Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İstinaf Derecesinde Yeni Vakıa ve Delil İleri Sürme Yasağı Üzerine Düşünceler

Thougts on the Prohibition of the Bringing Forward New Fact and Evidence in the Stage of Appeal

Cenk AKİL

İstinaf kanun yolunun tekrar kabulüyle birlikte iki dereceli yargılama sistemimiz üç dereceli hale gelmiştir. Hukukumuzda dar istinaf modeli benimsenerek istinaf yargılamalarının sürüncemede kalmaması amaçlanmıştır. Bu nedenle istinaf aşamasında yeni vakıa ve delil getirilmesi bazı istisnalar dışında yasaklanmıştır. Kanunun gerekçesinde iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının bölge adliye mahkemesi tarafından re’sen göz önünde bulundurulacağı ifade edilmiştir. Çalışmada iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istinaf derecesinde uygulanma biçimi üzerinde durulmuştur. İlk derece yargılamasından farklı olarak istinaf derecesinde bu yasağın ıslahla yahut karşı tarafın izniyle dahi aşılmasına cevaz verilmemiştir. İstinaf derecesinde yeni delil getirilmesi yasağına ise Kanunda iki istisna tanınmıştır. Bunlardan ilki, ilk derece yargılamasında usûlüne uygun olarak ileri sürüldüğü halde incelenmeden reddedilen deliller; ikincisi ise, mücbir bir sebeple gösterilemeyen delillerdir. Kanunun gerekçesinde ise bu iki istisnaya ilaveten tarafın geç ileri sürmesinde kusurunun bulunmadığı delillerin de ileri sürülebileceği ifade edilmiştir.

Kanun Yolu, İstinaf, İddianın ve Savunmanın Değiştirilmesi ve Genişletilmesi Yasağı, Vakıa, Delil.

With the enactment of appeal as a legal remedy in terms of judicial review, our two-step jurisdiction system has now become three steps. Restricted appeal model has been introduced to avoid lengthening out of proceedings in the court of appeals. For this reason, in principle, bringing on new facts and evidence in the stage of appeal has been forbidden. In the explanatory note of Code of Civil Procedure, it has been stated that prohibition of amendment and extension of claim and defense has taken into consideration by court of appeal ex officio. In this paper, we try to put emphasis on the implementation of prohibition of amendment and extension of claim and defense in appeal process. Except from those, which are taken into consideration by court of appeal ex officio, issuing the facts which are not claimed in court of first instance is not allowed. On the contrary to proceeding in the first instance, this barrier shall not be ignored by amendment of pleading or the consent of the opponent. Code of Civil Procedure allows for two exceptions regarding the prohibition of bringing on new evidence in the court of appeal. The first one of these exceptions is the evidence which is rejected although it is asserted in due form in the court of first instance; and the second one is the evidence that cannot be submitted due to the vis major. In addition to these exceptions, it has been stated in the explanatory note of Code of Civil Procedure that the evidence which is not asserted without the party’s negligence shall be asserted in the instance of appeal as well.

Law of Civil Procedur, Appeal, Prohibition of Amendment and Extension of Claim and Defense, Fact, Evidence.

Giriş

1924 tarih ve 469 sayılı ve Mehakimin Teşkilâtına Ait Ahkâmı Muaddil Kanunla yürürlükten kaldırılan istinaf derecesi 26.09.2004 tarih ve 5235 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi ile Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun”la1 hukukumuza tekrar kazandırıldı. Böylelikle ilk derece ve temyizden ibaret yargılama sistemimiz üç dereceli hale geldi.2 Kabul edilen istinaf modeli dar anlamda istinaf olarak adlandırılmaktadır. Bu istinaf modelinde bölge adliye mahkemesi davaya yeni baştan bakmamakta, sadece gereken hususlarda yargılama yaparak yeniden karar vermektedir3 . Nitekim “yapılamayacak işlemler” başlıklı HMK m. 357 ile bölge adliye mahkemelerinin denetim özelliği ön plâna çıkarılmış ve pek çok usûl işleminin yapılması yasaklanmıştır. Sözü geçen hüküm gereğince istinaf derecesinde yeni vakıa ve delil ileri sürülmesi prensip olarak caiz değildir. Aşağıda önce yeni vakıa getirme, sonra yeni delil getirme yasağı üzerinde durulacaktır.

I. Yeni Vakıa İleri Sürme Yasağı ve Bu Yasağın İstisnaları

Yeni vakıa getirme yasağı, HMK m. 357, 1’de “bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenmez” şeklinde ifade edilmiştir.4 Söz konusu hükmün gerekçesinde, bölge adliye mahkemesinin iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına aykırılığı kendiliğinden gözeteceği; bölge adliye mahkemesince re’sen incelenecek hususların ise taraflarca da ileri sürülebileceği dile getirilmiştir.5 Şu halde, Gerekçe esas alındığında “ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenmemesi” tabiri ile istinaf derecesinde prensip olarak iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının uygulanacağı kastedilmektedir. Aşağıda konu, iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı bağlamında ele alınacak; bu yapılırken Kanundaki sıralamaya uygun olarak önce bölge adliye mahkemesi tarafından re’sen göz önünde tutulabilecek hallere, daha sonra iddia ve savunma yasağının istinaf aşamasındaki uygulanış tarzına değinilecektir.

HMK m. 357, 1, c. 1 uyarınca bölge adliye mahkemesi tarafından re’sen gözönünde tutulacak hususların istinaf aşamasında ileri sürülmesi caizdir. Söz gelimi, davalı, dava şartlarından (HMK m. 114) birinin bulunmadığını ilk derece yargılaması sırasında ileri sürmemiş olsa dahi istinaf aşamasında dermeyan edilebilir. Bölge adliye mahkemesinin re’sen göz önünde tutacağı hususlar bu tip usuli itirazlarla sınırlı değildir. Bu cümleden olarak, bölge adliye mahkemesi, dava dosyasına usulüne uygun olarak girmiş bulunan maddi hukuk anlamında itirazları da re’sen dikkate alır. Bunun için söz konusu itirazların istinaf sebebi olarak gösterilmiş olmasına dâhi gerek yoktur.6 Meselâ hak düşürücü sürenin geçmiş olduğuna yahut hakkı ortadan kaldıran vakıaya istinaf sebepleri arasında yer verilmese bile bunlar bölge adliye mahkemesi tarafından re’sen göz önünde bulundurulur.