Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

7063 Sayılı Kanuna Göre
 Tüketici Hakem Heyetlerinin
 Görev Alanı ve İtirazın İptali Sorunu

Mehmet Akif TUTUMLU

I. Hukuki Sorun

Resmî Gazete'nin 20 Aralık 2017 tarihli ve 30276 sayılı nüshasında yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7063 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 11’inci maddesi hükmüyle, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68’inci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılmıştır.

Anılan hüküm tüketici hakem heyetlerinin (THH) görev alanı bakımından iki tür değişiklik öngörmektedir: a) Parasal sınırların artırılması, b) İcra ve İflâs Kanununa yollama yapılması nedeniyle heyetlerin görev sınırlarının bir nebze genişletilmesi.

Bu makalede, söz konusu değişiklikleri incelemeye çalışacağız; ancak hemen belirtelim ki bize göre temel hukuki sorun, söz konusu yeni hükümle birlikte, hakem heyetinin görev kapsamına giren alacaklar hakkında doğrudan ilâmsız takibe girişilip girişilmeyeceği ve heyetlere, itirazın iptali istekleri hakkında inceleme yapma ve karar verme yetkisinin tanınıp tanınmadığı hususunda toplanmaktadır. Konuya ilişkin önceki uygulamayı ve görüşleri yansıttıktan sonra yeni hükümleri değerlendirmeye çalışacağız.

II. 7063 Sayılı Kanundan Önceki Dönem

İlâmsız takiplere ilişkin itirazın iptali davasına ilişkin İcra ve İflâs Kanunu m. 671 hükmü şöyledir:2

Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

Yukarıda alıntılanan düzenlemeye konu davaya uygulamada itirazın iptali davası denilmektedir. Tüketici hukukundan doğan düşük miktarlı alacakların doğrudan ilâmsız icraya konu edilip edilemeyeceği, edildiği takdirde itirazın iptali isteklerinin (yasal sınırdaki parasal miktarlar dâhilinde) tüketici hakem heyetlerince incelenip incelenemeyeceği on üç yıldan beri tartışılagelmekte olan bir sorun.3 Sorunu çözüme kavuşturan Yargıtay kararları4 şöyledir:

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.03.2015 tarihli ve E. 2015/10571, K. 2015/8738 sayılı kararı: