Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçlarında Suça İştirak

Complicity in Drugs or Psychotropic Substances Offenses

Mustafa KAYA

Suça iştirakin hukuki konusu ve faillik ceza hukukunun tüm kavramları ile ilgilidir. İştirak konusu açıklanmadan fail çokluğu ile ilgili uygulama sorunlarının açıklanması mümkün değildir. Aynı suçta birden fazla failin bulunması onları suçta ortak haline getirir. Ortakların birlikte suç işlemesi halinde sorumluluklarının saptanması açısından duyulan ihtiyaç nedeniyle Ceza Kanunlarında “suça iştirak”e ilişkin hükümler de yer almaktadır.

Suça iştirakten söz edilebilmesi için, birden çok kişi bulunması, bu kişilerde suça katılma kastı bulunması ve amaçlanan suçun bu kişiler tarafından işlenmiş olması ve suçun icrasına başlanmış olması gerekir.Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları da diğer suçlarda olduğu gibi bir kişi tarafından işlenebileceği gibi birden çok kişinin iştiraki ile de işlenebilir.Yazının konusu özellikle uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarında iştirakin nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkindir.

Uyuşturucu, Uyarıcı, Suça İştirak, Fail, Çok Failli Suçlar, Şeriklik, Maddi, Manevi, Dolaylı.

The legal subject of the complicity and perpetration are concerning all the concepts of the criminal law. It isn’t possible to explain the problems in practice regarding to the high number of perpetrators without explaining the subject of the action. If there are more than one perpetrators in the same offense, this makes them accomplice. There are provisions regarding to the “complicity” in the Penal Codes due to needs for determination of their responsibilities in cases where accomplices committed an offense together.

In order to mention a complicity there must be more than one person, these persons must have intent to participate in the offense and the objective offense must be committed by these persons and the action for the offense must have been commenced.Likewise, the other offenses, drugs and psychotropic substances offenses might be committed by more than one person as well as one person.Subject of the paper is especially about how complicity in drugs and psychotropic substances offenses should be evaluated.

Drugs, Psychotropic, Complicity, Perpetrator, Offenses With More Than One Perpetrator, Co-Partnership, Material, Moral, Indirect.

I. Suça İştirak

Günlük hayatta bazı faaliyetler bir kişinin hareketi ile gerçekleşebileceği gibi, birçok kişinin işbirliği ile de gerçekleşebilir. Aynı durum ceza hukukunda da ortaya çıkmaktadır. Ceza kanunlarının suç olarak tanımladıkları, hakaret, hırsızlık, insan öldürme fiilleri gibi fiiller, bir kişi tarafından gerçekleştirilebileceği gibi; bu fiillere birden çok kişinin değişik biçimde katılmaları da mümkündür.

Suça iştirakin hukuki konusu ve faillik ceza hukukunun tüm kavramları ile ilgilidir. İştirak konusu açıklanmadan fail çokluğu ile ilgili uygulama sorunlarının açıklanması mümkün değildir. Aynı suçta birden fazla failin bulunması onları suçta ortak haline getirir. Ortakların birlikte suç işlemesi halinde sorumluluklarının saptanması açısından duyulan ihtiyaç nedeniyle ceza kanunlarında “suça iştirak”e ilişkin hükümler de yer almaktadır.

Genel olarak iştirak, birden çok kişinin suç işlemek için iradi bir şekilde birleşmeleri ve suçun da birleşmeden meydana gelmesi halidir. Ceza kanunları bazı suçlar için asgari sayıdaki kişilerin bir araya gelmelerini de şart koşabilir. Örneğin örgüt kurmak ve yönetmek suçunda olduğu gibi bazı suçlarda bir grubun da yer alması öngörülebilir. Bir suçta çok failin bulunması, her zaman suça iştirakle eşanlamlı da olmayabilir.

“Çok failli suçlar ile suça iştirak arasında faillerin ve hareketlerin çokluğu, hareketler arasında belli bir irtibat bulunması, çoğunlukla her failin diğerinin hareketinden haberdar olması, suçun tekliği gibi noktalarda büyük benzerlikler bulunsa da, temelde bu iki kurum birbirinden farklıdır.”1

İştirakte suç ortaklarının sorumluluklarını belirleme konusunda uzun süre üç sistem tartışılmıştır. Bunlardan birincisi eşitlik sistemi olup, bu sisteme göre suça iştirak edenlerin fiilin gerçekleşmesinde payı ne olursa olsun aynı ceza ile cezalandırılmalıdır.

