Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre Dava ve Cevap Dilekçeleri

Cengiz Topel ÇELİKOĞLU

Bu makalede, bazı değerlendirmelerle birlikte, HUMK dönemi itibarıyla davanın sonucu üzerinde büyük bir etkiye sahip olan, dava ve cevap dilekçelerinin hazırlanmasında HMK dava ve cevap dilekçesi hükümlerinin HUMK ilgili hükümlerinden farklı yönlerinin uygulamanın dikkatine sunulması amaçlanmıştır.

Makalede, mukayeseli hukuktan aktarılacak bilgilerle dava ve cevap dilekçesi içeriğine ilişkin standartlar kısaca açıklandıktan sonra, HMK ilgili hükümleri incelenerek HUMK düzenlemelerinden farklı yönleri belirlenecektir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Dava Dilekçesi, Cevap Dilekçesi, Bildirici Dilekçe, Temellendirici Dilekçe.

GİRİŞ

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) diğer bazı değişikliklerin yanı sıra, dava ve cevap dilekçeleri bakımından da mülga HUMK’tan farklı düzenlemeler içermektedir. HMK 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir (m. 451). Kanunun hükümleri, yürürlük tarihinden sonra açılan davalara ve bu tarih itibarıyla derdest davalarda da kural olarak henüz tamamlanmamış usuli işlemlere uygulanacaktır (m. 448). Tamamlanmış usul işlemleri yeni yürürlüğe giren kuraldan etkilenmez; bu, usul hukukuna da sari olan, kamu düzenine yönelik kanun hükümlerinin “derhal uygulanırlık” özelliğinin gereğidir¹.

Dava taraflar ve mahkemece yapılan usuli işlemler bütünüdür. Dava ve cevap dilekçeleri de birer taraf usuli işlemidir. Buna göre, Kanun hükümlerinin genel olarak yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibarıyla mahkemeye verilecek dava ve cevap dilekçelerinin HMK hükümlerine uygun olarak hazırlanması gerekmektedir.

Bu makalede, bazı değerlendirmelerle birlikte, HUMK dönemi itibarıyla davanın sonucu üzerinde büyük bir etkiye sahip olan, dava ve cevap dilekçelerinin hazırlanmasında HMK dava ve cevap dilekçesi hükümlerinin HUMK ilgili hükümlerinden farklı yönlerinin uygulamanın dikkatine sunulması amaçlanmıştır.