Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

1400/02 Sayılı Avrupa Birliği Otomotiv Tüzüğü’nün Türkiye’ye Örnek Uygulanması

Gözde COŞKUN

I. Genel Olarak

Bu makalede ana hatlarıyla, Avrupa Birliği’nde 31 Temmuz 2002 tarihinde yürürlüğe konulan “Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tüzüğü” incelenecektir. AB Komisyonu, ilgili Tüzüğün beraberinde yeni dağıtım teknikleri getireceği ve bayiler arasındaki rekabeti kızıştıracağını, yeni araçların sınırötesi satışlarını önemli ölçüde kolaylaştıracağını, aynı zamanda fiyat rekabetini artıracağı ve taşıt sahiplerine daha kolay ve düşük maliyetli satış sonrası servis imkanı sağlayacağını ifade etmiştir. Ancak yeni uygulamanın beraberinde bir çok zorluğu da getirdiği yadsınamayacak bir gerçektir.

Her şeyden önce, Tüzükte yer alan geçiş hükümleri üreticilerin bayiler ile olan mevcut anlaşmalarını yeniden yapılandırma gerekçesi ile de facto biçimde sonlandırmalarına neden olmaktadır. Yeni uygulama her ne kadar sağlayıcılara münhasır veya seçici dağıtım sistemi arasında seçim yapma imkanı sağlasa da, bunun pratikte pek de mümkün olmadığı görülmektedir. Bundan başka, yeni muafiyet sistemi pazar payları ile bağlantılı hale getirilmiş olup, bunların hesap edilmesinde yaşanacak sıkıntının ne şekilde aşılacağı hususunda da fazlaca bir netlik bulunmamaktadır.

II. Geçiş Süresi

1400/02 sayılı yeni Tüzük, hali hazırda uygulanmakta olan dikey anlaşmalar için 1 yıllık bir geçiş süresi öngörmekte olup, bu süre 30 Eylül 2003 tarihinde son bulmuştur. Buna göre, 30 Eylül 2002 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve 1400/02 sayılı yeni Tüzüğe aykırı hükümler ihtiva eden ancak 1475/ 95 sayılı eski Tüzük ile uyumlu olan anlaşmaların 30 Eylül 2003 tarihine kadar ilgili uygulamalardan muaf tutulmaları esası benimsenmiştir. 1400/02 sayılı Tüzük ile sağlanan muafiyet rejiminden faydalanmak, sözleşmelerin 30 Eylül 2003 tarihi itibariyle yeni Tüzüğe uygun şekilde tadili veya eski sözleşmelerin hitamını gerektirmektedir. Bu durum ise teşebbüsleri tam bir dilemmanın ortasında bırakmaktadır. Zira, bir yıllık geçiş süresinden yararlanmak için 1475/95 sayılı Tüzük ile uyum içinde bulunmak gerekecektir ki, burada yer alan hüküm uyarınca sözleşmelere koyulması gereken fesih süresi iki yıl olmak durumundadır. Bu süre, mevcut dağıtım ağının yeniden yapılandırılması veya sözleşmenin tazminat ödeme şartını ihtiva etmesi halinde bir yıl ile sınırlanmıştır.