Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Çekte Bedelsizlik İddiası ve Açılabilecek Dava

Einrede Hinsichtlich des Ungedeckten Schecks und zu Erhebene Klage

Ali AYLİ,Mehmet ÜÇER

Bedelsiz çek kavramı ya da çekte bedelsizlik kavramı, kanunî bir kavram olmayıp, uygulamada ve özellikle Yargıtay kararlarıyla oluşmuş bir kavramdır. Bu kavram ile temel borç ilişkisindeki karşı edimin yerine getirilmediği ifade edilmektedir. Karşı edimin yerine getirilmemesi nedeniyle çek de bedelsiz hale gelmektedir. Bu durumda borçlu menfi tespit davası açmak suretiyle borçlu olmadığını tespit ettirebilir. Yalnızca temel borç ilişkisinin tarafı olarak senet lehtarı olmuş kişiye karşı açılabilecek bu davanın temelinde ise, sebepsiz zenginleşme iddiası yer alır.

Çek, temel borç ilişkisi, bedelsizlik, menfi tespit davası, sebepsiz zenginleşme.

Ungedeckter Scheck ist kein gesetzlicher Begriff, vielmehr ein Begriff, der aus der Praxis und insbesondere durch Beschlüsse des Obersten Gerichtshofs entstanden ist. Mit diesem Begriff wird die Verletzung einer Pflicht, die aus dem dem Scheck zugrunde liegenden Schuldverhältnis entsteht, zum Ausdruck gebracht. Wird diese Pflicht nicht erfüllt, so ist der Scheck ungedeckt. In diesem Fall kann der Schuldner mit einer negativen Feststellungsklage geltend machen, dass der geforderte Anspruch nicht mehr besteht. Hinter dieser Klage, die lediglich gegen den aufgrund des dem Scheck zugrunde liegenden Schuldverhältnisses Gläubiger gewordenen erhoben werden kann, steckt die Behauptung zur ungerechten Bereicherung.

Scheck, das Grundschuldverhältnis, Ungedecktheit, negative Feststellungsklage, ungerechte Bereicherung.

Ülkemizde çek kullanımı oldukça yaygındır. Özellikle 14.12.2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanunun sonradan değiştirilen hükümleri, çekin yaygın bir şekilde kullanılmasına yol açmıştır. İleri tarihli çekler bakımından, ilk kez bugün yürürlükte olmayan 19.03.1985 tarihli 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna 18.02.2009 tarihli 5838 sayılı Kanunun 18’inci maddesi ile eklenen Geçici 2’inci madde ile 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce bankaya ibrazı geçersiz sayılmış ve önceki kanunun yerine kabul edilen 5941 sayılı Çek Kanununa eklenen geçici m. 3/5 ile, bu uygulama, sırasıyla 31.12.2011, 31.12.2017 ve son olarak 31.12.2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Böylece, esasen görüldüğünde ödenmesi gereken nitelikte bir kambiyo senedi olan çekte, vade yaratılmıştır. Keza çekin bir ödeme aracı olması, kısa ibraz süreleri ve çek hesabında karşılığının bulunmaması durumunda, hamilin alacağını elde etme konusunda sahip olduğu imkânlar, uygulamada çeki, tercih edilen bir kambiyo senedi haline getirmiştir.

Hukukumuzda bir kambiyo senedi olarak düzenlenen çek, diğer kambiyo senetlerinde de geçerli olan mücerret ve ihdasî olma niteliklerini haiz bir senettir. Dolayısıyla, doğumuna sebep olan temel ilişkiden tamamen bağımsız ve senedin düzenlendiği anda (kambiyo sözleşmesini tamamlanmasıyla) ortaya çıkan yeni bir hak yaratmaktadır. Esasen bu yönde bir zorunluluğun bulunmamasına rağmen kambiyo senetlerinin düzenlenmesinin sebebi, genellikle temel alacak olarak da adlandırılan bir para borcunun mevcudiyetidir ve bu alacak, bir temel borç ilişkisinden doğmuştur. Mücerretlik (soyutluk), kambiyo ilişkisinin temel borç ilişkisindeki sakatlık ve geçersizliklerden etkilenmemesini sağlamaktadır. Keza kamu güvenine mazhar olma özelliği de, borçlunun temel borç ilişkisi nedeniyle senet alacaklısına (lehtara) karşı sahip olduğu şahsî nitelikteki def’ileri, iyi niyetli sonraki hamillere karşı ileri sürebilmesini engellemektedir1.

Kambiyo senetlerinde bedelsizlik kavramı, kanunî bir kavram olmayıp, uygulama yoluyla ve özellikle Yargıtay kararlarıyla oluşmuş bir kavramdır. Yargıtay kararlarında bu kavramı karşılamak üzere “karşılıksızlık” kelimesinin kullanıldığı da olmuştur; fakat hukukumuzda karşılıksızlık kavramı, çekle işleyen hesapta çek bedelinin tahsiline olanak sağlayacak derecede bir karşılığının bulunmaması durumunu belirtmek için kullanılan bir kavramdır. Bu nedenle çalışmamızda “bedelsizlik” kavramının kullanılması tercih edilmiştir.