Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Basın Yayıncılarına Bağlantılı
 Hak Tanınması Sorunsalı

Problematic of Ancillary Right for Press Publishers

Deniz POLAT AKGÜN,Zehra ÖZKAN

Basın yayıncılarına bağlantılı hak tanınması 2009’dan beri telif hakları gündeminde yer almaktadır. Arama motorları veya haber toplayıcı siteler, haberleri yayınlandıkları sitelere link vererek listelemekte ve haberlerden pasajları göstermektedir. Yayıncılar, söz konusu servislerin kendi gelirlerini düşürdüğünü ileri sürerek, haberlerinin pasajlarının kullanılması konusunda bedel talep etmiştir. Bu talep Almanya’da bağlantılı hak, İspanya’da adil bedel hakkı tanınarak karşılanmıştır. Fransa, Belçika ve İtalya ise pazarın önemli aktörlerinden Google ile bir sözleşme imzalamıştır. AB düzeyinde de AB Dijital Tek Pazar Direktif Teklifinde de basın yayıncılarına bağlantılı hak tanınması önerilmiştir. Bu öneriyle birlikte konu daha geniş bir perspektifte ele alınmaya başlanmış ve AB direktif teklifi ağır eleştirilere konu olmuştur. Böyle bir düzenlemenin basın özgürlüğünü ve çoğulculuğunu zedeleyeceği, gereksiz ve etkisiz olacağı, düzenleme hükmünün belirsiz olması yöneltilen eleştirilerden bir kısmıdır. Özellikle düzenlemenin gerekliliği konusunda doktrinde bir uzlaşıya varılamadığı görülmektedir. Bu konuda bir uzlaşı bulunmazken, düzenlemenin özgür basın ve çoğulculuğa zarar verme ihtimali dahi, bu düzenlemenin kaldırılması için yeterli bir neden oluşturacaktır.

Bağlantılı Haklar, Yayıncıların Hakları, Basın Yayıncılarının Hakları, AB Dijital Tek Pazar, Telif Hakları, Basın Özgürlüğü, Çoğulcu Basın, Tekelleşme.

Ancillary right for press publishers has remained on copyright agenda since 2009. Search engines and news aggregators who link to the original web sites, index and display the snippets of the press publishers. Press publishers state that their revenues have been decreased because of these services and claim a fair compensation. While Germany introduced an ancillary right for press publishers and Spain introduced a fair compensation right for them, French, Belgium and Italy concluded an agreement with Google which is one of the most important actors in the market. Subsequently EU Commission proposed ancillary right for the press Publisher in the Directive Proposal on the Digital Single Market which has been criticized on various aspects. It is asserted that this proposal can effect free and pluralist press negatively and it is unnecessary, ineffective and unclear. It will be seen that there isn’t a consensus across the scholar regarding the necessity of the Proposal. In this condition probability to effect free and pluralist press negatively is a sufficient reason to remove the Proposal.

Related Rights, Ancillary Right, Rights of Press Publisher, EU Digital Single Market, Copyright, Freedom of Press, Pluralist Media, Monopolization.

I. Giriş

Basın yayıncılarına bağlantılı hak tanınması, ilk kez Alman Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Kanunu’na 2013 yılında eklenen §87-89 ile gündeme gelmiştir. Almanya’nın akabinde İspanya da Fikri Mülkiyet Kanununda bir değişiklik yapmış ve basın yayıncılarına adil bedel talep hakkı tanımıştır. Almanya ve İspanya örnekleri sonrasında konunun daha büyük ölçekte tartışılmasına neden olan husus ise Avrupa Komisyonu tarafından 14 Eylül 2016’da AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosuna sunulan Dijital Tek Pazarda Telif Hakları Hakkında Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi Teklifinin1 basın yayıncılarına bağlantılı hak tanıyan 11’inci madde hükmüdür. Söz konusu Direktifin yasalaşıp yasalaşmayacağı henüz belli olmamakla birlikte, bu çalışmayla üye devletlerdeki konuya ilişkin gelişmeler ve yasal düzenlemeler ile Direktif Teklifi ve Teklife ilişkin eleştirilere yer verilecektir. Konuya ilişkin tartışmaların telif hakları alanında mevzuatını AB Hukuku ile uyumlaştıran Türk hukukuna ışık tutacağı düşünülmektedir.

