Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yabancı Yatırımların Teşviki: Turkuaz Kart Uygulaması ve Bazı Ülkelerdeki Benzer Düzenlemeler

Promotion of Foreign Investment: Turquoise Card System and Similar Regulations in Some Countries

Zeynep ÇALIŞKAN

Yabancı yatırımların teşviki amacıyla devletler farklı uygulamalar geliştirmektedir. Özellikle nitelikli yabancı işçilerin çalıştırılması amacıyla kolaylıklar getirilmektedir. Türkiye, yabancıların çalışma izinleri konusunda son yıllarda önemli yenilikler içeren düzenlemeler yapmıştır. Özellikle 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile ülkemiz ekonomisine ve istihdama olumlu katkıda bulunacak nitelikli yabancılara, Turkuaz Kart adı altında yeni bir çalışma izin sistemi getirilmiştir. Bu çalışmada Turkuaz Kart ve bu kartın nasıl ve kimler tarafından alınabilineceği, Turkuaz Kart sahibinin hak ve yükümlülükleri incelenecektir. Turkuaz Kart sahibi olan nitelikli yabancılara tanınan haklardan belki de en önemlisi, istisnai yolla Türk vatandaşlığına alınmaktadır. Bu bağlamda, Turkuaz Kart uygulaması ile istisnai yolla Türk vatandaşlığının kazanılması çalışmamızda değerlendirilecektir. Ayrıca, çalışmamızın son bölümünde diğer ülkelerde yatırımları teşvik etmek amacıyla getirilen ve Turkuaz Kart sistemine benzeyen, Avrupa Birliği Mavi Kart uygulaması gibi uygulamalarda kısaca açıklanacaktır.

Yabancı, Çalışma İzni, Turkuaz Kart, Uluslararası İşgücü, İstinai Yolla Vatandaşlık

In order to promote foreign investment, states are developing different practices. In particular, facilities are provided for the employment of qualified foreign employees. In recent years; Turkey has introduced essential reforms on work permits for foreigners. In particular with the International Work Force, Law No. 6735, a new work permit system has been introduced under the name Turquoise Card for qualified foreigners who will contribute positively to our country's economy and employment. In this article, the Turquoise Card, and how and by whom it can be taken, the rights and obligations of the Turquoise Card holder will be examined. The most important of the rights granted to qualified foreigners who are Turquoise Card holders is having a right to acquire Turkish citizenship in an exceptional way. In this context, this article will evaluate acquiring Turkish citizenship in exceptional ways with Turquoise card system. Furthermore, in the last part, this study will briefly explain other countries practices such as the European Union Blue Card system, which is similar to Turquoise Card system that is introduced to promote investment in these countries.

Foreigner, Work Permit, Turquoise Card, International Workforce, Exceptional Citizenship.

GİRİŞ

Yabancı yatırımları teşvik etmek ve özellikle nitelikli yabancı işçilerin çalışmalarının sağlanması amacıyla devletler farklı uygulamalar geliştirmektedir. Bunlar genellikle, süresiz ikamet etme hakkı ve yatırım yoluyla vatandaşlık kazanılmasıdır. Türkiye’de yabancıların çalışma izinleri konusunda getirdiği düzenlemeler ile yabancı yatırımları teşvik etmektedir. Özellikle, ülkemizdeki göç politikasının esas unsurlarından biri olarak uluslararası işgücü politikasının oluşturulması için 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu, 13.08.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir1 . Bu kanun ile Türk hukukunda ilk kez düzenlenen Turkuaz Kart çalışma izin sistemi getirilmiştir. Bu sistem, ülkemize nitelikli yabancı işçileri ve yatırımcıları çekmek amacıyla getirilmiştir.

