Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş Kazalarında İşverenin Hukuki Sorumluluğu
 Manevi Tazminat ve Hesaplanması

Moral and Material Indemnity of Work Accident and Methods of Account

Muhammed Hakan AYMAZ,Zeynep YARGIÇ

İstatistiki araştırmalar gösterdiği üzere iş kazaları ciddiyetle günden güne artmaktadır. İş kazalarında meydana gelen zarar sadece çalışan işçiyle sınırlı kalmayıp işçinin desteğinden yoksun kalan ailesini de ilgilendirmektedir. Maddi ve manevi tazminat zarara uğrayan kişinin bu zararının karşılanması amacıyla ortaya konulmuş hukuki bir sistemdir. İş kazası sonucu iş göremezlik zararı, destekten yoksun kalma zararı ve manevi zararlar ortaya çıkabilecektir ve bu zararları tazmin etmek için zarar görene çeşitli tazminatlar ödenmelidir.

Maddi Tazminat, Tazminat, Manevi Tazminat, Sorumluluk, Hukuki Sorumluluk, İş Kaybı Tazminatı.

As it is shown by the statistical researchs, the number and seriousness of the industrial injuries have been increasing by the time. The work accident has not only a problem with the employers, also having problems for their families and the people who have to look for. Material and Moral Payment are a law system for the people who have accident from the jobs. Indemnity in Labour Law has been intended to cover up any losses or damages that one may suffer from, which arise due to the utilization of his working power.

Material Compensation, Moral Indemnity, Responsibility, Compensation Severance, Occupational Accidents, Legal Responsibility.

I. İşverenin Manevi Tazminat Sorumluluğu

Manevi tazminat, kişinin uğradığı zararı bir nebze olsun giderecek, yaşanılan kayıp ve zarar sebebi ile zarar görene uygun bir meblağ tazminatın ödenmesi olarak tanımlanmaktadır. Borçlar Kanunumuzun 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat hakkı sebebi ile; hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin yahut ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir paranın ödenmesine karar verebilir.1

Her ne kadar işçinin yahut yakınlarının yaşamış olduğu kaybı, hiç bir maddi değer telafi edemeyecek yahut çekilen acıyı gidermeyecek ise de yine de uygun ölçüde belirlenen meblağ ile bu acının az da olsa telafi edilmesi amaçlanmaktadır. Ancak iş kazası sebebi ile işçi ve yakınlarının manevi tazminat talep edebilmek için bir takım şartların bir arada bulunması gerekmektedir.

Bu şartlar şu şekildedir:

1. Fiil

2. Fiil neticesinde zararın meydana gelmesi

3. Zarar ile fiil arasında illiyet bağı

4. Fiilin hukuka aykırı olması

5. İşçinin cismani zarara uğraması (bedensel zarara yahut ölüme)

Bu şartların bir arada varlığı halinde zarar gören manevi tazminat davası açabilecektir. Öncelikli olarak işçinin bir iş kazası geçirmesi, bu kaza sebebi ile zarara uğraması gerekmektedir. Manevi tazminat, olay karşısında kişilerin manevi kayıplarını gidermeye hizmet edecektir. Nitekim Yüksek Mahkeme bir kararında şu gerekçe ile eş ve çocukların manevi tazminat isteyebileceklerine hükmetmiştir: ‘Olay nedeniyle, doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan davacının, eş ve çocuklarının ruhsal sağlığı ağır şekilde bozularak şok geçirip tedavi olmak zorunda kalmaları durumunda illiyet bağı gerçekleşmiş sayılacağından Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine dayanarak manevi tazminat isteyebilirler.’ denilmiştir.2

Burada maddi tazminat taleplerinin yanı sıra manevi tazminat talep edebilmek için olaydan zarar gören kişi ve kişilerin olay sebebi ile ruhsal sağlıklarının bozulması, olay sebebi ile elem ve ızdıraba uğramaları gerekmektedir. Ancak belirlenecek bu tazminatın işlevi, zarar gören kişilerin acılarını telafi etmeleri amacına yöneliktir. Ayrıca, İçtihadı Birleştirme Kararındaki “hükmedilecek manevi tazminatın bir sadaka niteliği taşımasından sakınılması ve buna karşılık da tatmin işlevini yerine getirip zarara uğrayanda bir huzur hissi, bir tatmin duygusu yaratması gerektiği” biçimindeki açıklamalar mevcut olsa da uygulamada bu tür tatminler sağlamamaktadır.3

Şöyle ki, bu bahsi geçen tatmin amacının neye göre ve nasıl takdir edildiği konularında belli bir ölçüt olmamakla birlikte tazminatın belirlenmesi hakimlerin uygulamasına kalmış bir durumdur, somut bir ölçüsü yoktur. Mahkeme hakiminin takdir yetkisi esas alınmakta ancak bu takdir yetkisi kişiden kişiye değişmektedir. Ancak öğretide ceza ve tatminden ziyade zararın telafisinin amaçlanması ön plandadır.4 Yargıtay kararlarında da kalıp halinde şu görüşler yinelenir:

Manevi tazminat ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Ceza değildir; çünkü, davacının menfaati düşünülmeksizin, sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Hakim manevi tazminata hükmederken para değerini de düşünmelidir. Hükmettiği meblağ, bir sadaka niteliği taşınmamalı, kısmen de olsa bir manevi tatmin fonksiyonu ifa etmeli; diğer tarafın müzayaka haline düşmesine, onun mahvına da meydan vermemelidir.5

Hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı, zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle, tazminata benzer bir fonksiyonu vardır.6 Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir.7 Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.8

İlgili kararlara bakıldığında hepsinin ortak noktası belirlenecek tazminat somut olaya göre değerlendirilmeli, bir tarafı manevi olarak tatmin ederken diğer tarafı maddi yönden yıkmamak amaçlanmalı ve hakkaniyete uygun kararlar verilmelidir.

Hakim, maddi tazminatta olduğu gibi manevi tazminata da karar verirken tarafların ekonomik, sosyal durum araştırması, kusur tespiti, olayın iş kazası olup olmadığı, bu kaza sebebi ile zarar arasındaki illiyet bağının varlığına yönelik delilleri topladıktan sonra manevi tazminat meblağı konusunda bir fikir edinmiş olacaktır. Her dosya için manevi tazminat meblağı muhakkak ki farklı olmaktadır, zira her dosyadaki somut deliller farklılık arz etmektedir. Ayrıca uygulamada manevi tazminat maddi tazminatın denkleştiricisidir.

Şöyle ki, maddi tazminatın ispatının sağlanamadığı durumlarda zararı, manevi tazminata dahil etmek akıl karı olmakta ve bu şekilde denkleştirme esasına gidilmektedir. Hesap unsurlarının yetersizliği yüzünden zarar gören kişiler hiç maddi tazminat alamıyorlarsa, maddi tazminat benzeri bir hesaplamayla manevi tazminat bu boşluğu dolduracaktır.