Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İran Hukukunda Yabancı Yatırımların Korunması(*)

Protection of Foreign Investments Under Iran Law

Safarali KHOEINI

İran’da 2002 yılında onaylanan “Yabancı Yatırımı Teşvik ve Desteklemeye İlişkin Kanun ve Uygulama Talimatı” yabancı yatırımın ülkeye girişinde, atılan ilk ve önemli adım olmuştur. Dolayısıyla bu yeni uygulamada, yabancı yatırımcıların haklarının korunması, desteklenmesi ve yabancı yatırımcılara kolaylıkların sağlanması, ülkenin ekonomi reformu açısından büyük bir adım olmuştur. Söz konusu mevzuat, yabancı yatırım, yabancı yatırımcı kavramlarının yanı sıra “doğrudan yabancı yatırım”, “finans temini”, “yap-işlet-devret” ve “karşılıklı satış” gibi sermayenin kullanılma yöntemlerini de tanımlamakta ve bu mevzuatta sunulabilecek kolaylıklar açıklanmaktadır.

Yabancı Yatırım, Teşvik, Yerli, Doğrudan Yabancı Yatırım, Mevzuat, Yap-İşlet-Devret.

Iran’s The Foreign Investment Promotion and Protection Act (FIPPA) and implementation instruction ratified by the parliament in 2002 is the first and the most important step in the facilitating of foreign direct investments. Therefore, protection of the rights of the foreign investors, supports, and facilitations predicted in this act have been a significant contribution to the economic reforms in Iran. In addition to defining terms like the foreign investment and foreign investor, this legislation introduces terms related to capital allocation methods as the “direct foreign investment”, “financial provisions and guarantees”, “build-operate-transfer” and “mutual selling” and articulates facilitations which can be provided to aforementioned affairs.

Foreign Investment, Incentive, Domestic, Foreign Direct Investment, Legislation, Build-Operate-Transfer.

Giriş

İran hukukunda yabancı yatırımcı ile ilgili, İran Yatırımlar, Ekonomik ve Teknik Yardımlar Teşkilatı, bünyesinde kurulmuş olan Yabancı Yatırım Hizmetleri Merkezi yabancı yatırımlara ilişkin tüm aşamalarda koordinasyonu sağlamak amacı ile görevlendirilmiştir. Söz konusu Merkez, ülke içinde yabancı yatırımcıları teşvik eden, yabancı yatırımlara ilişkin tüm iş ve işlemleri inceleme yetkisine sahip olan tek resmi kurum olması nedeniyle yabancı yatırımla ilgili Mevzuat’ın uygulanmasında büyük önem arz etmektedir. Yabancı yatırımcılar sermayenin kabulü, giriş, işletilmesi ve çıkışı ile ilgili taleplerini Teşkilata sunacaklardır.

Yabancı Yatırım Hizmetleri Merkezi; yatırımların ülkeye kabulü ve desteklenmesine ait bütün iş ve işlemler ile ilgili olarak yabancı yatırımcılara gerekli bilgileri sunarak ve danışmanlık hizmeti vermek, yatırımcının gerek duyduğu kuruluş bildirisi, çevre kurumu izni, su elektrik, vb. gibi izinlerin alınmasında koordinasyonu sağlanması, projelerde vize, çalışma izni ve ikamet izni konularında koordinasyonu sağlamak, makine ve teçhizat ithali ve gümrük işlemlerinde koordinasyonu sağlayarak destek vermek, yabancı yatırımcıların istekleriyle ilgili olarak bağlı oldukları organların icra birimlerine gerekli koordinasyon ve takiplerin yapılmasını sağlamak ile sorumludur.

Mevzuat çerçevesinde yabancı yatırımın neticesi, mal ve üretim hizmetlerinin değeri, yerli piyasada arz edilen mal ve hizmetlerin değerine göre her ekonomik sektörde (Tarım, Maden, Sanayi, Su, Elektrik ve Doğalgaz Temini, İnşaat, Taşımacılık ve İletişim, Hizmetler) %25’i ve her branşta %35’i geçmemelidir.

Yerli ve yabancı yatırımcıların haklarının korunması, menfaatlerinin desteklenmesi ve iktisadi reformların yapılması hedefiyle gerçekleştirilen programın bütününün getirdiği değişiklikler ise; (i) Ülkede yabancı getirilmesi, yatırımların ve üretimin arttırılmasına neden olacak fiyat ve muafiyetler bakımından çeşitli meziyetlere sahip yeni vergi yasasının onaylanması, (ii) Tarife dışı yöntemlerinin kullanılması yerine tarife sisteminin getirilmesi, (iii) Özel kurulmuş bankalar ve finans kuruluşları tesisi, (iv) Tüm ekonomik faaliyetlerde tek döviz kurunun uygulanması yoluna gitmek ve tek döviz kuru sisteminin yerleştirilmesi ve çok kurlu sistemin kaldırılmasının önemli olması, (v) Özel şirket olarak kurulan sigorta şirketlerinin kurulmasına imkân sağlama, (vi) Devlet bankalarının özelleştirilmesi ve özelleştirme programının çok yönlü olarak uygulamasının devamlı olarak vurgulanması iktisadi reform açısından önem arz etmektedir.