Çalışmamızda ilk olarak Türkiye’de yabancıların çalışma izinleri ve özellikle Uluslararası İşgücü Kanunu’na neden ihtiyaç duyulduğu ve bu kanunun getirdiği yenilikler kısaca açıklandıktan sonra, söz konusu kanun ile düzenlenen Turkuaz Kart çalışma sistemi ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Bu bağlamda Turkuaz Kartın alınma şartları, kimlerin Turkuaz Kart başvurusunda bulunabileceği, Turkuaz Kartın nasıl iptal edileceği ve Turkuaz Kart sahibinin hak ve yükümlülükleri detaylı olarak incelenecektir. Daha sonra ise Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda Turkuaz Kart sahiplerine tanınan istisnai yolla vatandaşlığa alınma şartları ve konuya ilişkin düzenleme de incelenecektir. Çalışmamızda son olarak diğer yabancı ülkelerde yabancı yatırımları ve nitelikli işgücünü çekmek amacıyla getirilen ve Turkuaz Kart çalışma sistemine benzer nitelikli hukuki düzenlemeler üzerinde durulacaktır.

I. YABANCI YATIRIMLARIN TEŞVİKİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ

Türk hukuku bakından yabancıların çalışma haklarına ilişkin en önemli düzenlemeler, Anayasanın 48 ve 16. maddeleridir2 . Anayasanın 48. maddesine göre, “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir”. Maddede yer alan “Herkes” kelimesinden de açıkça anlaşılacağı gibi, bu hükümde vatandaş veya yabancı ayrımı yapılmamış ve eşitlik ilkesine dayanarak hareket edilmiştir. Fakat önemle altı çizilmesi gereken nokta, 1982 Anayasası’nın 16. maddesi uyarınca yabancıların temel hakları milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlandırılabilinir olmasıdır. Sınırlandırmanın milletlerarası hukuka uygun yapılması ve kanunla yapılması yabancılar açısından yadsınamaz bir güvence oluşturmaktadır3 . Mesela, bir yabancının dini veya rengi gibi sebeplerle işe alınmaması milletlerarası hukuk kurallarına ve de Anayasa’ya aykırılık oluşturur. Ayrıca yabancılar sadece kanun ile getirilen sınırlandırmalara tabidirler. Diğer bir ifadeyle, yalnızca TBMM’nin sahip olduğu yasama kuvvetine dayanılarak çıkarılan kanunlar ile yabancıların çalışma hakkı sınırlandırılabilir. Dolayısıyla, bu konuda Bakanlar Kurulunun herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır4 .

Anayasa’nın verdiği bu yetki kapsamında, gerek iç hukukta yer alan yabancıların çalışma hakları ve şartlarına ilişkin dağınık düzenlemeler, gerekse uluslararası anlaşma hükümleri nedeniyle tüm kanun hükümlerinin tek kaynakta toplanma gereksinimi sebebiyle, 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun (YÇİHK) hazırlanmış ve 2003 senesinde yürürlüğe girmiştir5 . Ancak YÇİHK, hedeflenen başarıyı tam manasıyla sağlayamamıştır ki, 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanununun 27/7. maddesine istinaden yürürlükten kaldırılmıştır.

6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile ülkemizin uluslararası işgücü politikasının belirlenmesi ve önceki kanunlardaki aksaklıkların giderilmesi hedeflenmiştir. Ancak bu kanunun anlaşılabilmesi için, ilk olarak YÇİHK’ya ihtiyaç duyulma nedenlerinin belirtilmesi önem arz etmektedir. Türkiye gibi coğrafi konumu ve ekonomik statüsü bakımından hem göç alan hem de göç veren ülkelerin belki de en önemli sorunlarından biri kayıt dışı yabancı işçi ya da yabancıların sadece Türk vatandaşlarına hasredilmiş mesleklerde kayıt dışı çalışmasıdır. Son zamanlarda gündemden düşmeyen gerek mülteci sorunu, gerekse nitelikli yabancı işçi çalıştırma problemleri çerçevesinde kayıt dışı yabancı işçi çalıştırılmasının önüne geçilebilmesi açısından düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamda ülkemize kanuni yollardan giren yabancıların çalışma izinlerine hukuki düzenleme getirmek amacıyla 27.2.2003 tarihli 4817 sayılı YÇİHK yürürlüğe girmişti6 . 4817 Sayılı YÇİHK, yabancı Türkiye’ye yasal yollardan giriş yapmış olması kaydıyla, çalışma iznini hangi makama başvurarak, hangi prosedürü uygulayarak alabileceği düzenlenmekteydi. Bu kapsamda kanunun uygulama alanına Türkiye’de bağımlı çalışan yabancılar, Türkiye’de bağımsız çalışan yabancılar, Türkiye’de bir işveren yanında meslek eğitimi gören yabancılar ile Türkiye’de yabancı çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler girmekteydi7 . Bu kişilerin, hangi tür çalışma izni alacağı başvuruyu nasıl ve hangi makama yapacakları kanunda düzenlenmiştir.

