Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6222 Sayılı Kanun Kapsamında
 Seyirden Yasaklama (m.18)

Ban From Watching Within the Context of Law Numbered 6222 (art.18)

Asiye Selcen ATAÇ,Aysun ALTUNKAŞ

Spor bir fiziksel faaliyet alanı olmaktan çıkıp, uluslararası ilişkileri geliştirerek kültürler arasındaki iletişimi artıran, dünya barışına katkı sunan evrensel bir faaliyet alanına dönüşmüştür. Ancak son yıllarda spor hem dünyada hem de ülkemizde şiddet olaylarıyla anılır olmuştur. Bu durum devletleri yasal düzenlemeler ve hatta uluslararası sözleşmeler aracılığıyla bu soruna çözüm arayışına yöneltmiştir. Bu doğrultuda Türkiye 1990 yılında Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle Futbol Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşkınlıklarına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne taraf olmuş; ardından bu Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerinin bir sonucu olarak 2004 yılında 5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’u yürürlüğe koymuştur. Söz konusu Kanun, 2011 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. 2011 yılında 5149 sayılı Kanun yetersiz kaldığı gerekçesiyle, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu çalışmada 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesinde hem idari (önleyici) tedbir, hem koruma tedbiri, hem de güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiş bulunan seyirden yasaklama tedbiri, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın konuya ilişkin kararları ve söz konusu düzenlemeye ilişkin öğretide getirilen eleştiriler ve uygulamada yaşanılan sorunlar dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Seyirden Yasaklama, Seyirden Yasaklanma, İdari Tedbir, Koruma Tedbiri, Güvenlik Tedbiri.

Sport has turned from being a field of physical activity to a universal field of activity, which enhances international relations, accelarate intercultural communications with contributing to the world peace. However, in recent years, sport has been mentioned with violence both in the world and in our country. This has led states to seek solutions to this problem through legal arrangements and even international agreements.Accordingly, Turkey became a party of European Convention on Spectator Violence and Misbehaviour at Sports Events and in particular at Football Matches in 1990. After that in the result of the obligations arising from this Convention, the Law numbered 5149 on the Prevention of Violence and Irregularities in Sports Competitions was enacted in 2004. The Law remained in force until 2011 and was abolished by the Law on Prevention of Violence and Disorder in Sport numbered 6222 on the grounds that it was not sufficient.In this study, ban from watching which is regulated both as an administrative (preventive) measure, and a protection measure and as a security measure in the article 18 of the Law, has been examined by taking into account the decisions of the Constitutional Court, decisions of the Court of Appeal, the doctrine and the problems in pratice.

Ban From Watching, Banned From Watching, Preventive Measure, Protective Measure, Security Measure.

GİRİŞ

Spor yarattığı etki ve geniş kitleleri etkileme potansiyeli itibariyle son yıllarda sadece fiziksel bir faaliyet alanı olmaktan çıkmış; uluslararası ilişkileri geliştirerek kültürlerarası farkındalıkları artıran, hatta kimi durumlarda dünya barışına katkı sunan evrensel bir faaliyet alanına dönüşmüştür. Bununla birlikte spor, son yıllarda ülkemiz başta olmak üzere dünyanın hemen her yerinde hem saha içinde, hem de saha dışında yaşanan şiddet olaylarıyla anılır olmuştur. Bu şiddet olayları da çok sayıda bireyi spor müsabakalarına katılmaktan ya da izleyicisi olmaktan alıkoyduğu gibi, başta güvenlik ve sağlık görevlileri olmak üzere kamu görevlilerini gereksiz yere meşgul etmektedir1 . Bütün bu olumsuzluklar, sporda şiddetle mücadele etmek için yasal düzenlemeler yapılması ihtiyacını doğurmuştur.

