Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Alman Ceza Muhakemesi Hukukunda
 Temyizde Maddi Meselenin İncelenmesi
 Sorunu

Feridun YENİSEY,Karl Heinz GÖSSEL

Konuşmama çarpıcı bir tespitle başlamak istiyorum. Uygulama, kanun koyucunun bir kanunu yaratırken hedeflediği amaçlardan çok farklı olabilir. Bu tespit, bugünkü konumuz açısından büyük ölçüde geçerlidir: Alman Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 337’nci maddesinin 2’nci fıkrası, ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün, temyiz kanun yolunda incelenmesini sadece kanunun uygulanmaması veya hatalı uygulanması ile sınırlandırmıştır. Kanunun resmi gerekçesine göre, delillerin değerlendirilmesi dahil, maddi tespitlerle ilişkili olan tüm işlemler, hukuka aykırı bir muhakeme usulü uygulanarak tespit edilen maddi tespitler dışında, Yargıtay tarafından denetlenemez.1 

Böylece, kanun koyucunun 337/2 madde ile ulaşmak istediği hedef, açık ve net bir şekilde tanımlanmak istenmiştir. Buna rağmen, İmparatorluk Yüksek Mahkemesi’nin bir hakimi, kanunun yürürlüğe girmesinden on sene kadar sonra şu sonuca varmıştır: “Alman Ceza Muhakemesi Hukukunun en zor sorunlarından biri, esas mahkemesi tarafından yapılmış bulunan maddi tespitlerin temyiz hakimi açısından ne derecede bağlayıcı olduğu meselesidir”.2 Kanun yürürlüğe girdikten yaklaşık 100 yıl sonra, 1973 yılında yapılan bir bilimsel araştırma, gerekçede açıklanan amacın tam aksine, maddi tespitlerin temyizde hiçbir sınırlamaya tabi tutulmaksızın incelendiğini ortaya koymuştur.3 Görüldüğü gibi, maddi meselenin temyiz aşamasında denetlenmesinin sınırları konusu çok ilgi çekicidir. Bu konu aşağıda iki bölümde incelenecektir: Önce maddi tespitlerin temyizde incelenmesi konusundaki mevcut uygulama açıklanacak, daha sonra da bu konudaki problemlere cevap aranacaktır. Üçüncü bölüm sonuçlara ayrılmıştır.

Birinci Bölüm: Halen Tartışılmakta Olan Konular

Açıklamalarıma maddi tespitlerin Yargıtay’da halen nasıl incelendiğini anlatarak başlamak istiyorum. Alman ceza muhakemesi hukukuna göre ceza mahkemelerinden verilen hükümler temyiz edilebilir ve hukuki derece muhakemesi aşamasında genel olarak sınırlı bir şekilde, yani her yönüyle olmamak koşuluyla incelenir. Bu sınırlama iki yönlü yapılır. Bir taraftan incelemenin konusu bakımından, diğer taraftan ise şekli yönden kısıtlamalar vardır.