1. Ülkeler Açısından Yabancı Yatırımın Sebepleri

Yabancı yatırımın, gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler açısından baktığımızda, iki farklı görüş ortaya çıkmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler açısından; kalıcı teknolojinin transferini sağlamak, etkili üretim metotlarını edinmek ve istihdamı arttırmak amacıyla yabancı yatırımcının kendi ülkelerinde yatırım yapmayı tercih etmelerini istemektedirler. Bu çalışmamızda gelişmekte olan ülkeler tarafından yabancı yatırımcılar için ekonomik, politik ve hukuki bakımdan uygun bir yatırım iklimi hazırlanmaya çalışıldığını görmekteyiz. Yabancı yatırımcıyı çekmek hedefiyle özellikle ulusal mevzuata getirilen güvence, uluslararası taahhütler düzeyine çıkarılmaktadır1 .

Küreselleşme ve ülkeler arasındaki sınırların aradan kalkması, küresel ve uluslararası rekabetin artmasına sebep olmuştur. Uluslararası rekabetin artması, genel olarak üretilen malların, kalitesinin artmasında ve fiyatında yuğun olmasında çok etkili olacaktır. Bundan dolayı işletmeler daha kaliteli ürünü daha ucuz bir fiyatla üretmenin yollarını aramak durumunda kalmıştır. Yabancı yatırımcılar ucuz işgücü ile maliyetleri azaltmak için diğer ülkelere yatırım yapmayı tercih etmektedir. Gelişmekte olan ülkeler de yabancı yatırımları çekerek teknoloji transferi ve farklı üretim teknolojilerini ülkelerine çekmek adına yabancı yatırımlarını desteklemeye başlamıştır. Sanayilerin belli bölgelerde yoğunlaşması gerektiği anlayışı işlevini kaybetmiş, sektör ve işletmeler arasındaki sıkı ilişkiler ve işbirliği neticesinde yabancı yatırımların miktarı hızla artmaya başlamıştır2 .

Gelişmiş ülkeler, özellikle son yıllarda gelişmekte olan ülkelerde, yabancı yatırım için sağladıkları teşviklerden dolayı, yatırım yapmayı tercih etmektedirler. Bu teşviklerin ve avantajların en etkili sebeplerinden, ucuz işgücü, ucuz ham madde, düşük vergilendirme sistemi ve yabancı yatırımcıları teşvik etmesine etkili olmaktadır. Böylece gelişmiş ülkeler hedeflerine ulaşıp uluslararası pazarlarda rekabet avantajı elde ederek kârlarını arttırırken, gelişmekte olan ülkeler açısından yabancı yatırımcı eksikliklerinin giderilebilmesi olanağı sağlamıştır3 .

Gelişmekte olan ülkelerdeki teknoloji ve sermaye yetersizlikleri, yabancı yatırımların gelmesiyle giderilebilir. Ayrıca döviz darboğazından kurtulma ve satın alma gücünü artırma gibi ek avantajlara da sahip olması mümkün kılmaktadır. Bunlardan dolayı gelişmekte olan ülkeler, yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek adına esnek şartlar ve etkili teşvikler ile yatırım olanaklarını oluşturmaya çalışmaktadırlar. Günümüzde yabancı sermaye, gelişmekte olan ülkeler için en önemli kalkınma aracı olarak kullanılmaktadır4 .

21. yüzyılda, küreselleşme eğiliminin hızla artmasından sonra yabancı yatırımın gelişmesi, muhtelif alanlarda farklı görüşlerin ve teorilerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur5 . Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, yabancı yatırımcıların yanında olmak veya karşısında olmak üzere iki zıt tutum ortaya çıkmıştır. Birinci tutum yabancı yatırımı tahdit olarak ve olumsuz görenlerdir. Çünkü çok daha canlı, güçlü ve sürekli bir ulusal yatırım eğilimi olmadıkça, yabancı sermaye bir “ekonomik işgal” etkisi yaratır. Zaten yabancı sermayenin zararları sağlayabileceği faydalardan çok daha fazladır. Ekonomik işgal durumunda, zararlar öldürücü bir nitelik kazanacaktır. İkinci tutum yapancı yatırımı destekleyen ve olumlu bakan tutumlardır. Bu tutumlara göre yabancı yatırım önemli bir gelir kaynağı olduğu, vergi geliri sağladığı, üretime katkıda bulunduğu ve en önemlisi, çok fazla istihdam sağladığı görüşündedirler6 .

Dolayısıyla ülkelerin ekonomisinde yabancı yatırımcıların etkisi konusunda, farklı görüşlerin olduğunu bir önceki paragrafta vurguladık. Yani yabancı yatırımı destekleyen ve desteklemeyen iki görüşün olduğu hemen hemen tüm ülkelerde olduğunu vurgulamamız mümkündür. Bu görüşler incelendiğinde, söz konusu görüş sahipleri, ülkenin gelişme yöntemlerini farklı algıladıklarından dolayı çıktığı görüş ayrılıkları görülmektedir. Yabancı yatırımcıların bazı ekonomik parametrelerde etkili olduğu konusunda bir ayrışma yoktur. Genelde sorun, bu etkilerin nasıl olacağı, muhtemel zararların oranı ve masraflarda ortaya çıkmaktadır7 .