Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sosyal Medyada Kişilik Hakları İhlalleri ve Korunma Yolları*

Violations of Personality Rights in Social Media and Ways of Protection

Mehmet Emir ARSLAN

Teknoloji Çağı olarak da isimlendirilen 20. yüzyılın en büyük atılımlarından biri de internetin icat edilmesidir. İnternet ortaya çıktığı andan itibaren hayatın her alanında büyük değişime sebep olmuştur. Bu değişimden en büyük etkilenen alanların başında sosyal hayat gelmektedir. İnternet, beraberinde getirdiği sosyal medya araçlarıyla kişilerin sosyalleşmesini zirve noktalara taşıyan özgür bir sanal dünya oluşturmuştur. Her yeni şeyin olumlu yanları olduğu gibi olumsuz yanlarının da mevcut olmasından dolayı sosyal medya araçlarının özgürce kullanılabilmesi, kişilerin haklarının ihlal edilme olasılığını arttırmıştır. Bu hak ihlalleri, sanal bir dünyada gerçekleştiğinden dolayı mevcut hak ihlallerinden farklı unsurlar içermektedir. Bu yüzden bu hak ihlallerine mevcut düzenlemelerden daha gelişmiş düzenlemelerin uygulanması gerekmektedir. İşte bu çalışma; sanal dünyada sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirilen hak ihlallerinden biri olan kişilik haklarının nasıl ihlal edildiğini incelemekte ve ihlal halinde kişilere hangi korunma yollarının tanındığını göstermektedir.

Sosyal Medya, Sosyal Medya Hukuku, Kişilik Hakları, Kişilik Haklarının İhlali.

The invention of internet is one of the most important breakthrough in 20th century which is known the Technology Age. Internet has changed people’s lives from different aspects since it emerged. Social life is affected by this change mostly. Internet created a virtual world that advances people’s socialization with the tools that internet brought with itself. This situation has bad sides and good sides like everything in life. The freedom of social media increase the violation of human rights. This violation of human rights includes different components from valiable ones because these occur in virtual world. That is why these violations need more developed regulations than valiable regulation. This study examines how personal rights are being violated by social media in virtual world and show people the protection ways for this cases.

Social Media, Social Media Law, Personality Rights, Violations of Personality Rights.

I. Çalışmanın Kapsamı ve Amacı

Bilgisayarların icat edilmesiyle 20. yüzyılda başlayan Teknoloji Çağı, hayatımıza her geçen gün yeni şeyler katmaya devam etmektedir. Teknoloji Çağı'nın getirdiği teknik icatların yanında, bu icatların hayatımızın her alanına girmesiyle sosyal hayatta her geçen gün yeni değişiklikler yaşanmaktadır. Bu değişikliklerin çarpıcı biçimde kişileri etkileyenlerinden biri de kuşkusuz yakın tarihlerde ortaya çıkan sosyal medya araçlarıdır.

Sosyal medya araçları, gündelik hayatın bilgi ve akışına büyük bir hız kazandırarak dünyayı saran yapay bir iletişim ağı oluşturmuştur. Bu iletişim ağı sayesinde dünyanın bir ucundaki insanla diğer ucundaki insanlar rahatlıkla iletişim kurar hale gelmiştir. 1970’lerde başlayan ve 1990’lardan sonra hızla devam eden internet kullanımı, web sitelerinin, portalların yaygınlaşmasıyla kullanıcı sayısını artırmış, 2000’li yıllarda sosyal medyanın işlerlik kazanmasıyla her kesimden insanı ilgilendirecek noktalara ulaşmıştır.1

Sosyal medya kanalıyla, insanlar hiç karşılaşmadıkları kişilerle arkadaşlıklar kurabiliyor, attıkları twitlerle dünyanın her yerinden milyonlarca kişiye aynı anda sesini duyurabiliyor, üretim sürecine katılan tüketiciler doğuyor, işbirlikleri artıyor, herkes kendi gazetesinin yazarı olabiliyor.2 Sosyal medya, sürekli güncellenebilmesi, çoklu kullanıma açık olması, sanal paylaşıma olanak tanıması vb. açısından en ideal mecralardan biri olarak kendini göstermektedir. İnsanlar sosyal medyada günlük düşüncelerini yazmakta, bu düşünceler üzerine tartışabilmekte ve yeni fikirler ortaya koyabilmektedirler. Ayrıca kişisel bilgilerinin yanında çeşitli fotoğraflar, videolar, paylaşabilmekte, iş arayabilmekte ve hatta bulabilmekte ayrıca sıkılmadan gerçek dünyayı sanal ortamda yaşayabilmektedirler. Bu durum gün geçtikçe tüm dikkatlerin bu alana yönelmesine sebep olmakta ve yenilenen sanal dünyaya yeni bir kavramsal çerçeve çizmektedir.3

