Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İflâsın Açılmasının, İflâsın Ertelenmesinin ve Konkordatoda Verilen Mahkeme Kararlarının Zamanaşımı Yönünden Etkileri

Effects of Bankruptcy, Postponement of Bankruptcy and Court Decisions in Composition Proceedings on Extinctive Prescription (Statute of Limitations)

Alperen KARAŞAHİN

İflâsın açılması, müflisin alacaklarının ve borçlarının zamanaşımı açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Müflise ait olan ve iflâs masasına giren bir alacak iflâsın açılmasından önce dava konusu yapıldıysa, bu alacak için zamanaşımı adi tasfiyede ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonraya kadar durur. İflâsın açılmasının, müflisin iflâsın açılması anında mevcut olan borçlarından oluşan iflâs alacaklarının zamanaşımı üzerinde de etkileri vardır. Bu alacakların zamanaşımı iflâs masasına başvuru üzerine kesilir ve yeni zamanaşımı süresi iflâsın kaldırılması veya kapanmasından sonra işlemeye başlar. Ayrıca, iflâsın tasfiyesi sonucunda borç ödemeden aciz belgesinin düzenlenmesi, zamanaşımı süresini yirmi yıla çıkarır. İflâsın açılmasından önce dava konusu yapılan iflâs alacaklarının zamanaşımı, ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonraya kadar durur. İflâsın ertelenmesi ve konkordato usulünde de mahkemenin kararları zamanaşımını etkiler. İflâsın ertelenmesi veya konkordato mühleti verilmesi durumunda, birinci sırada yer alan rüçhanlı alacaklar hariç, bütün alacaklar için zamanaşımı durur. Aynı sonuç, iflâsın ertelenmesi veya konkordatonun tasdiki başvurusu yapılması üzerine mahkemenin tedbir kararı vermesi durumunda da doğardı.

İflâs, İflâsın Ertelenmesi, Konkordato, Zamanaşımı.

Bankruptcy has important effects on the prescription (statute of limitations) of the receivables and debts of the bankrupt person. The prescription period for a receivable, which belongs to the bankrupt person and constitutes a part of the bankruptcy estate, is suspended until ten days after the second creditors’ meeting, if this receivable was claimed in a lawsuit filed prior to the opening of bankruptcy. The opening of bankruptcy has also some effects on bankruptcy receivables, which consist of the debts of the bankrupt person at the time of the opening of bankruptcy. The prescription of these receivables is interrupted by the submission of the claim against the bankruptcy estate and the new prescription period begins after the revocation or closure of bankruptcy. Furthermore, the issuance of the certificate of insolvency increases the prescription period to twenty years. If a bankruptcy receivable was claimed in a lawsuit filed prior to the opening of bankruptcy, the prescription is suspended until ten days after the second creditors’ meeting. In postponement of bankruptcy and composition proceedings, some court decisions also affect prescription. In case bankruptcy is postponed or a composition period is granted by the court, the prescription is suspended for all receivables against the debtor except those with a priority in the first degree. The same effect arose when the court granted an injunction in proceedings for the postponement of bankruptcy or the approval of the composition agreement.

Bankruptcy, Postponement of Bankruptcy, Composition Proceedings, Extinctive Prescription (Limitation of Actions, Statute of Limitations).

I. GİRİŞ

1. Maddî hukuk kurumu olan zamanaşımının1 usul hukuku kuralları ile sıkı bir bağlantısı bulunmaktadır. Bu bağlantı özellikle iki şekilde ortaya çıkmaktadır: İlk olarak, usul hukuku kurallarının bir kısmında zamanaşımına dair özel düzenlemeler yer almaktadır. İkinci olarak da, zamanaşımı ile ilgili bazı kanun hükümleri, usul hukuku kurum veya kurallarına maddî hukuk alanında sonuç bağlamaktadır. Bu iki tür hükmün anlaşılabilmesi için maddî hukuk kuralları ile usul hukuku kurallarının birbirleri ile olan ilişkisinin ele alınması gerekmektedir. İflâsın açılması, iflâsın ertelenmesi başvurusu üzerine ihtiyatî tedbir kararı verilmesi, iflâsın ertelenmesine karar verilmesi ve konkordato usulü kapsamında bazı mahkeme kararlarının verilmesi durumlarında iki tür hükmün de örnekleri ile karşılaşılmaktadır.

2. Bu konuyu incelemenin açıklanan nedenle olan teorik önemi dışında, uygulama açısından da önemi vardır. İcra ve İflâs Kanunu’nda2 2003 yılında yapılan değişiklik3 ile iflâsın ertelenmesi kurumunun ayrıntılı olarak düzenlenmesi sonrasında, iflâsın ertelenmesi uygulamada yaygın olarak kullanılmıştır. Bu durum 2016 yılına kadar devam etmiştir. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından alınan 20.07.2016 tarih ve 2016/9064 sayılı karar4 ile olağanüstü hâl ilanından sonra, 25.07.2016 tarih ve 669 sayılı KHK5 m. 4 ile olağanüstü halin devamı süresince sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflâsın ertelenmesi talebinde bulunulması yasaklanmıştır6 . Olağanüstü hâl devam ederken kabul edilen 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun7 ile iflâsın ertelenmesine dair kanun hükümleri ilga edilmiş ve adî konkordato tamamen yeniden düzenlenmiştir.