2003 senesinden itibaren ülkemize çalışmak amacıyla gelenlerin sayısında ciddi anlamda artışlar meydana gelmiştir. Yabancı çalışma iznine ilişkin başvurular, 2009 senesinde yaklaşık on bin iken, 2015 yılının sonuna gelindiğinde ise yaklaşık olarak seksen bine ulaşmıştır. Yabancılara verilen çalışma izinleri özellikle son on yıla bakıldığında, 2000’li yılların başında Türkiye’ye kanuni yolla giren yabancıların daha çok ikincil işgücü piyasalarında, düşük nitelikli işleri tercih ettikleri tespit edilmiştir8 . 4817 sayılı Kanunun, yabancının özelliği ile çalıştığı alan açısından farklı uygulamalara izin vermeyen ve esnek olmayan yapısı nedeniyle ev hizmetleri gibi düşük vasıflı işlerde çalışanlar açısından kayıt dışı çalışma problemini de beraberinde getirmiştir. Bu alanda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca son dönemde alt düzenlemelerle gerçekleştirilen önleyici işlemlerle, bu tür işlerde çalışan yabacıların kayıt altına alınabilmesi için önemli katkılar sağlanmıştır. Ancak seçici bir uluslararası işgücü politikasına bağlı esnek uygulamaların 4817 sayılı Kanunda yer almaması da kayıtdışılıkla mücadeleyi zora sokmaktaydı9 . Tüm bunlara ilave olarak, Türkiye’deki son ondört yıldaki ekonomik politikalar neticesinde Türkiye yatırım açısından cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu nedenle 4817 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerin tekrar gözden geçilmesi gerekmiştir.

Tüm bunlara ilave olarak, son dönemde yapılan incelemeler göstermektedir ki ülkemize yapılan göçün, klasik göç kuramlarının dışında seyrettiği aşikârdır. Yüksek vasıflı işgücü için ortaya çıkmış olan global işgücü piyasasından ülkemizin de payına düşeni aldığı, birincil işgücü piyasasında çalışan nitelikli, yüksek özellikli yabancı çalışanların istihdamında hatırı sayılır oranda artış olduğu açıkça görülmektedir. Bunun başlıca nedeni ise yabancı şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmalarını sağlamak için verilen teşvikler ve yatırımı kolaylaştıran hukuki düzenlemelerdir10 . Ayrıca uygulamaya getirilen söz konusu yenilikler ülkemizde çalışan yabancı yönetici ve nitelikli teknik eleman sayısını ciddi anlamda artmasına neden olmuştur ve bu durum yabancı çalışma izinleri üzerinde hassasiyetle durulmasını ve daha esnek kanuni düzenlemeler yapılmasını zorunlu hale getirmiştir.

Ayrıca, 2014 yılında yürürlüğe girmiş olan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, 4817 sayılı kanunla getirilen bazı iş ile işlemlerin işlevini yitirmesine sebep olmuştur. Diğer bir ifadeyle, bu kanun yabancıların çalışma hakları konusunda bir takım önemli değişiklikler getirmiştir11 . Mesela, 6458 sayılı Kanun’un 27. maddesinde çalışma izninin ikamet izni yerine geçeceği düzenlenmiş olup, yabancıların çalışma izni alması halinde artık ikamet izni almalarına gerek bulunmamaktadır12 . Buna ilave olarak, 6458 sayılı Kanun ile yabancı öğrencilere çalışma iznine başvuru hakkı tanınmıştır13 . Bu kanun ile Türk yabancılar hukukunda detaylı olarak ilk defa düzenlenen uluslararası koruma statüsü altında olan yabancıların çalışma hakları hususu düzenlenmiştir14 . Ayrıca, yine aynı kanuna dayanılarak ülkemizde mevcut olan yaklaşık bir buçuk milyon yabancı geçici koruma kapsamına alınarak ve çalışma izni başvurusu yapma imkânı verilerek bu kişilerin de kayıt altına alınması sağlanmış olmaktadır15 .

