Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Deniz Alacaklarına Dair Türk Ticaret Kanununun 1352. Maddesi Hakkında Bir Eleştiri

A Critique on Article 1352 of the Turkish Commercial Code Relating to Maritime Claims

Sami AKSOY

Türk Ticaret Kanununun deniz alacakları ve geminin ihtiyati haczine dair hükümleri, 1999 tarihli Gemilerin İhtiyati Haczine Dair Milletlerarası Sözleşme esas alınarak düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu tasarı halinde Meclis Adalet Komisyonunda iken, deniz alacakları listesindeki sigorta primi ve aracılık ücretlerine dair hükümlerden (TTK m. 1352/1/r-s) “kiracı” ibaresi çıkartılmıştır. Çalışmada Komisyonun bu tasarrufunun hatalı olup olmadığı değerlendirilmektedir.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, Deniz Alacakları, Geminin İhtiyati Haczini Talep Hakkı, Deniz Alacaklarında Kiracının Hukuki Durumu.

The rules of the Turkish Commercial Code regarding maritime claims and arrest of ships are based on the International Convention on the Arrest of Ships, 1999. While drafting, by the Grand National Assembly of Turkey Committee on Justice, the expression“or demise charterer” is deleted from Draft Turkish Commercial Code, Article 1352/1/(r) and (s) relating to maritime claims of insurance premiums and agency fees. In this study, the soundness of the deletion by the Committee is to be evaluated.

Turkish Commercial Code Nr. 6102, Maritime Claims, Exercise of Right of Arrest, Legal Status of Bareboat/Demise Charterer on Maritime Claims.

I. GİRİŞ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 09/11/2005 tarihinde Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından Tasarı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiştir1 . Bu aşamada Tasarı, ilk olarak Adalet Komisyonuna havale edilmiş, ardından Adalet Komisyonu, üzerinde değerlendirmeler yapmak üzere Tasarının beş kişiden oluşan Alt Komisyona sevkine karar vermiştir2 .

Çalışmalarına 06/12/2005 tarihinde başlayan Alt Komisyon, kırktan fazla toplantının ardından 14/06/2006 tarihinde değerlendirmelerini tamamlamış ve Tasarı hakkındaki önerilerini rapor halinde Adalet Komisyonuna sunmuştur3 . Adalet Komisyonu, Alt Komisyonun bu raporunu esas alarak Tasarı üzerinde bazı değişiklikler yapmıştır. Ardından Tasarı, 13/01/2011 günü Mecliste kabul edilmiş, sonrasında kanunlaşmıştır4 .

Adalet Komisyonunun Tasarıda yaptığı söz konusu değişikliklerden biri, deniz alacaklarını hükme bağlayan Kanunun 1352. maddesiyle ilgilidir. Şöyle ki Adalet Komisyonu, Alt Komisyonun raporunu esas alarak Kanunun 1352/1. maddesinin (r) ve (s) bentlerinden “veya kiracı” ibaresinin çıkartılmasına karar vermiştir. Ardından söz konusu bentler, kiracı ibaresi olmaksızın kanunlaşmıştır.

Çalışmada 1352. maddede yapılan bu değişikliğin hukuka uygun bir tercih mi yoksa hata mı olduğu üzerinde durulacaktır. Değişiklik gerekçesinde maddeler birbiriyle ilişkilendirildiğinden, Komisyonun bu tasarrufunun Kanunun 1369/1/b hükmünde “kiracı” ibaresine yer verilmemesi ile doğrudan ilgisinin olup olmadığı da tartışılacaktır. Bununla birlikte çalışmanın amacı dikkate alınarak, değişikliğe konu deniz alacaklarının esası hakkında yüzeysel değerlendirmeler yapılacaktır.

II. DEĞİŞİKLİK VE GEREKÇESİ

Türk Ticaret Kanununun deniz alacakları ve geminin ihtiyati haczine dair hükümlerinin hazırlanmasında 12/03/1999 tarihli Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin Milletlerarası Sözleşme mehaz alınmıştır (International Convention on the Arrest of Ships)5 . Türkiye, 14/09/2011 tarihinde yürürlüğe giren bu Sözleşmenin günümüzde tarafı değildir. Ancak ülkemizin Sözleşmeye katılması, 02/03/2017 tarihli ve 6904 sayılı Kanunla uygun bulunduğundan, Sözleşmenin Türkiye açısından yakın zamanda yürürlüğe girmesi beklenmektedir6 .

Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin Milletlerarası Sözleşmenin birinci maddesi deniz alacaklarına ayrılmıştır. Maddenin ilk fıkrasının (q) ve (r) bentleri şu şekildedir:

(q) Geminin maliki veya gemi kiracısı tarafından veya onların adına gemiye ilişkin olarak ödenecek sigorta primleri (karşılıklı sigorta aidatları dahil)

(r) Geminin maliki veya gemi kiracısı tarafından veya onların adına gemiye ilişkin ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri7 .

Sözleşmenin bu hükümleri, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 1352/1. maddesinin (r) ve (s) bentlerinde kendine aynen yer bulmuştur. Fakat Adalet Komisyonu, söz konusu bentlerdeki “veya gemi kiracısı” ibaresini çıkarak metni değiştirmiş ve Tasarı bu haliyle kanunlaşmıştır. Dolayısıyla 1352/1. maddenin (r) ve (s) bentleri aşağıdaki şekilde yürürlüğe girmiştir:

(r) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri.

(s) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri.