a. İflâsın ertelenmesi kararı -bazı istisnalar dışında- zamanaşımının durmasına yol açmaktaydı (4949 s. K. m. 50 ve 6728 s. K. m. 3 ile kabul edilen hâlleri ile İİK m. 179/b f. 1). 2003 yılından 2016 yılına kadar uygulamada yaygın olarak ve genellikle uzun süreler için iflâsın ertelenmesine karar verilmesi, iflâsı ertelenen şirkete karşı olan alacakların zamanaşımına uğramasını uzun bir süre için ertelemiştir. İflâsın ertelenmesi kararının zamanaşımına olan bu etkisi 2016 yılından sonra da ciddî bir süre daha uygulama için önemli olacaktır. Zira 2016 öncesinde verilen iflâsın ertelenmesi kararları kaldırıldıktan sonra borçluya karşı takip yapılması veya dava açılması ve davalının zamanaşımı def’ini ileri sürmesi durumunda, zamanaşımının ne kadar bir süre için işleyip ne kadar durduğunun tespit edilmesi gerekecektir.

b. Olağanüstü halin devamı süresince iflâsın ertelenmesi talebinde bulunulamaması, iflâsa engel olmak için adî konkordato kurumuna olan ilginin artmasına yol açmıştır8 . Gerçi 2003 yılında yapılan kanun değişikliğinde konkordato mühletinin çok kısa (azamî beş ay) tutulmuş olması9 (4949 s. K. m. 69 ile kabul edilen hâli ile İİK m. 287 f. 2 c. 1 ve f. 6) ve konkordato mühletinin bitiminden sonra mahkemenin ihtiyatî tedbir olarak borçluya karşı olan takiplerin durmasına karar verememesi (4949 s. K. m. 69 ile kabul edilen hâli ile İİK m. 287 f. 8)10 , konkordatoyu fiilen işlemez hâle getirmişti11 . Ancak İİK m. 287 f. 8’de 2016 yılında yapılan değişiklik12 ile konkordatonun tasdiki yargılaması sırasında mahkemenin ihtiyatî tedbir olarak borçluya karşı yapılan takiplerin durmasına ve borçluya karşı yeni takip yapılamamasına karar vermesi imkânı getirilmişti. Bu kanun değişikliği konkordatonun fiilen uygulanabilmesi imkânını arttırmıştı13 . 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile adî konkordatonun yeniden düzenlenmesi bu kurumu işlevsel hâle getirmiştir.

c. İflâsın açılması durumunda, iflâsın tasfiyesi sonucunda alacakların genellikle sınırlı bir kısmı ödenebilmektedir. Bu nedenle, iflâsın kaldırılması veya kapanması sonrasında alacakların tekrar ileri sürülmesi gerekebilecektir. Dolayısıyla, iflâsın açılmasının alacakların zamanaşımına etkileri de incelenmeye değerdir.

3. Yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü üzere, son birkaç yıl içinde iflâsın ertelenmesi ve adî konkordato ile ilgili çok sayıda mevzuat değişikliği yaşanmıştır. Bu kurumlarla ilgili mülga kuralların artık uygulanması söz konusu olmasa da, yürürlükte oldukları dönemde uygulanmalarının alacakların zamanaşımının işlemesine etkisi olmuştur. Maddî hukuk alanında doğmuş olan bu etkilerin tespit edilmesi bir süre daha önem taşımaya devam edecektir. Bu nedenle, bu makalede mülga düzenlemelerin de zamanaşımına olan etkisi ele alınacaktır. Konular incelenirken mevzuat hükümleri kronolojik sıra ile açıklanacaktır.

4. İlerleyen kısımlarda, ilk olarak, makalenin konusu olan hükümlerin yorumunda önem taşıdığı ölçüde zamanaşımı hakkında bazı genel açıklamalara yer verilecektir (II). Daha sonra, sırası ile iflâsın açılmasının (III), iflâsın ertelenmesinin (IV) ve konkordato usulü kapsamında verilen mahkeme kararlarının (V) zamanaşımı yönünden etkileri incelenecektir.

Adî konkordatoya dair yürürlükteki kanun hükümlerinin bu makalenin konusu açısından önemli olanları, iflâsın ertelenmesine dair mülga kanun hükümleri ile içerik olarak oldukça benzerdir. Bu nedenle, iflâsın ertelenmesine dair açıklamalar adî konkordato açısından da önem taşımaktadır.

II. ZAMANAŞIMI HAKKINDA GENEL AÇIKLAMALAR

Zamanaşımı, alacaklının belirli bir süre boyunca kanunda belirlenen şekillerde alacak hakkını ileri sürmemesi durumunda, borçluya borcunu ifadan kaçınma hakkı (def’i) kazandıran kurumdur. Ancak, zamanaşımının söz konusu olabilmesi için alacaklının hakkını ileri sürmesinin kendisinden beklenebilir olması gereklidir14 .

Alacaklının zamanaşımını engellemek için kanunda belirlenen kesme fiillerinden birini gerçekleştirmesi gerekmektedir. TBK15 m. 154 b. 2’ye göre, “[a]lacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa” zamanaşımı kesilir16 . Zamanaşımının kesilmesi üzerine yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar (TBK m. 156 f. 1). Yeni zamanaşımı süresinin başlama anı her bir kesme fiili açısından ayrıca belirlenmelidir.

Makalenin bu kısmında alacaklı tarafından dava açılması ve icra takibi başlatılması sonucunda zamanaşımının kesilmesi ile ilgili bazı açıklamalar yapmakla yetinilecektir. Alacaklının kendisine karşı açılan bir davada alacak hakkına dayalı olarak bir def’i ileri sürmesi incelenmeyecektir. İflâs masasına başvuru ise ileride ayrıca ve ayrıntılı olarak ele alınacaktır17 .