II. Basın Yayıncılığı Sektöründeki Değişim

Basın yayıncılarına bağlantılı hak tanınması tartışmalarını daha iyi değerlendirebilmek için, basın yayıncılığı sektöründe nasıl bir değişim oldu da, böyle bir hak tanınması gündeme geldi sorusuna cevap verilmelidir. Konuya ilişkin yapılacak ilk tespit, hiç şüphesiz basın yayıncılığı/gazetecilik sektöründe gelirin azalmasıdır2 . Ancak sektörde bu sorunla ilk kez karşılaşılmadığı ve televizyon yayıncılığının başlamasının da gelir azalması sonucu doğurduğu3 unutulmamalıdır. Basın yayıncılarına hak tanınması dijital çağla birlikte tartışılmaya başlandığına göre, konunun aydınlatılabilmesi için dijital çağın getirdiklerinin ve dijital çağ öncesi dönem ile dijital çağ arasındaki farkın tespit edilmesi gerekmektedir.

Basın yayıncıları için dijital çağ öncesinde; satacak, yani tüketicinin değer olarak niteleyebileceği içeriği ve yazarları seçmek, basılacak nüsha sayısına karar vermek ve masrafları düşürebilmek için matbaa ile yaptığı sözleşme önem arz etmekteydi. Belli bir sayının altındaki nüsha basımı maliyeti çok yükseltmekteydi. Oysa günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte bu maliyet azalmış, hatta talep üzerine basım bile söz konusu olmuştur. Özellikle kitap sektöründe, artık belli bir sayıda kitap basımından vazgeçildiğini ve sipariş üzerine basım yapıldığını söylemek mümkündür. Teknolojik gelişmelerle birlikte diğer yayın türlerinde olduğu gibi basın yayınlarına online erişim imkânının olması basılı nüshaya ihtiyacı azaltmıştır. Tüketiciler, basılı/fiziki nüshalardan ziyade basın yayınlarına internet üzerinden erişmeye başlamıştır4 . Dijital çağ, tüketicilerin basın yayınlarından beklentilerini de değiştirmiştir. Tüketiciler açısından tek bir kanaldan habere/bilgiye ulaşım yetersiz addedilmiş, daha önce birden fazla kaynaktan edinilen bilgiye tek bir platformdan erişebilmek önem kazanmaya başlamıştır. Böylelikle tüketici, tek tek internet sitelerine girip bilgi aramayacak, onun yerine platformları ziyaret edip, edinmek istediği tüm bilgiye tek bir platformdan erişebilecektir. Tüketici, sadece okuyabildiği değil, aynı zamanda yorum yapabildiği, hatta kendisine çeşitli önerilerde bulunan, kullanıcı dostu, arama fonksiyonu olan ve farklı bilgiler arasında çapraz referans yapabilen platformları tercih etmeye başlamıştır5 .

Teknoloji ve tüketicinin tercihindeki bu değişim yeni iş modellerini doğurmuştur. Bu modellerden biri de hiç şüphesiz dizin ve kategori siteleridir. Bu siteler; arama motorları, pazarlama şirketleri ya da bağımsız kurumlar veya kişiler tarafından kurulmakta olup, temel olarak başka sitelere link vermek (bağlantı vermek) suretiyle haberleri toplamakta ve topladıkları bu haberleri konu veya coğrafi alan gibi çeşitli kriterlere göre kategorize etmektedir. Tüm dizin veya kategori siteleri aynı şekilde faaliyet göstermemektedir. Kimi siteler topladıkları haberleri, sadece kategorize etmekte, kimileri haberlerin altına yorum eklemekte, yeniden işlemekte, kimileri de aynı zamanda haber üretmektedir. Örneğin news.yahoo.com haberleri toplayıp işlerken, news.google.com, sadece haberleri toplamaktadır6 . 2016 yılında yapılan bir çalışma AB içerisinde tüketicilerin %22’sinin sosyal medya, %14’ünün haber toplayıcı (news aggregator) siteler, %21’inin de arama motorlarını kullanarak haberlere ulaştığını ortaya koymaktadır.

Aslında basın yayıncıları ile arama motorları ve haber toplayıcılarının7 menfaatleri örtüşmektedir. Arama motorları ve haber toplayıcıları basın yayıncılarının haberleriyle var olurken ve geniş bir içerik sunmak suretiyle bundan gelir elde ederken, basın yayıncıları da görünürlük kazanmaktadır. Ayrıca arama motorları ve haber toplayıcıları, kullanıcıları haberin yayınlandığı siteye yönlendirerek, yayıncıların internet trafiğini ve dolayısıyla reklam gelirini artırmaktadır8 .

Menfaatlerinin örtüşmesine rağmen, yapılan araştırma tüketicilerin %47’sinin, sadece arama motorları ve haber toplayıcılarının sayfalarını görüntülediğini ve haber alıntısını okumakta olduğunu, yani haberin yayınlandığı siteyi tıklamadığını ortaya koymaktadır. İşte bu noktada basın yayıncılarının sitelerini ziyaret sayısı düşmekte, trafik azalmakta ve dolayısıyla reklam gelirlerinde düşüş yaşanmaktadır. Bu nedenlerle, basın yayıncılarına koruma sağlanması gündeme gelmektedir9 .

