaçlanan hukuki değer konusunda yol gösterici olabilir18 . 6362 sayılı SPK’nın “Amaç” başlıklı 1’inci maddesinde, Kanunun amacının; “sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması” olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda Yenidünya’ya göre, SPK’nın bahsi geçen amacının gerçekleşmesi için piyasa dolandırıcılığı suçuna ilişkin kanuni düzenlemelerle, sermaye piyasalarında istikrarın, şeffaflığın ve halkın güveninin temel hukuki değerler olarak görülüp korunması gerekir19 . Başka bir görüşe göre ise, piyasa dolandırıcılığı suçunun işlenmesiyle ortaya çıkan ihlaller, bize bu suçla korunan hukuki değer hakkında fikir verebilir. Bu kapsamda piyasa dolandırıcılığı suçunun işlenmesi suretiyle, piyasanın etkin işleyişi olumsuz yönde etkileneceğinden piyasaya güven sarsılır ve piyasanın işleyişi zarar görür, bu suretle ülke ekonomisi de sekteye uğrar20 .

Öğretide genel kabul gören görüşe göre, piyasa dolandırıcılığı suçuyla, birden çok hukuki değerin korunması amaçlanmaktadır. Bu hukuki değerler, milli ekonomi ve yatırımcıların mali çıkarlarıdır21 . Benzer şekilde Dursun’a göre, piyasa dolandırıcılığı suçuyla korunmak istenen iki temel hukuki değer söz konusudur. Bunlar: piyasaların işlevselliği ve yatırımcıların korunmasıdır. Bu iki temel değerden öncelikli olanı, piyasanın işlevselliğini ve ona olan güveni korumaktır. Sermaye piyasasının işlevselliği ise, fiyatların dürüst ve düzenli oluşacağına duyulan güvenle doğrudan ilişkilidir. Piyasanın işlevselliğinin korunmasının, ekonomik düzen ve kalkınmanın sağlanması ile birlikte dolaylı olarak ülke ekonomisine de katkısının olacağı açıktır22 . Görüldüğü üzere, SPK’nın amacı ile öğretide ileri sürülen görüşler birbiriyle örtüşmektedir. Bu açıklamalar kapsamında sonuç olarak ifade edebiliriz ki, piyasa dolandırıcılığı suçuyla korunması amaçlanan birden fazla hukuki değer vardır. Bunlar, sermaye piyasasının iyi işlemesi suretiyle milli ekonominin ve yatırımcıların mali menfaatlerinin korunmasıdır.