Nitelikli yabancı işçi ve kayıt dışı işçi problemlerinin giderilmesi amacıyla, 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla 6735 sayılı bu kanun ile yukarıda belirtilen tüm sakıncaların giderilmesi amaçlanmaktadır16 . Bu bağlamda özellikle, Uluslararası İşgücü Kanunu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilendirilerek tüm ilgili kurumların katılımıyla oluşturulacak Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulunun yabancı istihdamını tek elden denetlemesi hedeflenmiştir17 . Kanunun 6. maddesinin 2. bendinde ifade edildiği üzere, bu kanun kapsamında yer alan yabancıların çalışma izni olmaksızın Türkiye’de çalışmaları veya çalıştırılmaları yasaktır. Diğer bir ifadeyle, yabancıların Türkiye’de çalışma hakları, izin sistemi ile kabul edilmektedir.

6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile, yabancılara verilecek çalışma izni ve çalışma izni muafiyetlerine dair iş ve işlemlerde izlenecek usul ve esasların, yetki ve sorumlulukların ve uluslararası işgücü alanındaki hak ve yükümlülüklerin neler olduğu düzenlenmiştir. Bu kanun ile getirilen en önemli yeniliklerden biri, uluslararası işgücünün izlenmesi ve değerlendirilmesidir. Bu bağlamda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, “Yabancı Başvuru, Değerlendirme ve İzleme Sistemi” kuracaktır18 . Kanunla beraber Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sorumluluğu ve iş yükü artacağından özellikle yabancılara uygulanacak istihdam politikasının belirlenmesi, muafiyet belgelerinin düzenlenmesi, çalışma izinlerinin tek elden düzenlenmesi görevlerinin tek elden bir birim kurularak yürütülmesi zorunluluğu hâsıl olmuştur. Bu çerçevede, Bakanlık ana hizmet birimlerinden olmak üzere Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu kanun ile kurulan “Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü” ve “Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulu” ile uluslararası işgücü politikalarının uluslararası göç politikaları ile uyumlu olması ve yabancıların çalışmasına ilişkin yürütülecek tüm iş ve işlemlerde yaşanan sorunların giderilmesi hedeflenmiştir19 .

Vurgulamak gerekir ki, kanun ile getirilen en önemli yeniliklerden bir tanesi, “karşılıklılık ilkesinin” kabul edilmesidir20 . Kanunun 12. maddesine göre, yabancıların çalışma izinlerinde karşılıklılık şartı aranmaktadır. Ayrıca yine aynı kanunun 12. maddesine göre, yabancıların çalışmasının belirli meslekler veya belli coğrafi bölgeler açısından kısıtlanabileceği düzenlenmiştir.

Söz konusu kanunun gerekçesinde belirtildiği üzere, ülkemizin hedeflerinden olan AB üyeliği yolunda iş kurma hakkı, hizmet sunumu serbestîsiyle ilgili 3. Kısım başta olmak üzere tüm gerekli kısımlara uyum açısından alınması gereken tüm tedbirlerle, ayrıca Birleşmiş Milletlerin Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmede yer alan hükümler ile DTÖ bünyesinde imzalanan GATS kapsamında hizmet sektörüne yönelik hükümlerle uyumludur21 .

6735 Sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile Türk Yabancılar Hukukuna yeni hukuki kavramlar getirilmiştir. Bunlardan en önemlisi, uluslararası işgücü politikası olup, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, kanunun 4. maddesi gereği, uluslararası işgücü politikası, uluslararası işgücü hareketliliği ve bölgesel gelişmeler ile Göç Politikaları Kurulu kararları, istihdam ve çalışma hayatına ilişkin gelişmeler, sektörel ve ekonomik dönemsel değişiklikler, kalkınma plan ve programları, yabancının uyruğunda bulunduğu ülkeyle ikili ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler, Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalar ve uluslararası sözleşmeler, kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu sağlığı dikkate alınarak belirlenir. Uluslararası işgücü politikasını belirleme ve faaliyette bulunma yetkisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında olup, bu belirlemenin Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulu kararları dikkate alınarak yapılacağı kanunda ifade edilmiştir.

