Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

AB Müktesebatının Uygulanışının Türk İş Dünyasına Etkileri: Rekabet Politikası

Şebnem OĞUZ

17 Aralık Zirve toplantısında alınan karara göre 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri başlayacaktır. Bu müzakerelerde ele alınacak konu başlıklarından biri de rekabet politikası alanında olacak, devlet yardımları konusu da bu başlık altında ele alınacaktır. Bu alandaki müzakere sürecinde Türkiye'yi diğer aday ülkelerden ayıracak en temel faktör, AB'nin rekabet mevzuatına uyumun Türkiye için, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında Gümrük Birliği'ni oluşturan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'ndan gelen bir yükümlülük olmasıdır. AB'nin rekabet politikasına uyum, Katılım Ortaklığı Belgesi'nde de Türkiye için kısa vadeli bir önceliktir.

Türkiye, rekabet hukuku alanındaki mevzuatının önemli bir bölümünü, AB müktesebatı ve OKK'dan kaynaklanan yükümlülükleri ile uyumlu hale getirmiştir. Ancak, özel ve inhisari haklara sahip işletmelere uygulanan rekabet kuralları ile devlet yardımları alanında Topluluk mevzuatına uyum konusundaki mükellefiyetlerin tam olarak yerine getirilmemiş olması eleştiri konusu olmaktadır.

I. Avrupa Birliği'nde Rekabet Politikası

AB'nin temel ekonomik hedefi, üye ülkeler arasında tüm ekonomik engellerden arındırılmış bir ortak pazar oluşturmaktır. Bu hedefe ulaşmak için Topluluğun kullandığı en temel ve etkin araç rekabet kuralları olmuştur. Topluluğun rekabet politikası, rekabeti bozduğu kabul edilen eylemleri engelleyerek, piyasa güçlerinin hakim olduğu bir ekonomik ortam yaratmayı ve bunu sürdürmeyi hedefler.