Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Defansif Tıp Uygulamaları ile İhlal Edilen Hasta Haklarının Tıbbi Etik İlkeler Bağlamında Değerlendirilmesi

The Evaluation of Patient Rights Trespassed With Defensive Medical Practices in Context of Medical Ethics

Deniz EŞGÜNOĞLU SAĞIR

Hasta hakları, hasta-hekim ilişkisi, hekimin tıbbi müdahale nedeni ile hukuki, cezai ve etik sorumluluğu; ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde sıkça tartışılmakta ve çeşitli başlıklar altında incelenmektedir.

Bu bağlamda, hukuksal sorumluluğu ortadan kaldırmak için hekimler tarafından gerçekleştirilen defansif tıp uygulamaları ile konunun etik yönü sıkça gündeme getirilmektedir.

Günümüz de yaygınlaşan defansif tıp uygulamaları, hasta haklarının ve hekim-hasta ilişkisinde önemli yer tutan tıbbi etik ilkelerin ihlaline neden olmaktadır. Temel etik ilkelerin benimsenmesi ile defansif tıp uygulamalarının neden olduğu hasta hakkı ihlallerinin önüne geçileceği düşünülmektedir.

Sağlık Hakkı, Hasta Hakları, Tıbbi Etik İlkeler, Defansif Tıp, Etik ve Hukuk.

Patient right and patient-physician relationship as well as legal, criminal and ethical responsibilities due to physician’s medical intervention have been frequently discussed within the scope of the national and international legislation and examined under various titles.

In this context, the ethical aspect of the issue has been constantly brought to agenda within the concept of the practice of defensive medicine applied by physicians in order to resolve the legal responsibility.

Practices of defensive medicine, which become widespread, violate the ethical principles that play an important role in patient rights and patient-physician relationship. It is considered that the patient relationship violation caused by practices of defensive medicine can be prevented by adopting basic ethical principles.

Right to Health, Patient Rights, Medical Ethics Principles, Defensive Medicine, Ethics and Law.

Giriş

Etik ve hukuk birbirleri ile bağlantı alanlardır; öyle ki zaman içerisinde bazı etik değerler ve kavramlar hukuk kuralına dönüşebilirler.1

Sağlıklı yaşama hakkının yansıması olan hasta hakları ve bu alana ilişkin uyuşmazlıklar, hukuki ve etik yönleri ile çeşitli başlıklar altında ifade edilmektedir.

Çalışmanın temel amacı; tıbbi müdahale sonucu ortaya çıkabilecek sorumluluğu ortadan kaldırmak için gereksiz tedavi prosedürleri uygulama ya da risk içeren hastalardan ve tedavilerden kaçınma olarak ifade edilebilecek olan defansif tıp uygulamalarını, tıbbi etik ilkeler çerçevesinde değerlendirmek ve bu durumun temel hasta haklarına etkisini tartışmaya açmaktır.

Öte yandan hekimin mesleki başarısı ile yargı mercileri tarafından mesleki hataları değerlendirilirken yeterlilik, mesleki yeniliklerden haberdar olma gibi kriterler göz önünde bulunduruluyor ise de; Hekimlik Meslek Etiği Kuralları ve Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ile düzenlenen ve hekimin uymakla yükümlü olduğu etik kurallar da bu değerlendirmeler de gözetildiğinden,2 çalışmanın amacının daha iyi yansıtılması için hekim yönüyle sorumluluk konusuna da yer yer değinilecektir.

I. Hasta Hakları ve Hasta Haklarının Etik Boyutu

Sağlığı koruma yönünde davranışlar bitkiler, hayvanlar ve insanlar için ortak yön olarak kabul edilebilir. Anılan ortak yön bağlamında canlıların var olmasından bu yana canlı türüne göre değişiklik gösterse de hastalıklara çare arama gibi davranış kalıplarının uygulandığını, sağlığın korunmaya çalışıldığını söylemek mümkündür.3

