Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sosyal Medya Paylaşımları Gerekçesiyle İşverence İş Sözleşmesinin Feshine İlişkin Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi

An Assessment of Court of Cassation Decisions on Employer’s Termination of Employment Aggreement on the Grounds of Social Media Posts

Ender DEMİR

Gelişen teknoloji ile birlikte, sosyal medya hayatın doğal, ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sokakta, evde, işyerinde, toplu taşıma araçlarında, parklarda sosyal medya üzerinden düşüncelerini açıklayan, iletişime geçen insanları görmek mümkün.

Sosyal medyanın kısa bir süre içinde bu denli gelişmesi beraberinde çeşitli sorunların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Gerçekten de geçmişte örneği olmayan şekillerde, sosyal medya paylaşımları iş sözleşmelerinin feshinde gerekçe olarak karşımızı çıkmaktadır. Sosyal medya paylaşımların içeriği, etkisi, yayıldığı çevre, işyeri çalışma düzenine etkisi gibi pek çok etken göz önünde tutularak, iş sözleşmeleri haklı veya geçerli nedenle feshedilebilmektedir.

Çalışmamızda Yüksek Yargının sosyal medya paylaşımları esas alınarak vermiş olduğu bazı kararları ışığında konu değerlendirilmiştir.

Sosyal Medya, Fesih, Haklı Neden, Geçerli Neden, Düşünce Özgürlüğü.

Social Media has become an integral and natural part of the life with the advancment of technology. It is possible to see people who are sharing their opinions on and communicating via the social media on streets, at homes, at workplaces, on public transports, and at parks.

Such progress of social media in such a short period of time brought numerous issues. Indeed, social media posts are seen as grounds to the termination of employment agreements in a manner that was never before seen. Employment agreements can be terminated rightfully when the contents, general effects, and effects on the working order of the social media posts and the sphere they are spread are taken into consideration.

In this study, this issue is assessed with the scope of some Court of Cassation decisions based on social media posts.

Social Media, Termination, Rightful Termination, Just Cause, Freedom of Thought.

Yüksek Yargı Kararları

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, mesai saatleri içinde, işverenin sağladığı araç ve gereçlerle devlet görevlilerine ve çalışma arkadaşlarına hakaret eden işçinin iş sözleşmesinin haklı veya geçerli nedenle feshedilebileceğine hükmetmiştir.1 Gerçekten de mesai saatleri içinde işçinin iş işine yoğunlaşmak yerine sosyal medyada zaman geçirmesi halinde iş sözleşmesi geçerli nedenle feshedilebilir. Sosyal medya hesaplarında iş arkadaşlarına sataşan işçinin ise iş sözleşmesi eylemin ağırlığı dikkate alınarak haklı nedenle feshedilebilir.

“Somut olayda, davacı davalı işyerinde grafiker olarak çalışmış olup, taraflar arasındaki iş sözleşmesi davalı tarafından, "Sosyal medyada yayınladığınız haber ve yazılarınızda devlet görevlilerine, çalışma arkadaşlarınıza hakaretlerde bulunduğunuz ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik eden, aşağılayan, şiddet ve öfke içeren bir üslup kullandığınız, mesai saatleri içerisinde sosyal medyada paylaşımlarda bulunmak suretiyle işinizi savsakladığınız tespit edilmiştir. Bir çalışanı olarak şirketimizin ve yayınlarımızın itibar ve şöhretine halel getiren, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarınız sebebiyle iş ilişkisinin sürdürülmesi mümkün değildir. Bu sebeple iş sözleşmenize 25/03/2016 tarihi itibariyle haklı sebeple tazminatsız olarak son verilmiştir." denilmek suretiyle feshedilmiştir. Yerel mahkemece, davalı tarafından feshe konu edilen paylaşımların davacı tarafından yapıldığının ispat edilemediği, paylaşımlarda fesih bildiriminde belirtildiği gibi işyerini aşağılayıcı ifadeler bulunmadığı, davalı tarafından söz konusu paylaşımların mesai saatleri içerisinde ve işverenin araç gereçleri kullanılarak yapıldığının ispat edilemediği, bu sebeple işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayalı olarak yapıldığının ispat edilemediği gerekçeleriyle davacının işe iadesine karar verilmiştir. Davalının ibraz ettiği cevap dilekçesinde deliller arasında açıkça bilirkişi incelemesine de dayandığı anlaşıldığından, mahkemece alanında uzman bilirkişi görevlendirilmek suretiyle davacının paylaşımları üzerinde inceleme yapılarak, paylaşımların davacı tarafından ya da davacıya ait hesaptan yapılıp yapılmadığı, paylaşımların zamanı ile mesai saatleri içerisinde ve işverenin araç gereçleri kullanılarak yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek feshin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kamu kurumuna bağlı işyerinde çalışan işçinin darbe girişimi döneminde, yapılan kalkışmaya karşı direnişi eleştirir nitelikteki sosyal medya paylaşımı sonucu iş sözleşmesinin feshini, geçerli neden kapsamında değerlendirmiştir.2 Ancak gerek yapılan paylaşımların eleştiri, düşünce hürriyeti kapsamında kalması ve gerekse yapılan paylaşımın işvene nasıl ve hangi açından zarar verdiği anlaşılamadığından, anılan kararın isabetli olmadığı kanaatindeyiz.

“Feshe konu davacının paylaşım ve beğenilerine konu olan ve dava dışı kullanıcılara ait olan sözlerde “O gencecik çocukların kafasını kesenler mi demokrasiyi savundu dün gece yarısı? Çok tehlikeli bir kalabalıkla yaşıyoruz”, “Ne diyeceğiz şimdi ‘Gerçek asker bu değil’ mi diyeceğiz? Askeri vatandaştan korumaya çalışan polisin görüntüsü aklımdan çıkmıyor” ve “Tankın içindeki adamın sana ateş açma imkanı varken teslim olmayı seçmesi halkına olan bağlılığını gösterir, linç etmen de senin ihanetini” ifadeleri yer almaktadır. Davacı sadece beğenmekle kalmamış, aynı zamanda reetwet yolu ile de paylaşmıştır. Paylaşılan ve beğenilen sözlerin 15 Temmuz darbe girişimi döneminde, yapılan kalkışmaya karşı direnişi eleştirir nitelikte olduğu açıktır. Davalı işyerinin de kamu kurumuna bağlı işyeri olduğu dikkate alındığında, davacının davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı sabittir. İş ilişkinin işveren açısından devam ettirilmesi beklenemez. Davacının iş sözleşmesi de davalı işveren tarafından İş Kanunun 17. ve 18. maddelerine dayanarak feshedildiğinden, feshin geçerli nedene dayandığının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.”