Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’nin AB Rekabet Hukuku’na Uyumu Meselesi

Arif ESİN

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği arasındaki Ortaklık Hukuku’nun ruhu ülkemizin AB muktesebatına bir takvim doğrultusunda uyumu üzerine kurulmuştur. Türkiye bu uyum sürecinde geçmişte tüm aday ülke statüsünde ilişkilerini devam ettiren ve nihayetinde Üye ülke statüsünü elde eden ülkeler ile mukayese edildiğinde karnesi en kötü ülke konumdadır. Mevcut Hükümet AB’ye üyelik sürecinde Cumhuriyet tarihinin en cesaretli kararlarını alırken ve bu kararlar TBMM’de hızla hayata geçirilmektedir. Tüm kamu kurum ve kuruluşları TBMM ve Hükümeti’nin bu cesur atılımına kurumsal taassubu bir kenara bırakarak cevap vermek zorundadır. Bürokrasi ayak diremeyi bırakmalı ve uyum sürecini aksatmamalıdır. Şahsi menfaatler ya da geçmişten kalan kariyer bozuklukları bir kenara bırakılarak Ulusal Program’da emredilen tüm hususlar zamanında yerine getirilmelidir.

Rekabet Kurumu Türkiye’nin en gözde idari ve mali özerkliği haiz kurumları arasında yer almaktadır. Geçmişte başardığı mevzuat uyumu bakımından AB Komisyonu’nun övgüsüne mahzar olmuştur. Ancak son yıllarda yum sürecini en yavaş takip eden ve adeta aksatan bir görünüme bürünmüştür. Siyasi otoritenin özerk kurumlar üzerinde müdahalesi yoktur. O bakımdan bu kurumların idarecilerine iki misli sorumluluk ve görev düşmektedir. Rekabet Kurumu ve Onu yöneten Başkanı ve Kurul’u bu konudaki hassasiyetlerini bir an önce kamuoyu önünde göstermeli ve bu yıl tamamen yenilen Avrupa Birliği Rekabet Hukuku mevzuatına bir an önce uyumu sağlamalıdır. Mevcut mevzuatımız eski, köhne, ihtiyaca cevap vermeyen ve AB kurumları ile konuşamaz hale dönüşmüştür.

Rekabet Kurumu dörtyüze yakın personeli ile bu vazifeyi en kısa zamanda başarabilecek ender ve nadide kurumların başında gelmektedir.