Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ergin Olup da Eğitimine Devam Eden Çocuk Lehine İştirak Nafakasının
 Devamı Üzerine Yargıtay Kararları
ışığında Genel Bir Değerlendirme

Samet Can OLGAÇ

Boşanma ve ayrılık hallerinde velayetin kendisine bırakılmayan tarafın küçüğe ödediği iştirak nafakasının, küçüğün ergin olmasına rağmen eğitimine devam etmesi durumunda devam edip etmeyeceği konusu gerek yargı uygulamasında gerekse de doktrinde tartışmaların yoğunlaştığı bir konu olmuştur.

TMK m. 328/1’de iştirak nafakasından bahsedilmiş, TMK m. 328/2’de ise ergin olmaya rağmen eğitime devam halinde ana babanın bakım yükümlüğünün devamından bahsedilmiştir. Bu durumda TMK m. 328/2 kapsamındaki eğitime devamdan ne anlaşılmalıdır, eğitime devamın ölçüsü ve devam edecek nafakanın türü ne olmalıdır?

Ergin Olma Halinde İştirak Nafakası, Nafaka, Yardım Nafakası, İştirak Nafakası.

Boşanma ve ayrılık durumlarında velayet kendisine bırakılmayan tarafın çocuğun yetiştirilmesi, bakımı ve giderleri için ödediği nafakaya iştirak (katılma) nafakası denir. Her ne kadar velayet kendisine bırakılan taraf, çocuğun bakım giderlerini karşılamak durumunda olsa da Türk Medenî Kanununun (TMK) 182’nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere; Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

TMK m. 182 çerçevesinde ifade etmek gerekir ki, boşanma sürecine girilmesiyle başlayan ve kural olarak küçüğün ergin olmasına kadar ki süreçte, velayet kendisine bırakılmayan eş, mali gücü oranında küçüğün bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorundadır. Bu bakım ve eğitim giderlerine katılmanın, boşanma kararının kesinleşmesiyle başlayan ve kural olarak ergin olmaya kadar ki sürecinde ödenen iştirak nafakası miktarı belirlenirken ödeyecek kişinin ödeme gücüne ve çocuğun ihtiyaç giderlerine bakılır1. Buradan da anlaşılacağı üzere, hâkim iştirak nafakasına hükmederken, hem nafaka yükümlüsünün hem de nafaka alacaklısı küçüğün maddi gücüne ve giderlerine bakarak uygun bir nafakaya hükmedecektir2.

Ayrıca boşanma kararıyla iştirak nafakasına hükmedilmemişse bu durum ileride iştirak nafakası talebinde bulunulamayacağı anlamına gelmez. Yani boşanmadan sonra da iştirak nafakası talebinde bulunulabilir.