Geleneksel medya (televizyon yayını, gazete vb.) ile sosyal medya iki noktada ayrılmaktadır. İlk nokta, sosyal medyada içeriği kişiler ya da kurumlar öznel olarak oluşturuyor, geleneksel medya da ise belirli bir yönetimi ve işleyişi olan kurumlar söz konusudur; ikinci nokta ise sosyal medya, geleneksel medyaya göre daha özgür ama bir o kadar da kontrolsüz bir ortam sunmaktadır.4

İnsanların gerçekleşen siyasi, çevresel vb. olaylara sosyal medya aracılığıyla çok hızlı bir şekilde örgütlenip tepki verdikleri görülmektedir. Bunun en son ve en güncel örneğini Arap Baharı sürecinde yaşananlar oluşturmaktadır. Önce Tunus'ta başlayan sonra Mısır ve Libya'ya da sıçrayan ve özellikle sivil insiyatifle başlayan bu harekette, insanların birleşip eylem yapmalarında ve haberleşmelerinde bilişim devrinin bir çıktısı olan sosyal medyanın gücü ve etkisi yadsınamayacak bir gerçektir.5

Tabiî ki her yeni şeyin getirdiği bir takım sorunlar olduğu gibi sosyal medya araçlarının kullanılmasıyla da beraber yeni yeni hukuki sorunlar ortaya çıkmıştır. Bireylerin sanal alemde de olsa sosyal medya aracılığıyla birbirlerinin haklarını özellikle kişilik haklarını ihlal ettikleri görülmektedir.

Sosyal medya araçları henüz genç olduklarından, bunlarla ilgili hususlar henüz tam olarak özel düzenlemelerle düzenlenememiştir. Türk Medeni Kanunu gibi kanunlarda yer alan düzenlemeler bu alana uygulanmaktadır. Ayrıca doktrinde bu alanda az miktarda çalışma mevcuttur.

İşte bu çalışmanın amacı her geçen gün daha çok hukuki problemlerin ortaya çıktığı sosyal medyada; karşılaşılan hak ihlallerinden biri olan kişilik hakları ihlallerini incelemek ve kişilere, böyle ihlallerle karşılaştığında nasıl korunacağı konusunda yol göstermektir.

II. Genel Olarak

20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkıp hızlı bir şekilde hayatımızın her alanına giren bilgisayarlar gündelik hayata büyük kolaylıklar getirmiştir. Özellikle internetin de icat edilmesiyle bu kolaylıklar artmıştır. İnternetin getirdiği kolaylıkların belki de en önemlilerinden biri, maddi dünyaya rakip olarak sanal bir dünya oluşturmasıdır. Oluşan bu sanal dünyada maddi dünyamızdakine benzer sanal kişiler, sanal olaylar vb. durumlar oluşarak sosyal hayatımızı etkilemeye başlamıştır. Oluşan bu sanal dünyanın sosyal hayatımıza getirdiği en büyük etkenlerden biri de hiç kuşkusuz sosyal medya araçlarını bizlerle tanıştırmasıdır. Bu araçlar sayesinde sosyal hayatta, insanlar arası ilişkiler daha da farklılaştı ve bunun doğal sonucu olarak farklılaşan ilişkiler yeni yeni hukuki problemler, yeni yeni hak ihlalleri ortaya çıkardı. Bu ihlaller sanal bir alemden doğduğu için mevcut ihlallerden farklı unsurlar barındırmaktadır. Bu yüzden bu ihlallerin daha farklı mevzuat hükümlerince düzenlenmesi gerekmektedir.

Hukukun görevi olan ihlallerden bireyleri koruma görevi sonucu; mevzuat hazırlayıcı organlar, yavaş yavaş bu alanlarla ilgili mevzuat hükümleri ortaya çıkarmaya başladı. İşte bu düzenlemeler sonucu Sosyal Medya Hukuku adı verilen genç bir hukuk dalı oluşmaya başladı. Sosyal Medya Hukuku kanımızca genel bir hukuk dalı olan Bilişim Hukukunun (İnternet Hukukunun) bir alt dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Zira sosyal medya kullanımı, bilişim sistemleri olan bilgisayarlar gibi elektronik aygıtlarla gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca mevcut durumda sosyal medya, tam anlamıyla kendi ismiyle anılan hukuki düzenlemelere sahip olmayıp sosyal medyaya uygulanan hukuk genelde Bilişim Hukukudur.