Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bazı Ülkelerde ve Türkiye’de Televizyonlarda Tekelleşmeleri Önleyici Düzenlemeler

Hakan ÖNCEL

TV’nin Gücü ve Bu Gücün Tekelleşmesinin Önlenmesi Gereği

Günümüz iletişim toplumunda, televizyon diğer medyaları da etkileyerek, siyasi açıdan neyin haber olup olmayacağını ve gündemde neyin olup olamayacağını belirleyecek duruma gelmiştir.

Kamuoyu tartışmaları olayların kendisi tarafından gerçek boyutları ile değil, sunuluş biçimi tarafından belirlenmektedir yani televizyon kendi görüntüleriyle bir dünya şekillendirmektedir. CNN’in sahibi Ted Turner bu yüzden “Bizim kameraların çekmediği ve yayınlamadığı şeyler, varolmamış demektir” diyebilmektedir. Burundi’deki vahşetin gündemde olduğu günlerde, A.B.D Başkanı’nın Brüksel ziyareti sırasında Belçika Başbakanı Dehaene, Kendisinin dikkatini Burundi’deki vahşete çekmeye çalıştığında Clinton, “Bu ülkenin ciddi problemleri olduğunu biliyorum, ama CNN henüz göstermedi” diyebilmektedir.

Televizyonun yaygınlığının ne ölçüde arttığını rakamlarla mukayese edildiğinde daha iyi görülmektedir, şöyle ki; 1981’de Avrupa Topluluğu’nu oluşturan ülkelerde tamamına yakını kamu sektörüne ait ulusal televizyon kanallarının sayısı 40 iken, on yıl içinde sayı 140’ın üzerine çıkmış, özel sektöre ait kanal sayısı 70’i aşmıştır. 1985’te Avrupa Topluluğu’nda yılda toplam 200.000 saat televizyon yayını yapılırken 1990’da 560.000 saate ulaşmıştır1. 2000 yılında Avrupa Birliği’nde yayın yapan televizyon kanallarının sayısının 500, yıllık yayın saati toplamının ise 3.5 milyon saate çıkacağı öngörülmektedir2. Ayrıca 1980-90 yıllarını kapsayan on yıllık dönemde Batı Avrupa’da 3 milyar dolar olan televizyon reklam harcamaları 25 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Genel reklam harcamalarında televizyonun payına düşen oran da aynı dönemde %15’ten %30’lara çıkmıştır3.