İkincisi klasik sistem (ikilik sistemi) olup, bu sisteme göre, suç ortaklarının suçun işlenmesindeki faaliyetlerine göre cezaları farklı olmalıdır. Bu nedenle, suç ortakları asli ve feri fail olarak ayrılmaktadır ve asli failleri feri faillere nazaran daha fazla ceza verilmelidir. Üçüncü sistem ise cezanın faile göre belirlenmesi sistemi olup ortakların ceza sorumluluklarını birbirinden ayıran ve iştirakte maddi veya manevi ilgilerine göre değil; “kötülük derecelerine” göre ceza verilmesini isteyen sistemdir.

765 sayılı Türk Ceza Kanununda asli ve feri iştirak ayrımı kabul edilmiş, asli iştirak de asli maddi iştirak ve asli manevi iştirak olarak ikiye ayrılmıştı. Bu ayırımda “fiili irtikâp etme” ve doğrudan doğruya beraber işleme, “asli maddi iştirak şekilleri olarak öngörülmüştü. 5237 sayılı TCK’da yapılan düzenlemeyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki asli iştirak-feri iştirak ayırımına son verilmiştir.

5237 sayılı TCK’nın Birinci Kitabının Dördüncü Bölümünde “Suça İştirak” başlığı altında çok failli suçlar düzenlenmiştir. Yapılan düzenlemeyle, faillin “fiilin işlenişi üzerinde kurduğu hâkimiyet” ölçü alınmıştır. Yeni yapılan düzenlemeyle, birer sorumluluk statüsü olarak öngörülen iştirak şekilleri ise, faillik, azmettirme ve yardım etmekten ibarettir.

“Türk Ceza Kanununda suça iştirak, faillik ve şerikliği kapsayan bir üst kavram olarak kabul edilmiştir. Şeriklik ise azmettirme ve yardım etmeyi kapsamaktadır.”2

Suça iştirakten söz edilebilmesi için, birden çok kişi bulunması, bu kişilerde suça katılma kastı bulunması ve amaçlanan suçun bu kişiler tarafından işlenmiş olması ve suçun icrasına başlanmış olması gerekir.

Kavram olarak geniş/dar fail kavramı 1930’lu yıllarda tartışma konusu yapılmıştır. İlk defa Stübel tarafından ileri sürülen tek tip fail sistemi fail kavramına geniş bir yorum getirmekteydi. Bu arada azmettirmenin bir faillik türü olmaktan çıkarılıp, şeriklik kategorisi içinde incelenmeye başlanmasıyla, dar anlamda fail kavramı belirginleşmeye başlamıştı.3

“Buna karşılık, suçun işlenişine bulunulan katkıların neticeyle olan illiyet ilişkisinden hareket etmekle beraber, bütün suç ortaklarının değil, sadece neticeye sebebiyet veren, başka bir ifadeyle, kanuni tarifte belirtilen fiili gerçekleştiren suç ortağının fail olabileceğini ileri süren şeklî objektif anlayış ise, esasta dar fail kavramını benimsemiş bulunmaktadır.”4

5237 sayılı TCK’nın 377’nci maddesinin birinci fıkrasına göre, suçun tanımında öngörülen fiili gerçekleştiren kişi faildir.

“Bir suçun işlenişine katılan, fakat gerçekleştirmiş olduğu katkıyla suçun kanuni tanımında yer alan fiil üzerinde hâkimiyet kuramayanlara şerik denilmektedir. Türk Ceza Kanununda iştirakte şeriklik statüsü olarak azmettirme ve yardım etmeye yer verilmiştir.”5

İştirak halinde işlenen suçlarda failler ile şerikler arasında cezalandırma bakımından ayrım yapılmış, ayrıca dar fail anlayışından hareketle, suç tipindeki fiili gerçekleştiren kimseler fail olarak nitelendirilmiştir.

Faillik ve şeriklik ayrımı yapan görüşler dört gruba ayrılmaktadır. Bunlar sübjektif görüş, şekli objektif görüş, maddi objektif görüş ve fiil hâkimiyeti görüşü olarak sayılmaktadır.

Sübjektif görüş; iştirak şekillerinin suça katılanın iradesi, kastı, saikı, suçtan yararı gibi ölçütler dikkate alınarak yapılması düşüncesindedir. Bu görüşe göre, fiili kendisi için isteyen kişi “fail”; fiili başkası için isteyen kişi ise “şerik”tir.

Şekli objektif görüşe göre ise, hareketleriyle kanuni suç tipini gerçekleştiren kişi fail, diğerleri ise şeriktir.

Maddi objektif görüş, suçun icrasına bulunulan katkı ile sonuç arasındaki nedensellik bağlantısını esas alarak fail ve şerik ayırımı yapmaktadır.

Fiil hâkimiyeti görüşünde ise, fiile hâkim olan, suçun oluşum sürecini yönlendiren kişi faildir. Fiile hâkim olmadan yardımcı olarak suçun işlenmesine yol açan veya teşvik eden kişi de şeriktir.