Anayasa’nın Gençlik ve Spor başlıklı IX. bölümü, 59. maddesine göre; devletin, vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirme yönünde tedbir alma ve sporu kitlelere yayma konusunda pozitif yükümlülüğü vardır2 . Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu ve iç hukuk metni haline gelen “Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle Futbol Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşkınlıklarına Dair Avrupa Sözleşmesi”3 ne göre, Sözleşme’ye taraf devletler sporda seyirci şiddetini önlemek için gerekli tedbirleri anayasalarının tanıdığı sınırlar içinde almayı taahhüt etmişlerdir (Sözleşme m.1). Taraf devletlerin seyirci şiddet ve taşkınlıklarına ilişkin fiillerden suçlu bulunan kişilerin uygun cezalarla ve duruma uygun idari tedbirlere çarptırılmasını sağlayacak mevzuatı uygulamak, gerektiğinde mevzuatı oluşturmak yükümlülükleri vardır (Sözleşme m.3/1 c).

Bu yükümlülük gereğince ilk adım, 28.04.2004 tarih 5149 sayılı ‘Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’ ile atılmıştır. Ancak bu Kanun 31.03.2011 tarihinde 6222 sayılı ‘Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’4 ile yürürlükten kaldırılmıştır.

5149 sayılı Kanun’un yerine neden 6222 sayılı Kanun’un kabul edildiğinin yanıtını, kanun koyucu 6222 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde vermektedir. 5149 sayılı Kanun’un dört açıdan yetersiz kaldığı belirtilmektedir. Buna göre;

a. 5149 sayılı Kanun taraftarların sürekli ve geçici olarak bulundukları yer ile müsabakaların yapılacağı yerlere geliş ve gidiş güzergâhlarını kapsamamakta; sadece müsabakanın yapılacağı alanla sınırlı bir etki doğurmaktaydı. Bu nedenle kanunun istenilen düzeyde etki doğurmadığı eleştirileri getirilmekteydi. Bu doğrultuda ilk değişiklik kanunun isminde yapılmıştır. 5149 sayılı Kanun’un ismi “Spor Müsabakalarında” Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’ken; 6222 sayılı Kanun’un ismi “Sporda” Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun olmuştur. 6222 sayılı Kanun’un genel gerekçesine göre de, bu kanunun spor müsabakaları alanı içindeki ve dışındaki şiddet ve düzensizlik eylemleri için uygulanacağı belirtilerek, uygulama alanı genişletilmeye çalışılmıştır5 .

b. 5149 sayılı Kanun’da şike ve teşvik primi fiilleri, suç olarak düzenlenmemişken; 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak kanun kapsamına dahil edilmiştir.

c. 5149 sayılı Kanun’da teknik donanım kurulması, taraftar temsilcilerinin güvenlik güçlerine yardımcı olması gerektiği, görev yapan kişilere tahrik ve taciz edici sözler söylenmesi ve çirkin tezahüratta bulunulmasının yasak olduğuna ilişkin düzenlemelere yer verilmekle birlikte, bu düzenlemelere aykırı davranan kişiler hakkında nasıl bir yaptırım uygulanacağı konusunda düzenleme bulunmamaktaydı. 6222 sayılı Kanun’da bu tür eylemler karşısında uygulanabilecek cezai yaptırımlara yer verilerek, bu konudaki eksiklik giderilmiştir.

d. 5149 sayılı Kanun’da bu kanuna aykırı davrananlar hakkında sadece idari yaptırım uygulanması öngörülmüştü. Bu nedenle söz konusu kanunda öngörülen yaptırım türlerinin, sporda şiddeti önlemek konusunda yetersiz kaldığı eleştirileri getirilmekteydi. 6222 sayılı Kanun’da idari yaptırımların yanında, cezai yaptırımlara da yer verilerek bu eksiklik giderilmeye çalışılmıştır6 . Bununla birlikte 6222 sayılı Kanun’da karaborsa bilet satma fiillerinin suç olmaktan çıkartılmış olması eleştirilmektedir7 .