Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Otomotiv Sektöründe Yeni Rekabet Kuralları ve Türkiye

Tuncay ÖZİLHAN

TÜSİAD, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne entegrasyon sürecinde uyum çalışmalarına büyük önem vermekte, bünyesinde kurulmuş olan çeşitli Çalışma Grupları vasıtasıyla özellikle Türk mevzuatının Avrupa Birliği müktesebatı (Acquis Communautaire) ile uyumlaştırılması yönündeki gelişmeleri de yakından takip etmektedir. Bu nedenle motorlu araçlar sektöründe mevzuat uyumu da Türkiye’nin ulusal program çerçevesinde Avrupa Birliğine verdiği taahhütlerin zamanında yerine getirilmesi açısından TÜSİAD nezdinde önem verilen bir gündem maddesini oluşturmaktadır. TÜSİAD, bünyesinde kurulan Rekabet Çalışma Grubu aracılığı ile, bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmekte ve ülkemiz rekabet mevzuatının uluslararası uygulamalara paralel bir şekilde gelişmesi ve etkin bir şekilde uygulanması için faaliyetlerde bulunmaktadır.

Güçlü bir ekonomi için sağlıklı işleyen rekabet düzeninin gerekliliği hepimizin malumudur. Rekabet Hukuku bu düzeni kurmak ve korumak için piyasalardaki rekabet şartlarını bozan uygulamaları yasaklamakta ve etkin rekabeti sağlayacak kurallar koymaktadır. Türkiye, 4054 sayılı Yasa ile düzenlenen birincil rekabet kurallarını ortaklık hukuku gereği olarak AB’nin Kurucu Antlaşmasından almıştır. Grup Muafiyeti Tebliğleri ile düzenlenen ikincil rekabet kuralları ise, AB Komisyonunun tüzüklerinden kaynaklanmaktadır. Otomotiv sektöründe bayilik-servis ve yedek parça ticaretine ilişkin anlaşmaların tabi olduğu 1998/3 sayılı Grup Muafiyeti Tebliği bu çerçevede yürürlük kazanmıştır. Otomotiv ürünlerine yönelik özel kurallar, hem farklı markalar hem de aynı markalı ürünler arasında etkin bir rekabetin oluşması için, hizmet sunan kuruluşların aralarındaki rekabeti hedeflemektedir. Böylelikle, güvenlik önceliği korunarak dağıtım ve bakım hizmetlerinde yatırım ve işletim giderlerinde optimizasyona gidilmesi amaçlanmaktadır, Otomotiv ürünlerine ilişkin ikincil mevzuat ile artırılacak rekabet sonucunda elde edilmesi hedeflenen kaynağın, küresel rekabet şartlarında başarılı olmak için model geliştirme ve araç fiyatlarında iyileşmeye neden olacağı beklenmektedir.

Muafiyet sistemini kuran ikincil mevzuat “mutlak” nitelikli değildir ve piyasalardaki gelişmeler karşısında muafiyetin şekli ve kapsamı değiştirilmektedir. Türkiye Gümrük Birliğini kuran Ortaklık Konseyi kararı gereği olarak AB’nin ikincil mevzuatında yapılacak değişiklikleri de benimsemeyi taahhüt etmiş bulunmaktadır. 1995 yılında Avrupa Birliği Komisyonu tarafından motorlu taşıtlar dağıtım ve servis anlaşmalarına yönelik olarak yürürlüğe konan ve Türkiye’de 1998/3 sayılı Rekabet Kurumu Tebliği’ne temel teşkil eden 1475/95 sayılı Blok Muafiyet Tüzüğü, 2002 yılı Eylül ayında yürürlüğe giren 1400/2002 sayılı tüzük ile yenilenmiştir. Komisyon tarafından hazırlanan değerlendirme raporunda eski Tüzüğün motorlu taşıtlar sektörünü daha rekabetçi bir yapıya kavuşturmak yolunda, gerek motorlu taşıtların satışı gerekse servis hizmetleri ve yedek parça satışına yönelik getirilen düzenlemelerin yetersiz kaldığı ifade edilmiştir. Söz konusu rapor dikkate alınarak hazırlanan 1400/2002 sayılı Tüzük, öncelikle terminolojide “deli gömleği etkisi” olarak nitelendirilen ve bütün dağıtım ağlarının aynı kalıpla düzenlenmesi etkisini yaratan eski sistemi ortadan kaldırmış, bu yeni düzenleme ile yenilikçi dağıtım sistemlerine imkan tanıyan daha esnek bir sistem getirilmiştir.