Söz konusu değişiklik, Adalet Komisyonuna Alt Komisyon tarafından önerilmiştir8 . Alt Komisyon, değişiklik önerisini şu gerekçelere dayandırmıştır:

“…(r) ve (s) bentlerinde yapılan değişiklikle “veya kiracısı” sözcükleri çıkartılmıştır. Nitekim Tasarının 1369. maddesine ilişkin gerekçede açıklandığı gibi, kiracının borçlarından ötürü bir geminin deniz alacakları için ihtiyaten haczedilebilmesi için, o maddede öngörülen şartlardan birinin gerçekleşmesi zorunludur. Bu itibarla, 1352. maddenin birinci fıkrasının (r) ve (s) bentlerinde “kiracı” teriminin muhafaza edilmiş olması isabetsiz bulunmuş ve bu terimler çıkartılmıştır”9 .

III. DENİZ ALACAĞI OLARAK SİGORTA PRİMLERİ

1999 tarihli Sözleşmenin 1/1/q hükmünde geminin maliki veya kiracısı tarafından veya onların adına gemiye ilişkin olarak ödenecek karşılıklı sigorta aidatları da dahil sigorta primleri deniz alacağı kabul edilmiştir. Hükmün karşılığı 1952 tarihli Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin Milletlerarası Sözleşmede yer almamakta olup, sigorta primleri 1999 tarihli Sözleşmenin taslak haline 1985 yılında Lizbon’da gerçekleştirilen CMI (Comite Maritime International) Konferansında dahil edilmiştir10 .

Söz konusu hüküm, Türk Ticaret Kanununun 1352/1/r maddesine denk gelmektedir. Hükmün Türk Ticaret Kanunu hazırlık çalışmaları sırasında, kanunlaşıncaya kadar görünümleri aşağıdaki gibidir:

Adalet Bakanlığı Tarafından İlan Edilen Taslak (Şubat 2015): “Donatan11 veya gemi kiracısı tarafından ya da onların hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları dâhil sigorta primleri” (m. 1330/1/r).

Başbakanlık Tarafından TBMM’ye Sunulan Tasarı (Kasım 2015): “Geminin maliki veya kiracısı tarafından yahut onların hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta ödentileri de dâhil sigorta primleri” (m. 1352/1/r).

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu:Geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri” (m. 1352/1/r).

Öncelikle bendin kapsamına sadece geminin sigortası, yani tekne sigortası12 değil, geminin işletilmesine yönelik sigortalar da dahildir. Bu manada koruma ve tazmin sigortası himaye türleri (eşya veya yolcu taşıma, çatma, çevre kirliliği) (Protection and Indemnity, P&I) hükmün kapsamındadır13 . Aynı şekilde yat sigortası, balıkçı tekneleri sigortası, tekne ve makine sigortası (Hull&Machinery, H&M) ile navlun, demuraj ve himaye sigortası da (Freight, Demurrage&Defence, FD&D) hükmün sınırları içerisindedir. Ek olarak gemi adamlarının sosyal sigorta prim borçları da madde kapsamında değerlendirilmektedir14 . Geminin işletilmesi kavramına doğrudan dahil olmayan sigortalar, örneğin taşınacak yükün taşıma sırasında karşılaşabileceği rizikolara karşı alıcı veya satıcı tarafından yaptırılan emtia nakliyat (yük) sigortası15 ise, hükmün uygulama sahası dışındadır.

Bununla birlikte hükmün tatbiki için sigorta sözleşmesinin belirli bir gemiye özgü olması gerekir16 . Aslında hükmün CMI Alt Komisyonu tarafından hazırlanan taslak halinde “herhangi bir gemiye ilişkin olarak” (in respect of any ship) ibaresi bulunmaktadır. Ancak CMI, metindeki ifadeyi “gemiye ilişkin olarak” (in respect of the ship) şeklinde değiştirmiş, böylece sigorta primlerinin belirli bir gemiye ilişkin olması hususu belirgin hale gelmiştir17 .

Türk Ticaret Kanununun 1352/1/r hükmü sebebiyle prim alacaklısı sigortacının deniz alacağı sahibi olabilmesi için, sadece geminin malikinin prim borçlusu (sigorta ettiren) olması gerekir18 . Dolayısıyla malik dışındaki bir kişinin, prim ödemeyi borçlanarak malik menfaatine yaptırdığı sigorta, hükmün haricindedir. Ayrıca sigorta sözleşmesinin aracı veya temsilci vasıtasıyla kurulmasının yanı sıra, kendi ya da başkası lehine sigorta şeklinde husule gelmesi arasında fark yoktur.

1999 tarihli Sözleşmede ise, prim borçlusunun gemi kiracısı olduğu sigortalar da alacaklısına deniz alacağı bahşetmektedir. İlave olarak Sözleşmede bilinçli bir tercihte bulunulduğundan zaman çartererinin yaptırdığı sigortalar kimin lehine olursa olsun hükmün kapsamı dışındadır. Bu husus Sözleşme görüşmeleri sırasında Avustralya Delegasyonu tarafından tartışmaya açılmış, CMI delegesi de cevaben zaman çarterinin hariç tutulduğunu vurgulamıştır19 .

Uygulamada gemi, sicile kayıtlı maliki tarafından işletilebileceği gibi, kira sözleşmesi kapsamında kiracıya bırakılarak onun tarafından da işletilebilir (TTK m. 1119). Böyle bir durumda kiracı, üçüncü kişilere karşı taşımayı kendi adına taahhüt eder, ancak taşımayı malikin gemisiyle gerçekleştirir.