AB üye devletleri incelendiğinde, bu sorunu çözmek için farklı yollar izlendiği görülmektedir. Fransa, İtalya ve Belçika hükümetleri Google ile bir sözleşme yapmış, Almanya basın yayıncılarına bağlantılı hak, İspanya basın yayıncılarına adil bedel hakkı tanımıştır. AB düzeyinde ise Dijital Tek Pazar Direktif Teklifi m.11’de basın yayıncılarına bağlantılı hak tanınması önerilmiştir

III. AB Üye Devletlerinin Yaklaşımları

Almanya, basın yayıncılarının, bağlantılı hak talep ettiği veya internet arama motorlarından içeriklerinin kullanımı karşısında bedel talep edildiği tek devlet değildir. 2012 yılında Fransız gazete yayıncıları Fransız Hükümetinden Google gibi internet arama motorlarının kendi içeriklerini Google News gibi servislerinde göstermelerinin karşılığında bedel almalarını sağlayacak kanun çıkarması talebinde bulunmuştur. Aynı yıl dönemin Fransız Kültür Bakanı, yayıncıların 2012 yılı sona ermeden anlaşmaya varmakta başarısız olmaları durumunda, Google’ı, Google News servisinde gösterdiği haber içerikleri karşılığında telif bedeli ödemeye zorlayacak bir kanunun kabul edileceği açıklamasını yapmıştır. Fransa da 2013 yılının başında Google ile bir sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmeye göre Google, dönüştürülebilir Fransız dijital yayıncılık girişimlerini desteklemek üzere 60 milyon Euro değerinde Dijital Yayıncılık İnovasyon Fonu kurmayı kabul etmiştir. Bunun karşılığında haber yayıncılarının içeriğinin kısa özetlerini gösterme ve içeriklere link verme lisansından muaf tutulmuştur. Ayrıca Google, Fransız yayıncılarının Google reklam teknolojisini daha düşük ücretlerle kullanmalarını sağlayarak, onların online gelirlerini artırmaya yardım etmek suretiyle Fransız yayıncılarla işbirliğini güçlendirmiştir10 . Yine Sözleşmeye göre basın yayıncıları cep telefonları için AdSense ve AdMob da dahil olmak üzere Google’ın reklam platformlarından yarar sağlayacaktır. Ayrıca reklamların tıklanmasıyla elde edilecek gelir de paylaşılacaktır. Bu gelirin nasıl paylaşılacağı net olmamakla birlikte, çoğunun Fransız yayıncılarına gideceği öngörülmektedir. Müzakereler devam ederken Google, bu sözleşmenin, haber içeriklerinden pasajlar (snippet) göstermek için bedel ödenmesi anlamına gelmediğini, bu kullanımların karşılığında kendisinden bedel istenmesi durumunda internet sitesinden içerikleri kaldıracağını açıklamıştır. Ayrıca arama motorunun bir ayda milyarlarca kere tıklandığını ve kendi reklam çözümlerinin yayıncılara internet trafiğinden daha fazla para kazanmalarını sağladığını ifade etmiştir11 .

Bu sözleşmenin bir benzeri 2012 yılının sonlarında Belçika’nın Fransızca yayın yapan basın yayıncılarıyla da yapılmıştır12 . Belçika’da durum, Fransa’dan biraz daha farklılık arz etmektedir. Çünkü Belçika’da Google’a karşı bir dava açılmış ve Google davayı kaybetmiştir. Belçika ile yapılan sözleşmenin konusunu, sadece haber içeriklerinin arama motorunda gösterilmesi oluşturmamakta, yine Google’ın reklam platformlarının ve diğer pek çok araçlarının basın yayıncıları tarafından kullanılmasına ilişkin hükümler de yer almaktadır. En son 2016 yılının ortalarında İtalyan basın yayıncıları ve Google arasında da bir sözleşme imzalanmıştır13 .

Bu noktada bahse konu sözleşmelerle telif hukuku perspektifinden nasıl bir kazanım sağlandığının açıklanması gerekmektedir. Bu değerlendirme nereden bakıldığına göre değişecektir. Eğer basın yayıncılarına bağlantılı hak tanınması tartışmalarındaki temel sorun Google ise, İtalya, Fransa ve Belçika açısından bu sorunun giderildiği varsayılabilir. Ancak haber toplayıcı tek internet sitesi Google değildir. Bu noktadan bakıldığında ve sözleşmelerin diğer hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, iki taraflı sözleşmelerin, sadece geçici bir çözüm olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.