Kanun ile getirilen önemli bir başka hukuki kavram ise, “Sınırötesi Hizmet Sunucusu” dur. Kanunun 3. maddesinin (1)(f) bendinde düzenlendiği üzere, sınırötesi hizmet sunucusu “Türkiye’de geçici nitelikte olmak üzere ve herhangi bir hizmet sunumu amacıyla bulunan ve ücretini Türkiye’deki ya da Türkiye dışındaki bir kaynaktan alan yabancıyı” ifade eder. Kanun ile Dünya Ticaret Örgütü Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) hükümlerine uygunluk sağlanmıştır22 . Kanunun 16. maddesinde sınırötesi hizmet sunucularına verilecek çalışma izin türünün, istisnai çalışma izni olduğu ve bunlara, kanunun 7, 9 ve 10. maddelerinin uygulanmasının istisna tutulduğu düzenlenmiştir.

6735 sayılı Kanun ile bazı meslek ve işlerde çalışmak isteyen yabancılar için “Ön izin” müessesi getirilmiştir23 . Kanunun 8. maddesinde, mesleki yeterlilik gerektiren sağlık ve eğitim hizmetlerinde çalışacak yabancıların çalışma izin başvurularının değerlendirilmesinde ön izin alınması zorunluluğu getirilmiştir.

Doğrudan yabancı yatırımlar kapsamında çalışacak yabancıların çalışma izinlerine ilişkin özel bir düzenleme olan “Doğrudan Yabancı Yatırımlarda Yabancı Uyruklu Personel İstihdamı Hakkında Yönetmeliğin”, kanuni dayanağı olan, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunun 3’üncü maddesinin (g) fıkrasının ikinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri, 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer bir ifadeyle, doğrudan yabancı yatırımlar kanunu kapsamında çalışacak kilit personel niteliğindeki yabancıların çalışma izinleri için özel düzenleme olan bu yönetmeliğin kanuni dayanağı bulunmamaktadır24 . Ancak belirtmek gerekir ki, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun yürürlükten kaldırılmayan hükmü çerçevesinde (3 maddenin (g) fıkrasının ilk cümlesi), bu Kanun kapsamında kurulan şirket, şube ve kuruluşlarda yabancı uyruklu personele, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çalışma izni verilir. Ancak konuya ilişkin yeni bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir. Zira Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 25/2-(b) hükmü, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamındaki yabancı sermayeli şirket ve kuruluşlarda çalışma izni verilecek personelin tanımı ile çalışma izinlerine ilişkin özel nitelikteki diğer usul ve esasların; Ekonomi Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca müştereken çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceğini hüküm altına almıştır.

Uluslararası İşgücü Kanununda çalışma izin türleri mülga YÇİHK’daki ile benzeri hükümleri haiz olmakla birlikte, oluşan bölgesel farklılıklar nedeniyle Türkiye’nin ekonomik ve politik alanda rekabet açısından üstünlüğe sahip olması için uluslararası işgücü potansiyelinin, hareketliliğinin izlenmesi ve değerlendirilmesi hususu önem taşımaktadır. Bu gayeyle eğitim düzeyi yüksek, mesleki tecrübesi, bilim ve teknolojiye katkısı ile stratejik öneme sahip herhangi bir sektörde ön plana çıkmış yüksek özellikli insan gücünün Türkiye’ye kazandırılması amacıyla daha kolay yeni bir çalışma izin sistemi olan Turkuaz Kart sistemi getirilmiştir25 . Turkuaz Kart sistemi ile uluslararası işgücünün ülkemizin ekonomisine ve bu anlamda kalkınmasına pozitif etkisinin en üst seviyede olması amaçlanmaktadır.

II. TURKUAZ KART UYGULAMASI

Turkuaz Kart kavramı, 6735 Sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile getirilen en önemli değişiklik olup, nitelikli işgücüne olan ihtiyaç doğrultusunda getirilmiştir. Daha evvel yürürlükte olan YÇİHK’da konuya ilişkin herhangi bir madde bulunmamaktadır. Turkuaz Kart kavramı ve söz konusu kart ile verilen imtiyazlar, Türk hukukunda ilk kez Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 11. maddesi ile düzenlenmiştir.

