Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mahkeme Kararlarının 
Uygulanmaması Halinde İdareye Karşı
 Açılacak Tazminat Davaları

İsa AYDEMİR

İdari yargı kararlarının esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gerekleri ilgili idareler tarafından gecikmesizin ve her halükârda en geç otuz gün içinde yerine getirilmek zorundadır. Ancak hukuk devleti olmanın gereklerini tam olarak anlayamayan bazı idareler yargı kararlarını uygulamamaktadır. Bu durum, yargı kararlarının hiç uygulanmaması, eksik ya da geç uygulanması veya yargı kararlarına dolanma şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bütün bu hallerde idare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. Yargı kararlarının fiili ya da hukuki sebeplerle uygulanamaması hali ise bundan müstesnadır.

Mahkeme Kararlarının Uygulanmaması, Maddi Manevi Tazminat, İptal Davası, İdari Başvuru, Süre.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2’nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin nitelikleri arasında bir hukuk devleti olduğu sayılmış, 11’inci maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluşları ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilerek Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü vurgulanmış, 129’uncu maddesinin birinci fıkrasında da, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlü oldukları belirtilmiş, 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kararların sonuçları” başlıklı 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.” düzenlemesine yer verilmiş, aynı maddenin 3’üncü fıkrasında, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Anayasanın 2’nci maddesinde sayılan hukuk devleti olmanın gereği olarak idareler mahkeme kararlarına uymak zorunda olup, kararlar aynen, değiştirilmeksizin ve gecikmeksizin uygulanmak zorundadır. Kararın idareye tebliğinden itibaren derhal ve her halükârda en geç otuz gün içinde uygulanmak zorundadır. Ancak bu sürenin sonuna kadar beklemek idare için bir hak değildir.1 Bu süre hiçbir şekilde genişletilemez. Ancak sürenin gecikmiş olması da kararın uygulanmasına bir engel değildir. Aksi düşünce idareler tarafından otuz günlük sürenin geçirilmesi sonucunu doğurabilecektir.