Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Satım Hukukunda 1 Ağustos 2011 İtibariyle Yeni Bir Dönem: 
11 Nisan 1980 Tarihli Birleşmiş 
milletler Taşınır Mal Satımına İlişkin 
viyana Satım Sözleşmesi

Selin Sert CANPOLAT

Çalışmada Türk Satım Hukukunu etkileyecek ve yeni bir satım hukuku kavramı oluşmasını sağlayacak olan Viyana Satım Sözleşmesi genel olarak anlatılmaya çalışılacaktır.

Satım Hukuku, Viyana Satım Sözleşmesi, Taşınır Mal Satımı.

Uluslararası ticaretin yaygınlaşması ve öneminin artması ile beraber satım sözleşmelerine duyulan ilgi de artmıştır. Ülkelerin milli hukuklarının birbirlerinden farklı olması, farklı devletlerde işyerleri bulunan taraflar arasında sözleşmelerin kurulmasını zorlaştırmaktadır. Farklı hukuk sistemlerinin uygulanması, sözleşme tarafları arasında hukuki güvensizliğe de sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak uluslararası ticaretin gelişiminin önünde engeller oluşmaktadır.

Uluslararası ticareti geliştirmek ve ortaya çıkabilecek sakıncaları gidermek veya en aza indirmek amacıyla birçok çalışma yapılmıştır. Çalışmalarda; farklı sosyal, ekonomik ve hukuki sistemler dikkate alınarak hazırlanmış kurallar ile uluslararası ticaretin karşılıklı ve eşit menfaatler zemininde gelişmesinin ve sanayileşmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkeler arasında çıkar dengesinin sağlanması amaçlanmıştır1.

Tüm bu düşünceler, farklı hukuk sistemleri tarafından uygulanan satım hukuklarını tek bir çatı altında birleştirme çabaları neticesinde, milletlerarası mal satışlarında maddi hukukun birleştirilmesi amacıyla, 11 Nisan 1980 tarihinde Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalanmıştır. Altı dile çevrilen Anlaşmanın Viyana’da imzalanması nedeniyle Anlaşma, yaygın adıyla Viyana Satım Anlaşması olarak adlandırılmaktadır2.