Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Elektronik İzleme

Electronic Monitoring

Göksu IŞIK

Ceza hukuku normlarını değişen dünyaya adapte etmek amacıyla değişiklikler yapılması yeni değildir. Gelişen teknolojinin de bu normların uyarlanmasında kullanılması oldukça doğal olarak kabul edilmelidir. Elektronik izleme de yaptırım veya tedbir aşamasında uygulanacak olan ceza hukuku kurumlarının uygulanma yöntemlerinden biri olarak yerini almaktadır. Fakat teknolojinin her daim olumlu ve olumsuz yanlarının tartışılması gibi elektronik izleme kurumunun da olumlu ve olumsuz yanları olacaktır. Keza, nimetlerinden yararlandığımız gelişmeler çoğu zaman bizi bir distopyaya da götürebilecek nitelikte olabilmektedir.

Elektronik İzleme, Denetim, Tedbir, Yaptırım, Konut Hapsi.

It is not a recent issue that some changes have been made in penal law in order to adapt its traditional norms to the changing world. It should be seen natural to use the developing technology during the implementation process. Electronic monitoring is taking place as one of the methods at the sanction or precautionary measures stage used in the application of penal law. However, as the technology is always discussed to have positive and negative aspects, electronic monitoring is also expected to have the same kind of discussions. In the end, the developments, from which we benefit, are mostly apt to lead us towards a dystopian world.

Electronic Monitoring, Control, Precautionary Measures, Sanctions, House Arrest.

Giriş

Hürriyetten mahrumiyet, diğer tüm ihtimaller göz önünde bulundurulduktan sonra uygulanması gereken bir tedbir veya yaptırımdır1. Ceza ve tutukevlerindeki doluluk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadında sınırlama konusu yapılamayan işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağına aykırı uygulamalara sebep olmaktadır2 . Bu nedenle şüphelilerin, sanıkların veya hükümlülerin halk içerisinde bulunduğu farklı çözümler aranmaktadır3 .

Cezanın amacı, sahip olunan adalet anlayışına göre onarım ve suç işlenmemesi için genel ve özel önlemenin sağlanması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Fakat suç tipleri günden güne değişmektedir. Amaç aynı kalıyor olsa da farklı suç tipleriyle mücadele için farklı yaptırım türleri geliştirilebilmektedir. Örneğin, geçmişte bedeni olarak çektirilen cezalar yerini özgürlüğü bağlayıcı cezalara, mali cezalar da yerini yeni alternatiflere bırakmıştır. Bu yeni alternatifler birtakım özel amaçlara da hizmet etmektedir. Hükümlülerin topluma geri kazanılması, suç işleme eğiliminin azalması, aile ve toplumla olan sosyal bağların sağlamlaştırılması ve cezaevlerindeki gerilimin azalması suç ve ceza siyasetinde farklı yaklaşımlara önayak olmaktadır. Bu yaklaşımlar hükümlünün, sanığın ve şüphelinin toplumdan dışlanmaması amacına hizmet ettiği ölçüde toplumun da suç ve ceza siyasetinin uygulanmasında yer alması söz konusu olmaktadır. İnsan onuruna yakışır, etkili, toplumun beklentilerini karşılayan ve suçlunun yeniden suç işlemesinin önüne geçebilecek cezalandırma biçimleri arayışı ceza siyasetinin amacı haline gelmektedir4 . Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, hükümlünün cezaevi dışında belli bir adreste kontrol altında bulundurulmasının mümkün olacağı ve bu kontrolün de elektronik izleme aletleri vasıtasıyla yapılabileceği dile getirilmiştir5 . Bu bağlamda elektronik izleme, cezasının infazının toplum içerisinde gerçekleştirilmesi öngörülen hükümlünün kontrolünün sağlanmasını amaçlamaktadır6 . Uzun zaman alternatif infaz şekilleriyle birlikte anılmış olan ve son dönemlerde bağımsız bir infaz türü olarak da dile getirilen elektronik izleme, bu çalışma içerisinde yararları ve zararları ile, yalnızca Türk hukuku içerisindeki uygulanmasıyla değil, karşılaştırmalı hukukta ele alınış biçimiyle de değerlendirilecektir.