Şüphesiz insanlara tanınan her hak değerlidir ve birbiriyle doğrudan ya da dolaylı olarak etkileşim içerisindedir. Ancak kişinin sağlıklı olmadığı bir durumda, diğer haklarını da kullanması mümkün olamayacağından, kişinin sağlıklı olması ve sağlıklı yaşama hakkının uzantısı olan hasta hakları daha fazla ön plana çıkmaktadır.4

Hasta hakları; “Hastanın kaybettiği sağlığını en kısa zamanda, mümkün olabildiğince en yüksek seviyede, en konforlu ve saygın bir biçimde geri alabilmesi; bu mümkün olamadığında ise hastalığına karşın yaşam kalitesini koruyabilmesi ve insan onuruna yakışır biçimde ölebilmesi için gereksinim duyacağı her türlü desteğe ve hizmete kolayca ulaşabilmesi”5 durumunu ifade eder.

Zaman içerisinde konuya ilişkin ortaya çıkan ihtiyaçlar, bu ihtiyaçlara cevap verecek düzenlemelerin yapılmasını gerektirmiştir.6 Hasta haklarına duyulan gereksinimi ve hasta haklarının korunması ihtiyacını ortaya çıkaran sebepler şu şekilde sıralanabilir: tıp biliminin ilerlemesi, sağlık hizmetlerine ulaşma sürecinde yaşanan sorunlar, toplumsal ve ekonomik gelişmelere paralel olarak artan eşit hizmet alma talebi, sağlık hizmeti sektöründe değişen dinamikler.7

Konuya ilişkin meydana gelen uyuşmazlıklar, ortaya çıkan hak ihlalleri ve hukuki gereksinimler, açıklanacağı üzere uluslararası ve ulusal düzenlemeleri beraberinde getirmiştir.

1970’li yıllar da hasta hakları bağlamında önemli adımların atıldığı görülmektedir. Hasta haklarına ilişkin ilk belge Amerikan Hastaneler Birliği tarafından yayınlanan 1972 tarihli Hasta Hakları Beyannamesidir. 1975 yılının sonlarında hasta hakları ile ilgili çalışmalar Avrupa’da da gündeme gelmiştir. Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi konuya ilişkin öneri taslakları hazırlamıştır. ABD’de ise, 1977 yılların başında hasta haklarına ilişkin çalışmalar yapılmıştır.8

Hasta haklarına yönelik düzenlenen uluslararası belgelere yer verilecek olursa, bu belgeler bildirge niteliğine sahip olup, öneri özelliği taşırlar. Hasta haklarına ilişkin ilk uluslararası belge, Dünya Tabipler Birliğinin 1981 tarihli Lizbon Bildirgesidir9 . Hasta haklarına ilişkin diğer önemli düzenlemeler ise; 1994’te Dünya Sağlık Örgütünün Avrupa birimi tarafından yayınlanan Amsterdam Bildirgesi ve 1995 yılında Dünya Tıp Birliğinin 47. Genel Kurulunda yayınladığı ve Lizbon Bildirgesinin tekrar gözden geçirilmiş hali olan Lizbon Bildirgesi II’dir.10

Ulusal mevzuat açısından konuya bakıldığında şu tespitlere ulaşılmaktadır: 1 Ağustos 1998 tarihinde kabul edilen “Hasta Hakları Yönetmeliği” konuya ilişkin en önemli gelişmelerdendir.11 Anılan Yönetmeliğin kabulüne kadar geçen sürede, hasta haklarını ilgilendiren düzenlemeler doğrudan ya da dolaylı olarak mevzuatımızda yer almıştır.12

Hasta Hakları Yönetmeliğinde yer alan temel hasta hakları“sağlık hizmetinden adalete ve hakkaniyete uygun olarak faydalanma, bilgi isteme, sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirme, personeli tanıma seçme ve değiştirme, tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım isteme, bilgilendirme, kayıtları inceleme, mahremiyete saygı” şeklinde sıralanabilir.13

Ulusal ya da uluslararası mevzuatta ele alınan temel hasta hakları göz önüne alındığında sağlık hizmeti alan kişilerin ortak gereksinimlerini giderecek ve ortaya çıkan/çıkabilecek sorunlara cevap verecek nitelikte düzenlemeler yapıldığı görülmektedir.