Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Yerine Getirilmemesi ve İhlal Prosedürü (AİHS Madde 46/4, 5)

Non-Execution of the Judgmentsof the European Court of Human Rightsand Infringement Proceedings

Metin ÖZDEMİR

Çalışmanın amacı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46/4, 5. maddeleriyle düzenlenen ihlal prosedürü hakkında bilgi vermek ve bu usulün Sözleşme sisteminin karşı karşıya olduğu yerine getirmeme krizini aşmakta elverişli bir araç olup olmadığını ortaya koymaktır.

Bu yönde, ilk kısımda AİHM kararlarını yerine getirme yükümlülüğünün çerçevesi belirlenmiş, kararların yerine getirilmesinin denetim süreci açıklanmıştır.

İkinci kısımda AİHS sistemindeki yerine getirmeme krizinin nedenleri ve boyutu ortaya konularak, Komite’nin, Mahkeme kararlarını yerine getirmeyen taraf devletlere karşı sahip olduğu baskı araçları değerlendirilmiştir. Ardından Sözleşme hukukunun düzenlemeleri ışığında ihlal prosedürünün başlatılma şartları ve işleyişi açıklanmıştır.

Son olarak da, ilk uygulama olan Ilgar Mammadov kararında ihlal prosedürüne uzanan süreç özetlenmiş, bu usulün, AİHM kararlarının yerine getirilmeme problemine olası etkileri tartışılmıştır.

AİHM, AİHS, İhlal Prosedürü, Yerine Getirmeme Krizi, Bakanlar Komitesi.

In this article, we provide information on European Convention on Human Rights Articles 46/4, 5 of infringement procedure and discuss the effectiveness of this procedure in terms of overcoming the non-implementation crisis.

In the first part, the obligation to abide by the Court’s judgment has been defined and the supervision process of the Comittee has been discussed.

In the second part, non-compliance crisis and its reasons have been discussed and sanctions for non-compliance with the Court’s judgment by the member states have been analyzed. Later, the conditions for launching and implementation of the formal infringement procedure laid out under the Convention has been explained.

Lastly, the Ilgar Mammadov case, in which for the first time a infringement process was launched, was summarized and the effects of this process on the persistent non-implementation problem has been discussed.

ECtHR, ECHR, Infringement Procedure, Non-Implementation crisis, Committee of Ministers.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “Kararların Bağlayıcılığı ve Yerine Getirilmesi” kenar başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrası, “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, tarafı oldukları davalarda, Mahkeme’nin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler.” hükmünü içermektedir. AİHS’nin 46. maddesi, 11 no.lu Protokol öncesindeki Sözleşme metninin 53 ve 54. Maddelerine karşılık gelir. Buna göre, eski 53. maddenin içeriğine, 46. maddenin ilk fıkrasında yer verilmişken, eski 54. maddede yer alan “Mahkeme’nin kesinleşen kararı, infazını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi’ne gönderilir” hükmü, 46. maddenin 2. fıkrası olarak düzenlenmiştir1.

Bunun dışında Protokol no.11 ile maddeye bir de kenar başlık eklenmiş olup, Açıklayıcı Rapor’a göre, esasa ilişkin bir anlam farkı yaratılmış değildir2. Protokol no.14 ise, 46. maddeye 3., 4., ve 5. fıkraları ekleyerek “yorum prosedürü3” ve “ihlal prosedürü4” şeklinde iki yeni usul getirmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları, somut başvurunun tarafları bakımından bağlayıcı olup, kesin hüküm niteliğine sahiptir5. Kararın kesinliği, davanın tarafları bakımından, Mahkeme’nin kararına karşı bir başka otoriteye başvuruda bulunulamaması anlamına gelir6. AİHS madde 46. “Kararların Bağlayıcılığı ve Yerine Getirilmesi” kenar başlığını taşımakla birlikte, madde metninde bağlayıcılık terimi yer almamaktadır. Sözleşme hukuku uygulamasında, bağlayıcılık teriminin içerdiği anlamın tam olarak yerine oturmadığı, zira somut olay yargılaması yapan AİHM bakımından stare decisis bulunmadığı ileri sürülmüştür7. Mahkeme, esas olarak somut olay yargılaması yapar. Bununla birlikte, önceki davalarda ortaya koyduğu emsal kararları ağırlıklı biçimde dikkate aldığı gözden kaçırılmamalıdır. Sonuç olarak bağlayıcılık, Sözleşmeci devletlerin, tarafı oldukları davalarda AİHM tarafından verilen ihlal kararlarına uyma yükümlülüğü olarak anlaşılmaktadır8.