I. Elektronik İzleme Kurumu

1960’a gelindiğinde hapis cezasının işsizliği ve tembelliği tetiklediği, cezaevlerinin fazla dolu olduğu ve bu nedenle hükümlülerin kötü koşullarda yaşadığı; fakat yetersiz maddi kaynaklar sebebiyle bu eksikliklerin giderilemediği keşfedilmeye başlanmıştır. 1970’e doğru mahpusların haklarının gündeme gelmesi ve cezaevlerinde yaşanan sorunların artmasıyla birlikte alternatiflere yöneliş kaçınılmaz bir hal almıştır7 . Bu nedenle suçluların takibi, ön soruşturma ve cezaevinden çıktıktan sonraki kontrol aşamalarında ve toplum içerisinde infazı öngörülen cezalarda elektronik izlemenin farklı formlarının uygulanması gündeme gelmiştir8 . Hükümlülerin toplumla bağını koruması ve kısa süreli hapis cezalarının infazının kolaylaştırılması amaçlarıyla9 ortaya çıkan özel infaz yöntemleri elektronik izleme vasıtasıyla uygulanmaya başlanmıştır. Konutta infaz ise, bu yöntemi en çok kullanacak kurum olarak karşımıza çıkmaktadır10 . Keza Türk hukuk sisteminde de konutta infaz söz konusu olduğunda, kullanılabilecek yöntemlerden biri olarak anılmaktadır11 . Bu nedenlerle çalışmamızda, elektronik izlemenin ortaya çıkışı ve uygulanması, konutta infaz ile ortak olan noktaları da göz önünde bulundurularak, çeşitli hukuk sistemlerinde ele alındığı haliyle incelenecektir.

Konutta infazın elektronik izlemeye göre çok daha eskiye dayanan örnekleri mevcuttur. Tarsuslu Aziz Paul’ün (the Apostle) Roma’da ilk yüzyılda konut hapsine mahkûm edildiği iddia edilmektedir. Bunun dışında Galileo Galilei’nin Roma’da ikinci kere mahkûm edilmesi sonrasında konut hapsinde bulunduğu ve Çar II. Nikolas ve ailesinin de 1917 yılında konut hapsinde kaldığından bahsedilmektedir. Bu infaz yönteminin Polonya, Güney Kore, Hindistan ve Sovyetler Birliği gibi ülkelerde, genel olarak muhalifleri susturmak amaçlı kullanıldığı dile getirilmektedir12 .

Elektronik izleme ise, temellerini Harvard Üniversitesi’xnden Doktor Ralph Schwitzgebel’in çalışmalarından almaktadır. 1964 yılında bir kilogram ağırlığında, giyilebilen bir Radyo Uzaktan Ölçüm Cihazı (Radio Telemetry Device) geliştiren Schwitzgebel bu cihazın 400 metre uzağa kadar bir takip birimine sinyal gönderebilmesini ve giyen kişinin konumunun ekranda görünmesini sağlamıştır13 . Doktor Schwitzgebel’in cihazı bir şarj aleti, bir verici ve bir alıcıdan oluşmaktaydı ve hapis cezasının, daha insani ve daha ucuz bir şekilde uygulanabileceğini o dönemden hissettirmekteydi14 . Daha sonra alan, konum ve alkol kontrolünde de kullanılacak şekilde geliştirilen bu cihaz, konutta infazda kullanılan elektronik izlemenin de temellerini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, elektronik izleme kurumunun kullanılmasının sebepleri, çeşitli sistemlerde hukuki olarak nasıl nitelendirildiği ve nasıl düzenlemelere tabi tutulduğu bu başlık altında incelenecektir.