Buna göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek olan Uluslararası İş gücü politikasına uygun olarak eğitim düzeyi, mesleki deneyimi ve bilime, teknolojiye katkısı doğrultusunda ayrıca Türkiye’de yapacağı yatırımın ya da bulunacağı faaliyetlerin ülkemizin ekonomisi ve istihdamına etkisi dikkate alınarak, Uluslararası İşgücü Politikası Danışma kurulu önerileri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar uyarınca başvurusu uygun bulunan yabancılara Turkuaz Kart verilir.

Bu durumda altı çizilmesi gereken nokta; kanunda belirtilen uluslararası işgücü politikası esasları ile kastedilen kriterlerin tam olarak ne olduğudur. Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 4. maddesine göre uluslararası işgücü politikasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, uluslararası işgücü hareketleri, bölgesel gelişmeler, Göç Politikaları Kurulunun vermiş olduğu kararlar, istihdam ve çalışma alanlarındaki bölgesel ve uluslararası gelişmeler, sektörel ve ekonomik dönemsel değişiklikler, kalkınma plan ve programları ile başvuru sahibi yabancının vatandaşı olduğu ülkeyle Türkiye’nin ikili ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkileriyle Türkiye’nin tarafı olduğu ikili ve uluslararası sözleşmeler ile çok taraflı anlaşmalar, kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu sağlığı da dikkate alınarak belirlenecektir. Bakanlık uluslararası işgücü politikasını belirlerken Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulundan ve ilgili kurum ve kuruluşlardan konuya ilişkin görüşlerini alacaktır.

İlgili kanuni düzenlemede Turkuaz Kart, ilgilisine geçiş süreli olarak verilir. Diğer bir ifadeyle, Turkuaz Kart ilk üç senesi geçiş süresi olmak kaydıyla verilir. Bakanlık bu üç sene süresince işveren veya yabancıdan yürütülen faaliyetlere ilişkin olarak bilgi ve belgeleri talep edebilir. Eğer üç sene içinde Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 15/2 (e) maddesi uyarınca Turkuaz Kart iptal edilmezse, başvuru sahibi yabancıya süresiz Turkuaz Kart verilir. Süresiz Turkuaz Kart ancak başvuru sahibi yabancının başvurması halinde geçiş süresinin dolmasından 180 gün önce her halükârda da üç senelik süre dolmadan önce yapılır. Eğer süresiz Turkuaz Kart başvuru talebi üç senelik geçici süre dolduktan sonra yapılırsa talep reddedilir ve geçici olarak verilen Turkuaz Kart ise geçersiz hale gelir.

Turkuaz Kart sahibi, yabancıya sağlanan imtiyazlardan sadece kendisi değil bakmakla yükümlü olduğu çocuklarıyla eşi de yararlanır. Turkuaz Kart sahibi yabancının, mevzuat hükümlerine göre eş ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarına Turkuaz Kart sahibi yakını olduğunu gösteren ve ikamet izni yerine geçen belge verilir. Turkuaz Kart sahibi yabancının yararlanacağı en önemli imtiyaz, Uluslararası İşgücü Kanunu’nun getirdiği önemli ayrıcalıklardan biri olan süresiz çalışma izninin sağladığı haklardan yararlanmaktır26 .

Turkuaz Kart uygulamasıyla nitelikli yabancı işgücünü ülkemize çekmek hedeflenmiştir. Bu kapsamda söz konusu ayrıcalıklardan bütün yabancılar yararlanamaz. Uluslararası İş Gücü Kanununda kimlerin Turkuaz Kart alabilecekleri düzenlenmiştir. Bu bağlamda, Turkuaz Kart sahibi olabilecek nitelikli yabancı tanımına girenler, akademik çalışmaları uluslararası alanda başarıya ulaşmış yabancılar ile bilim, sanayi ve teknolojide ülkemiz açısından stratejik bir alanda öne çıkan çalışma sahipleriyle, ihracat, istihdam veya yatırım kapasitesiyle ülke ekonomimize önemli katkı sağlayan veya sağlayacak olan yabancılardır (Uluslararası İşgücü Kanunu m. 11/5). Geçici koruma kapsamında olan yabancılara Turkuaz Kart verilmez (Uluslararası İşgücü Kanunu m. 11/6).